İngiltere’deki Reading Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Deepa Driver, Abdullah Öcalan’ın İmralı’da olup olmadığını bilmediklerini belirterek, dünyanın gözü önünde adaletin yok edildiğini belirtti
25 yılı aşkın bir süredir İmralı Ada Hapishanesi’nde tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 38 aydır hiçbir haber alınamıyor. ‘Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm’ hamlesine de gün geçtikçe uluslararası alanda, aralarında dünyaca tanınmış şahsiyetlerinde de olduğu farklı toplumsal kesimlerden destekler gelmeye devam ediyor.
İngiltere Reading Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Birleşik Krallık Haldane Sosyalist Avukatlar Derneği Başkan Yardımcılığı ve Finance Watch adlı Sivil Toplum Kuruluşunun Direktörlüğünü yürüten Dr. Deepa Driver Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu tecrit koşullarını ANF’den Serkan Demirel’e değerlendirdi.
AK de sorumlu
Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu tecrit koşullarına tepki gösteren Dr. Deepa Driver, İmralı tecridinin tek sorumlusunun Türkiye değil aynı zamanda bu tecride sessiz yetkili kurumlar olduğunu ifade etti. Dr. Deepa Driver, “Sayın Öcalan’ın içinde bulunduğu koşullar sadece Türkiye’nin başarısızlıklarını ve Türkiye halkının karşı karşıya olduğu büyük riskleri simgelemekle kalmıyor; aynı zamanda Avrupa Konseyi (AK) üye ülkelerinin insan haklarıyla ilgili olarak AK ülkelerinden talep edilen güvencelerin hiçbirini uygulayamama konusundaki zayıflığını da simgeliyor” dedi.
‘Adalet kavramı yok ediliyor’
İmralı’daki tecritle aynı zamanda dünyanın gözü önünde adalet kavramının yok edildiğini kaydeden Dr. Deepa Driver, “Özellikle Sayın Öcalan’ın ağır bir şekilde tecrit edilmesi, incomunicado altında tutulması, bu tür yaklaşımların göz göre göre gerçekleşebileceğini ortaya koymaktadır. Bu durum sadece gerçekleşmekle kalmıyor; elbette Sayın Öcalan canlı canlı gömülüyor ve hala İmralı’da mı yoksa başka bir yerde mi olduğunu bilmiyoruz. Üç yıldır Sayın Öcalan ile hiçbir temas kurulmadı. Bu tecrit aynı zamanda adaleti de gömmek, yok etmek anlamına geliyor. Çünkü biz, sırf güçlü devletlerin amaçlarına ulaşmak için kullanmak istediğimiz bir başka güçlü devlet bunu yapıyor diye, cezaevinde de dahil olmak çok sayıda kitap yazmış olan büyük bir vizyonerin başına bunun gelmesine izin vermeyeceğimizi söylüyoruz” diye konuştu.
‘Adaleti önemsiyormuşuz gibi davranıyoruz’
İmralı’daki tecrit ayyuka çıkmasına rağmen yetkili kurumların sessiz kalmayı tercih ettiğini dile getiren Dr. Deepa Driver, “Şu anda İmralı’da yaşananlar karşısında gördüğümüz şey, görevlerini yerine getirmeyen bir dizi uluslararası kuruluşa sahip olduğumuzdur. Çok fazla laf var, ancak böyle bir görevi yerine getirmek için gereken zor şeyleri yapmak söz konusu olduğunda gerçekçi bir uygulama yok. Bu anlamda, bu kurumlara sahip olmasak da olur, çünkü o zaman hakkında yorum yapmayı tercih ettiğimiz diğer bazı ülkeler kadar iyi olabilirdik.
Bu tür organlara sahibiz, adaleti önemsiyormuşuz gibi davranıyoruz, insan haklarını önemsiyormuşuz gibi davranıyoruz ama Sayın Öcalan üç yıl boyunca mutlak bir iletişimsizlik altında tutulabiliyor. Hepimiz bu durumu biliyoruz, Avrupa Konseyi bunu biliyor, herkes bu konuda açıklamalar yapıyor, insanlar televizyona çıkıyor ama pratikte ne yapıyorlar? Bu politikacılar ne yapıyor ve önümüzdeki Avrupa seçimlerinde neden onları yeniden seçmeliyiz?” diye ekledi.
DIŞ HABERLER