Sanatçı Erinç Seymen’in Kīpuka adlı kişisel sergisi, 18 Mayıs Cumartesi günü Zilberman İstanbul’un Beyoğlu’ndaki ana mekanında açılıyor
Zilberman İstanbul’da Erinç Seymen’in Kīpuka isimli kişisel sergisi, 18 Mayıs 2024 – 2 Ağustos 2024 tarihleri arasında galerinin Beyoğlu, Mısır Apartmanı’ndaki ana mekânında yer alacak. Kīpuka, Seymen’in son dönem eserlerine yer verirken, felaket, zamansallık ve kontrol arasında düğümlenmiş bir diyalog sunuyor.
Sergi başlığını, Hawaii dilinde kaos ve felaketin ortasında hayatta kalan ve korunan, magma akıntılarının arasında oluşan kara parçalarına verilen isimden alıyor. Kaos ve felaketin yarattığı ikilik, dış dünyadan soyutlanma veya kopma durumu üzerine bir metafor işlevi görüyor. Seymen sergi boyunca bilgi ve gücün sınırları arasındaki belirgin uyuşmazlığın altını çiziyor. Sergi, felaketin zamansallığını araştırıyor; mitoloji ve tarihten örnekler sunarak trajedinin zamansızlığına dair bir yörünge çiziyor. Sanatçı daha önceki sergilerinde toplumsal ilişkiler üzerinden sınıfsal ayrıma odaklansa da, Kīpuka’da madalyonun diğer yüzünü inceleyerek sınıf, kontrol ve onun zamansallığı arasındaki biyopolitik ilişkiyi mercek altına alıyor.
Kīpuka felaket kavramıyla adeta iç içe geçiyor; toplumsal güç dinamiklerini ve krizler doğrultusunda açığa çıkan tepkimeleri sorguluyor. Sanatçı, Jugendglück, İsimsiz ve Kīpuka isimli işlerinde felaketlerin yönetimini incelerken, Tanrılar ve Felaketler, Tantalus’un Kolları, MisPrintce ve PlanC başlıklı eserlerinde ise güç ve sınıf ayrımına yer veriyor. Seymen, Herkes herkese karşı, Trubadurlar ve Sigortalı isimli video eserlerinde kontrol ve zamansallık arasındaki ilişkiyi inceliyor; zamanın, toplumdaki felaketlerin ve kontrolün etkilerini nasıl değiştirdiğine dair bir harita çiziyor.
Sergiye adını veren Kīpuka isimli eser, volkanik bir patlamanın ortasında uyuyan bir çocuk imgesini merkezine alarak kelimenin anlamından etkilenen Seymen, bir felaket öncesindeki sessiz ânâ işaret ediyor; farkındalığın sınırlarında bir huzur alanı oluşturuyor. Sanatçı zamanı felaketin bir habercisi olarak kullanıyor. Zaman sessizliğin ortasında yaklaşan felaketin gücünü vurgulayıp, süreklilik ile geçiciliği bir kılıyor. Seymen, felaket ve bilgi üzerine iki eser ile irdelemeye devam ediyor; Jugendglück ve İsimsiz. Sanatçı, felaket kavramını, toplumun bir durumu felaket olarak nitelendirip, nitelendirmemesine nasıl karar verdiğini sorgulayarak iki eser arasında bir paralellik kuruyor.
Seymen, eserlerinde mitoloji ve tarihten örneklerle kontrol ve felaket arasındaki iç içe geçmiş ilişkiyi inceliyor. Sergi, Seymen’in daha önce ele aldığı pul çalışmasını farklı bir perspektif ile inceleyen MisPrintce isimle eserle başlıyor. Biri hatalı olmak üzere 21 puldan oluşan çalışma, bir felaketin değişen sermayesini irdeliyor. Bu örülü ilişki, bir hata ya da felaketten kâr sağlayan sermayenin sürekli büyüyen rizomatik genişlemesini gözler önüne seriyor. MisPrintce, Belçika Prensi Albert II’nin elmaslarla birleştirilmiş görüntüsünü inceleyerek , Belçika’nın elmas madeni barındırmadan elmas piyasasında oynadığı öncü rolü vurguluyor. Seymen, kontrol ve kâr elde etme arasındaki bu ilişkiyi Tanrılar ve Felaketler serisine de taşıyor. Seride, 18. yüzyıl yayıncısı Pieter van der Aa’nın illüstrasyonları etrafında şekillenen iki farklı proleter işçi çizimi yer alıyor. Çizimler, işçiler ve güç ve kontrol sahibi olarak resmedilen canavarlar arasındaki sınıf farkını vurguluyor.
Kīpuka, sınıf, zamansallık ve felaketin iç içe geçmiş ilişkisini açığa çıkarıyor; sanat eserleri aracılığıyla toplumlar üzerindeki güç ve kontrolün kadim hikâyesini gün yüzüne çıkarıyor. Erinç Seymen’in Kīpuka isimli sergisi 18 Mayıs 2024 – 2 Ağustos 2024 tarihleri arasında galerinin Beyoğlu’ndaki Mısır Apartmanı’nda yer alan ana mekânında görülebilir.
KÜLTÜR SERVİSİ