MEB’in yeni müfredatını kabul etmediklerini belirten Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, ‘Derhal geri çekilmeli ve Bakan Yusuf Tekin’de artık istifa etmelidir’ çağrısı yaptı
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen), Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” müfredat taslağına ilişkin bakanlık önünde basın açıklaması düzenledi. “Bilim dışı müfredatı reddediyoruz” ve “İktidarın siyasi programına paralel olan laiklik ve bilim karşıtı müfredatı reddediyoruz” yazılı pankartların açıldığı açıklamada sık sık “Parasız bilimsel anadilde eğitim” sloganları atıldı. Açıklamada, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e istifa çağrısı yapıldı.
Açıklamayı yapan Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, MEB’in daha önce 2006 ve 2017 yıllarında iki kez değiştirdiği eğitim müfredatına ilişkin yeni değişiklikleri taslak halinde yayınladığını belirterek, “Normalde müfredat değişikliklerinin içeriğinin ne olacağı, nasıl bir değişiklik önerildiğinin bütün yönleriyle, bilim insanları, eğitim bilimciler ve eğitim sendikalarının görüşleri alınarak, çeşitli yönleriyle tartışılarak belirlenmesi gerekir. Ancak MEB’in sürecin başından sonuna kadar yapmaya çalıştığı şey, ülkenin bugünü ve geleceğini yakından ilgilendiren böylesine önemli bir konuda ‘yangından mal kaçırır gibi’ hareket etmesi olmuştur” dedi.
Müfredatla siyasal ideoloji öğrencilere aktarılıyor
Irmak, yeni düzenlemenin siyasal bir nitelik taşıdığının altını çizerek, “Eğitim müfredatının çocukların, gençlerin, toplumun ve ülkenin gerçek ihtiyaçlarını karşılamıyor. Müfredat değişikliklerinde laik ve bilimsel, eğitim geri plana itilirken, bütün ders kitaplarında ‘milli ve manevi değerlerin’ merkeze alındığı görülmektedir. Milli ve manevi değerler vurgusu yaratılan tüm eşitsizliklerin üzerini örtmek için kullanılmaktadır. MEB’in öncelikli hedefi eğitim müfredatı ve ders kitapları üzerinden iktidarın siyasal ideolojisinin açık ve gizli (örtük) olarak öğrencilere aktarılmasıdır. Müfredat taslağının başlığının “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” olarak belirlenmiş olması bu tespitimizi doğrulamaktadır” ifadelerini kullandı.
Geri çekilmeli ve Bakan istifa etmeli
Irmak devamında şu ifadeleri kaydetti:
“Sadece Bu mu? İsmi neden Maarif de Eğitim değil, kullanılan Dil Cumhuriyet ve Aydınlanma bağını koparma içerikli olduğu için. Bilimsel değil, dini ve telkinci çünkü yaşam tarzlarını dini telkinlerle belirleme yaklaşımı hâkim ve dogmatik ve ataerkil düşünceye yakın, bilim ve toplumsal cinsiyet eşitliğine uzak. Tek tipleştirmeye, asimilasyona dinsel değerlere yakın ancak çoğulculuğa, evrensel ve demokratik değerlere uzaktır. Otoriteye biat etmeye yatkın, eleştirel düşünmeye ve sorgulamaya uzaktır. Hazırlık süreçleri eğitim programlama yöntemine uygun yürütülmemiş bir müfredatla karşı karşıyayız. Elbette ki bu müfredatı bu şekliyle kabul etmiyoruz. Derhal geri çekilmeli ve Bakan Yusuf Tekin’de artık istifa etmelidir. Bireycilikle, milliyetçilikle, dini ve milli değerler ve rekabet ile yoğrulmuş, bilimsel, sanatsal, estetik açıdan sığ, büyük ölçüde dini kural ve referanslara dayanan bir dilin kullanıldığı yeni eğitim müfredatının çocuklar ve öğrencilerimize verebileceği hiçbir şey yoktur. Eğitim müfredatı, öğrencilere yaşamı bir bütün olarak kavramayı hedefleyen, çocuk ve gençlerin çok yönlü gelişimlerine hizmet edecek öğrenme yaşantılarını içeren laik, bilimsel ve anadilini esas alan çok dilli bir içerikte olmak zorundadır.”
İzmir
Eğitim-Sen İzmir Şubeleri, ise İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. Çok sayıda eğitim emekçisinin katıldığı açıklamada, “İktidarın siyasi programına paralel hazırlanan laik ve bilim karşıtı yeni müfredatını reddediyoruz”, “Laik, bilimsel, demokratik cinsiyet eşitlikçi ve anadilde eğitimi savunuyoruz” pankartları açıldı. Sık sık “Karanlığa teslim olmayacağız” “Laik, bilimsel anadilde eğitim” sloganları atıldı.
12 Eylül hatırlatması
Açıklamayı yapan Eğitim Sen İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Zeliha Danyeli, yeni müfredatta ders kitaplarında yüzde 35 oranında “Sadeleştirme” yapıldığı iddiasıyla doğrudan bilim, tarih, felsefe ve sanat derslerinin hedef alındığı belirterek, “Bazı derslerde ünite ve kazanım sayılarının azaltılarak ‘tek din, tek mezhep, tek kimlik ve tek dil’ üzerinden ağırlıklı olarak hem ‘dini’, hem de ‘milli ve manevi’ öğeler ve referanslarla donatılmış bir müfredat taslağı hazırlanmıştır. Eğitim müfredatında 12 Eylül darbecilerinin izinden gidilerek Türkİslam sentezinin benimsenmiş olması ve ‘tek din, tek mezhep ve tek dil’ yaklaşımının daha da belirgin hale getirilmiş olması dikkat çekicidir” dedi.
Danyeli, MEB’in ÇEDES ve benzeri proje, protokoller ile eğitim sisteminin içine faaliyet alanı açtığı Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yanı sıra iktidarla ekonomik ve siyasal bağları olan dini vakıf ve cemaatler tarafından eğitim sistemini kuşattığını söyledi.
Danyeli, şöyle devam etti:
“Müfredatta eğitim programlarında yapılan teknik değişikliklerden çok, iktidarın siyasal programına paralel olarak hazırlanmış bir eğitim müfredatı bulunmaktadır. Dolayısıyla yeni müfredata yönelik eleştiriler sadece pedagojik değil, aynı zamanda siyasal bir nitelik taşımak zorundadır. Dolayısıyla çocuklarımızın eğitiminde telafisi güç olumsuzluklar yaratacak bu müfredat değişikliği kabul edilemez. Yeni müfredatı reddediyoruz.”
ANKARA/İZMİR