Uçan Süpürge Vakfı’nın bu yıl 27.’sini düzenlediği Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde dün 11 film-belgesel gösterimi, birer söyleşi ve panel düzenlendi
Uçan Süpürge Vakfı’nın bu yıl 27.’sini düzenlediği Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde dün 11 film gösterimi, birer söyleşi ve panel düzenlendi. Üçüncü gününü geride bırakan festivalde izleyiciler “Tahran’da 7 Mevsim”, “Kızkardeşlik”, “Memeli”, “Kadınlar Arasında”, “Kadın”, “Anavatan”, “Karatavuk Böğürtlen, “Sauna Kızkardeşliği”, “Dahomey”, “Hoşçakal Taberiye” ve “Kim Mihri” adlı film ve belgeselleri seyretti. Ayrıca festiValin ana paneli “Yeni Medya ve Feminizimler: Türkiye’de Genç ve Kadın” gerçekleşti.
Gençalp: Kim Mihri’ye ilişkin ailede hiç bilgi yoktu
Festival kapsamında Goethe—Institut Ankara’da yönetmen Berna Gençalp’in ressam Mihri Rasim Müşfik Açba’nın hikayesini ortaya çıkardığı “Kim Mihri” belgeselinin gösterimi gerçekleşti. Gösterime katılan Gençalp, festival koordinatörü Dalım İlteriş Mayadağlı’nın moderatörlüğünde seyircilerle söyleşi yaptı. Festivalde olmaktan dolayı çok mutlu olduğunu söyleyen Gençalp, “Kim Mihri belgeseli olarak kadın filmleri festivallerinde, bu sene 27.’si yapılan böyle güzel bir festivalde gösteriliyor olmak çok özel ve değerli.” dedi. Belgesele konu olan ‘Mihri’ ile sonradan tanıştığını söyleyen Gençalp, Mihri’nin daha önce bir belgeselinin çekilip çekilmediğini araştırarak yola çıktığını ifade etti.
Gençalp, ressamın ailesinde ona dair hiçbir bilginin olmadığını şöyle anlattı:
“Mahinur Tuna’nın Mihri hakkında yazdığı kitabı okuduktan ve bir belgeseli olmadığını öğrendikten sonra fikri geliştirmeye başladım. Güzel sanatlar çevresinde ve sanat tarihi mezunları arasında da Mihri’nin hiç tanınmadığını öğrenince, ‘Kim Mihri’ adında bir film yapmak için yola çıkmış oldum. Filmin sonunda sergiyi dolaşanlar arasında, Mihri’nin yeğeni var. Tabii Nezih Bey halasıyla hiç karşılaşmamış. Ailede hiç bilgi yoktu. Nezih Bey sergiyi gezdikten sonra, duydukları hikayelerin doğru olduğunu, sergi sayesinde hissettiklerini söylemişti. Çünkü kendisi de hikayelerin arka planını gazete kupürleri arasında görüyordu. Filmi izlediğinde ise, çok şaşırdı ve mutlu oldu. Çünkü kendisine elinde fotoğraf ya da Mihri’ye dair eser olup olmadığını sorduğumda olmadığını söyledi.”
Türkiye’de Yeni Medya ve Feminizm
Festivalin ana paneli “Yeni Medya ve Feminizimler: Türkiye’de Genç ve Kadın”, Goethe-Instıtute Ankara’da yapıldı. Gazeteci Yıldız Tar’ın yürütücülüğündeki panele KızBaşına Koordinatörü Ceren Erol, velvele.net’in podcast editörü Nesli Uras ve Havle Kadın Derneği’nden Rümeysa Saydam konuşmacı olarak katıldı. Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliği için çalışan KızBaşına’nın Koordinatörü Ceren Erol, KızBaşına’nın “dönüşüm, koruma ve süreklilik” olan mottosunu şöyle özetledi:
“Dönüşüm; toplumun algısını dönüştürdüğümüz ve değiştirdiğimiz, feminizmi Türkiye’deki birçok farklı kesime tanıttığımız ve onların da feminizme ihtiyacının olduğunu göstermeye çalıştığımız mottomuz. Her zaman kapsayıcı olmaya, her farklı kitle için farklı bir dil kullanmaya özen gösteriyoruz. Koruma adından da anlaşılacağı üzere her türlü şiddete maruz bırakılmış kadınların, genç kadın ve kızların bu alanda hem kendi haklarını biliyor olması hem de gerekli mekanizmalardan haberdar olmaları, kendilerinin ihtiyacı olmasa bile yakındaki bir arkadaşının, dostunun ihtiyacı olabilir diye her zaman konuşmaya özen gösterdiğimiz, bazen büyük bir kampanya, rehber veya eğitimle koruma mekanizmalarını onlara aktardığımız sürecimiz. Süreklilik ise hem KızBaşına’nın gerçekleştirdiği projelere devam edebiliyor olması hem de yaptığımız projeleri tek seferlik değil, insanların geriye dönüp baktığında hayata geçirebileceği güncel olmasına özen gösterdiğimiz ve günümüz şartlarına uyum sağlayan projeler.”
