Dersim Katliamı’nda yaşamını yitirenler birçok anılırken, katliamın yıldönümünde bir kez daha “yüzleşme” çağrısı yapıldı
4 Mayıs 1937’de gerçekleştirilen Dersim Katliamı’nın 87’nci yıl dönümüne birçok kentte yapılan açıklamalar ve anmalarda katliamla yüzleşilmesi çağrısı yapıldı.
Ankara
Ankara, Dersimliler Derneği, Ankara Vartolular Derneği ve Demokratik Aleviler Derneği (DAD) Dersim Katliamı’nda yaşamını yitirenleri andı. Anmada ortak basın metnini okuyan Dersimliler Derneği Eşbaşkanı Hüseyin Arat, 87 yıl önce Cumhuriyet tarihinin en kanlı katliamının yaşandığını belirtti. Arat, “Nasıl ki Seyit Rıza diz çökmediyse bizler de zulmü ebedi mirası olarak bırakan nahak aklın ürünü devletin karşısında dik durup, haklarımızı almak için mücadelemizi yükseltmek zorundayız” dedi.
Çifyürek: Devlet kendini teklik üzerine kurdu
Arat’ın ardından konuşan DEM Parti Wan Milletvekili Sinan Çiftyürek, Kurdistan ve Anadolu tarihinin katliamlar, soykırımlar tarihi olduğunu belirterek, “Devlet, Nizamülmülk’ten bu yana kendisini iki şey üzerinden kurdu; tek mezhep ve tek millet. Anadolu ve Kurdistan tarih boyunca halklar ve inançlar bahçesi oldu. Ama o halklar ve inançlar bahçesini kurutmak için ellerinden geleni yaptılar” dedi.
Türkdoğan: Yalan tarihle hesaplaşılmalı
Çiftyürek’ten sonra konuşan DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan, Dersîm Katliamı’nın son yıllarda konuşulabildiğini belirterek, toplumun bir yüzleşme sürecine girdiğini kaydetti. Türkdoğan, “Türkiye’de önce yalan tarihle hesaplaşılması gerekiyor, o nedenle bu tip anmalar çok kıymetli. Geçmişle yüzleşme dediğiniz şey zaten budur; önce bir hakikati ortaya çıkartmaktır, hakikat üzerinden de adaleti sağlamaktır” diye belirtti.
Çamkıran: İnsanlığa karşı işlenen bir suç
Dersimliler Derneği Eşbaşkanı Çiğdem Çamkıran, katliamda yaşanan asimilasyon ve soykırımın hala devam ettiğini ifade ederek, “Bu insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Biz bunu hala yaşıyoruz. Yüzleşmemiz, unutmamamız gerekiyor ve taleplerimizi her zaman yinelememiz lazım” diye konuştu.
Anmaya katılanlar
Anmaya, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan Milletvekili Sinan Çiftyürek, Eş Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan, Dersim Mağdurları Platformu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi ve Ankara Şubesi üyeleri, Anka-Der, Bilim Sanat Edebiyat Derneği (BİSED), 78’liler Girişimi Ankara Şubesi, DEM Parti Ankara İl Örgütü, EMEK Partisi İl Örgütü, Sosyalist Demokrasi Kolektifi (SOLDER), Madımak Şehit Aileleri katıldı.
HDK’den açıklama
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Halklar ve İnançlar Meclisi, Dersim Katliamına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, Dersim’in Kürt Alevilerin yaşadığı bir coğrafya olması nedeniyle Cumhuriyetin idealize edilen ulus-devlet imajına uymadığı ve bu nedenle “ulusal sınırlar içindeki en büyük sorun”, “acilen medenileştirilmesi gereken bir çıban” şeklinde adlandırıldığı belirtildi.
Toplumlara en büyük ihanet
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Devlet söyleminde ‘yabancı’ olarak tanımlanan Dersim, ‘ıslah edilmesi, boyun eğdirilmesi, ele geçirilmesi’ gereken bir coğrafya olarak tasvir ediliyor. 87 yıldır üstü örtülmeye, karanlıkta bırakılmaya çalışılan Dersim Katliamı, başta Dersim halkı olmak üzere tüm ezilen ve ötekileştirilen halkların hafızasında canlılığını korumaya devam etmektedir. Ulus devlet yapılanması adına gerçekleşen tüm asimilasyonlar, tüm katliamlar, tüm inkar politikaları aslında halklara ve toplumsal değerlere yapılan en büyük ihanettir.
Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yeri açıklanmalı
HDK Halklar ve İnançlar Meclisi olarak, 4 Mayıs’ta Dersim katliamında hayatını kaybedenlerin anıları önünde saygıyla eğiliyor, devletin bu katliam tarihiyle yüzleşmesi için mücadelemizi sürdürüyoruz. ‘Tunceli’ adı değiştirilmeli, ‘Dersim’ adı iade edilmeli; Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklanmalı, 1937-38 döneminde sürgün edilen Dersimlilerin zararları tazmin edilmeli, ailelerinden alınarak başkalarına verilen Dersim’in kayıp kızlarının akıbetleri ortaya çıkarılmalı, Genelkurmay arşivleri açılmalıdır. Tekçi ulus devlet aklıyla, halkların kıyımını gerçekleştiren bu anlayışın günümüze uzanan inkar politikalarını derhal ortadan kaldırmasının en güçlü adımı, gerçekleştirdiği bu katliamlarla amasız fakatsız yüzleşmesi ve halka hesap vermesi olacaktır.”
İstanbul
Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF), Avrupa Demokratik Dersim Birlikleri Federasyonu (ADEF), Dersim Araştırmaları Merkezi (DAM) Kadıköy’de bulunan Rıhtım Meydanı’nda anma gerçekleştirdi. “Hiçbir şeyi unutmadık, hiçbir şeyi afetmedik”, “Ma, qe thaba xu virra nekerd ma, qw thaba xu ef nekerd” pankartlarının açıldığı eyleme çok sayıda siyasi parti, yöre ve inanç örgütü katıldı. Açıklamayı, DEDEF Genel Başkanı Ali Rıza Bilir okudu.
Çiçek: Toplumsal mücadeleyi büyütmek zorundayız
Açıklamanın ardından söz alan DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek ise, “Dersimliler ‘önceki tertele’ dediğinde Ermeni Soykırımı’na atıf yaparlar, onu anarlar. ‘Sonraki tertele’ dediğinde Dersim Soykırımı’nı anarlar. Dersim’de yaşanan bir soykırımdır. Alevi Kürtleri yıllara yayarak soykırımdan geçirdiler. 100 yıllık Cumhuriyet tarihinin dayattığı sömürgecilik ve soykırım uygulamalarıdır. Gerek Kürt, gerek Alevilerin eşit yurttaşlık sorunu, bu sorun sadece Kürtlerin Alevilerin değil hepimizin sorunudur. Hep birlikte toplumsal mücadelemizi büyütmek zorundayız” dedi.
İzmir
Alevi örgütleri, Karşıyaka çarşı girişinde basın açıklaması yaptı. Açıklamada “Az birnayis u az vurnayis qewul ne keme serba seyidune xo dare de rime xo vira ne keme ji bir nekin” ve Seyit Rıza, Alişer, Zarife, Nuri Dersimi’nin fotoğraflarının basıldığı pankartlar açılarak, “Katil devlet hesap verecek” sloganları atıldı. Çok sayıda kişinin katıldığı açıklamayı Kürtçe’nin kırmançki lehçesinde İzmir Dersim Kültür ve Dayanışma Derneği Eşbaşkanı Hasan Ali Kılıç, Türkçesini ise DAD İzmir Şubesi Eşbaşkanı Nebat Çelik okudu.
Yaşanan katliamların yakın tarihe kadar inkar edildiğini söyleyen Çelik, “Dersim adının telaffuz edilmesi dahi yasaklanmış, köy isimleri değiştirilmiş, çocuklarına Kürtçe konan isimler engellenmiş, coğrafyamızın adı da Tunceli olarak değiştirilmiştir. Bu trajedinin startı olan 4 Mayıs 1937 tarihli Bakanlar Kurulu Kararının açığa çıkmasından sonra 2010 yılından başlayarak 4 Mayıs tarihini bu belgeye istinaden (Kara Gün) olarak ilan etmiştir” dedi.
Adana
Adana Alevi Platformu, Selman-ı Pak Kültür Merkezi’nde anma etkinliği düzenledi. Saygı duruşu sonrası çerağ yakıldı. Adana Alevi Platformu Dönem Sözcüsü Cafer Boyraz, Dêrsim Katliamı’nda yaşamını yitirenleri andı. Anmada sinevizyon gösterimi ve müzik dinletisi yapıldı.
HABER: MA