Urfa cezaevlerinde son 45 günde 35 siyasi tutsağın ailelerinden kentlere sürgün edilmesine tepki gösteren ÖHD Riha Şube Eşbaşkanı Halat, siyasi tutsakların en temel haklarının ellerinden alınmasını kabul etmediklerini vurguladı
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Riha (Urfa) Şubesi, son 45 günde Urfa 1 ve 2 Nolu T Tipi cezaevlerinde tutulan 35 siyasi tutsağın farklı cezaevlerine sevk edilmesine ve cezası biten tutsakların infazlarının ertelenmesine dikkat çekmek için basın toplantısı düzenledi.
Şube binasında gerçekleşen toplantıya ÖHD üyesi avukatlar katıldı. Açıklamayı yapan ÖHD Şube Eşbaşkanı Meral Halat, derneklerine yapılan başvuru ve tutsak yakınlarından sevklere ilişkin bilgi aldıklarını söyledi. Halat, son 2 ayda Urfa 1 Nolu T Tipi’nde en az 31, 2 Nolu T Tipi Cezaevinde ise en az 6 tutsağın istemleri dışında sevk edildiğini kaydederek, “Mahpuslar, yargılamalarının sürdüğü ve ailelerinin oturduğu yerlerden çok uzaklara gönderilmeye başlanmış ve ciddi hak ihlalleri yaşanmıştır. Hak ihlali ve kötü muamele sadece şiddet uygulayarak gerçekleştirilmez, sürgün niteliğindeki sevklerle avukat görüşünü, aile ziyaretini zorlaştırıyorsan bu da kötü muamele ve hak ihlalidir” diye konuştu.
‘Sürgünlerin hukuki alt yapısı yoktur’
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda tutsakların “konumlarına uygun kurumlara nakledilmeleri” ibaresinin yer aldığını belirten Halat, “Hapishane idaresi tarafından bu hüküm dikkate alınmayarak Urfa’ya oldukça uzak olan hapishanelere yapılan sürgünler konumlarına uygun olmasıyla bir bağlantısı yoktur. 5275 sayılı Kanun’un 56. maddesinde belirtilen yetersizlik ve elverişsizlik unsurları ileri sürülemez ve sürgünlere gerekçe gösterilemez. Sürgünlerin hukuki altyapısı yoktur. Son dönemde artan sürgünler; bilinçli bir politikanın tezahürüdür” diye altını çizdi.
‘Sürgünler hak ihlalidir’
Tutsakların nakiller sırasında da hak ihlallerine maruz bırakıldığına dikkat çeken Halat şunları söyledi:
“Ceza ve Tevkif Genel Müdürlüğü’nün 45 No’lu Genelgesinde nakil işlemlerinin nasıl yapılacağı açıklanmıştır. Genelgede, nakillerin, eğitim, sağlık, yargılamanın yapıldığı yer amaçlı olabileceği belirtilmektedir. Mahpusların hayatını daha da kolaylaştırması ve sürgünlerin yaşanmaması adına ivedilikle önlemler almalıdır. Devlet pozitif yükümlülüğü gereğince mahpusların aile bağlarının kopmaması için özel çaba göstermelidir. Mahpuslar mümkün olduğu ölçüde ailelerinin ya da yakın akrabalarının bulunduğu yerlerin yakınında bulunan hapishanelerine yerleştirmelidir. Aile ve mahpus yakınlarının mahpusları ziyaret etmek için uzun yollar gelmek zorunda olması ve yolculuk süresince karşılaşacakları riskler düşünüldüğünde bu ziyaretlerin tehlikeli olduğu açıktır. Özellikle Kürt siyasi mahpuslara yönelik kötü muamele ve ayrımcılığın aracı haline gelen sürgünler mahpusların özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlaline neden olmaktadır.”
“Urfa da ağır bir tecrit sistemiyle işleyen hapishaneden daha da ağır koşulları olan Yüksek Güvenlikli hapishanelerine sürgünler yapılmaktadır” diyen Halat, tutsakların burada tek başına tutularak tecride maruz kaldıklarını ifade etti.
Bakanlığa çağrı
Sevklerin tecridi derinleştirdiğini belirten Halat son olarak şunları söyledi:
“Mahpuslar ve sosyal çevreleri cezalandırılmaktadır. İdareler bu keyfi tutumdan derhal vazgeçmelidir. Bu sürgünler nedeniyle yargılaması devam eden tutuklu mahpuslar SEGBİS üzerinden duruşmalara katılmaktadırlar. Sanık için sağlıklı bir iletişim yöntemi değildir. Kaldı ki bu durum açık şekilde adil yargılanma hakkının ihlalidir. Mahpus özgürlükten mahrum kalınmasının başlangıcından itibaren avukat ile iletişim kurma ve avukat tarafından ziyaret edilme hakları vardır. Bu uygulamayla mahpusların uğrayacağı hak ihlallerinde savunmasız kalacağı açıktır. Sürgünler yoluyla mahpusların en doğal hakları elinden alınmaktadır. Mahpusları insan saymayan, politik baskı aracı gibi gören, rehin uygulamalarında bulunan tutumdan ve politik zihniyetten vazgeçilmelidir. Siyasi mahpusların en temel haklarının elinden alınmasını kabul etmiyoruz. Adalet Bakanlığı’nın hapishanelerdeki yapısal bozuklukların giderilmesi adına aktif sorumluluk alarak mahpusların aile ve avukat görüşlerine dikkate alarak önlemler almaya çağırıyoruz.”
Kaynak: MA