Erol, tüm sosyal medya platformlarını kullandıklarını, her platformda toplumun farklı kesimlerinden kadınlara ulaştıklarını ifade etti. Karşılaştıkları zorlukların başında sosyal medyada yanlış bilginin hızlı bir biçimde yayılması olduğunu belirtti. Son yıllarda sosyal medyada daha yumuşak bir dil kullandıklarını kaydetti.
‘Üzerine Bir Şeyler’ podcast serisİ
Panelde Erol’un ardından Velvele’nin podcast editörü Nesli Uras, konuşma yaptı. Uras, başlangıçta bir blog olarak yola çıkan Velvele’nin artık bir Lubunya medyası durumuna geldiğini şöyle belirtti:
“Sadece bir blog olarak başlayan Velvele, aslında şu anda kendi YouTube ve podcast kanalları olan, başka alanlarda da söz söylemeye çalışan bir Lubunya medyası haline geldi. Ama bir noktada da bizim sözümüzün, her birimizin sözünün çok fazla kıymeti var. Hepimizin anlatacak biricik deneyim ve hikayeleri var ve ‘Üzerine Bir Şeyler’de aslında Kim Kardashian’la Kanye West’in boşanmasını feminist bir noktadan ele alıyor. Cem Yılmaz’ın nafaka saçmalıklarını gündeme getirip kadın düşmanlığını ve komedinin kadın ve lubunyaya düşmanlığını ortaya koyuyor. Yeri geliyor; seçimlerle ilgili de konuşuyor. Çünkü aslında bunların hepsi ekonomi, yani ekonomi çok kötü gidiyor ve ekonomi sürekli 50 lira ve benzin deposunun ne kadar olduğu üstünden konuşuluyor. Ama bir lubunyanın 50 lirayla ilgili derdi bambaşka bir şey. Bunlara bu gözle bakmak için ‘Üzerine bir Şeyler’ üstünden çaba gösteriyoruz. Bunun üstünden de başka birinin söz söylemesi ve onlara alan açmak için çaba sarf ediyoruz.”
Uras, Ekim 2021 tarihinde Velvele’nin Proje Koordinatörü ve editörü Fulden Ergen’le yayınlamaya başladığı, geçen hafta 66. bölümü yayınlanan “Üzerine bir Şeyler” podcastinin görünürlük sorunu olan kadın ve lubunyalar için iyi bir araç olduğunu söyledi.
‘Kızıl Goncalar’daki Birgül, Havle’dir’
Türkiye’nin ilk Müslüman feminist kadın derneği Havle Kadın Derneği’nden Rümeysa Saydam, panelin son konuşmacısıydı. Saydam, Havle’nin kuruluşundan beri LGBTİ+lara destek olduğunu kaydetti. Derneğin sık sık sosyal medyada ve 2022’deki Onur Yürüyüşü’nde hedef gösterildiğini, kuruluşundan beri Sünni, Müslüman, heteroseksüel ve Türk erkeklerin tepkisini çektiğini belirtti. Bazı kesimlerin Havle’yi yeteri kadar feminist ve Müslüman olmamakla eleştirdiğini aktardı.
Panelde, konuşmacı ve izleyicilerin “Kızılcık Şerbeti” ve “Kızıl Goncalar” dizileriyle ilgili soru ve yorumları dikkat çekti. Saydam, Aralık 2023 tarihinden beri yayınlanan ve ilk bölümünden itibaren gündemden düşmeyen “Kızıl Goncalar” dizisinde tarikatten fikir ayrılığı ve yaşam tarzı nedeniyle atılan Müslüman feminist imam hatip öğretmeni “Birgül” karakterine ilişkin “Birgül, Havle’dir” yorumunu yaptı. Panel sonunda katılımcılara, Uçan Süpürge Vakfı tarafından cam ödül takdim edildi.
KÜLTÜR SERVİSİ