İki Saraçhane vardı. Biri devrimciliği ve 77 hatırasını CHP Belediyesi’nin bahçesine bırakan ‘mış’ gibi (D)İSK’in olan, öteki yüzü Taksim’e dönük, barikatlara yüklenen Emekçilerin ve örgütlü güçlerinin devrimci 1 Mayıs’ı
Deniz Bakır
2024 1 Mayıs’ı geride kaldı. Bu 1 Mayıs’ın Türkiye ve Kürdistan’da ki genel tablosu üzerine çokça yazılıp çizilecektir. Ancak ilk elden Türkiye’deki kutlamaların kalbi ve doğal olarak tartışmalarında odağı olan İstanbul/Taksim 1 Mayıs’ı üzerine bir kaç söz söylemek gerekli.
Önceki 1 Mayıs’lardan farklı olarak bu yıl İstanbul 1 Mayıs alanının Taksim olması üzerine geniş bir mutabakat vardı. Daha doğrusu ‘mış’ gibiydi. DİSK’ in Taksim dışındaki tüm seçenekleri yok sayan tutumu ilk başta ‘çok devrimci’ gibi görünse de aslında ‘mış’ gibiydi. ‘Mış’ gibi olduğu geleneksel partnerleri olan ‘KESK, TTB ve TMMOB’u gemiden atarak karar süreçlerinden dışlaması, devrimci, sosyalist, demokratik güçlerin çatısı olan Emek ve Demokrasi güçlerini ise bir bütün olarak yok saymasından belli olmuştu. Son güne kadar toplanma yerinin açıklanmaması, KESK, TTB ile Emek ve Demokrasi güçleri’nin toplanma alanı olarak Beşiktaş kararı vermesinden sonra Saraçhane’de ‘karar kılması’da aynı ‘mış’ gibi planının görünümlerinden biriydi. O andan sonra yapılan ‘isteyen buyursun’ açıklamasının işçilerden ve ezilenlerden kopuk bir patronun kibrinden başka bir anlamı yoktu. Taksim ‘DİSK’ üzerinden bolca konuşulmuş ama günün sonunda yaratılan bu keşmekeş içinde hem işçilerin, hem de ‘Emek ve demokrasi’ güçlerinin birleşik bir Taksim iradesi ile sermayenin ve devletinin karşısına çıkması en hafif deyimle sınırlanmış oldu.
Ne var ki bu ‘mış’ gibi planının tam olarak işlediği söylenemez. Tüm engellemelere rağmen farklı yerlerden Taksim yasağını delerek yürümek isteyen devrimciler ve Saraçhane’de barikatlara yüklenen işçiler, devrimciler, velhasılı kelam emek ve demokrasi güçleri Taksim’i açamasa da bu iradenin arkasında kararlı biçimde durarak ‘mış’ gibilere bırakmadı.
Emek ve demokrasi güçleri 1 Mayıs’ın devrimci ruhuna ve Taksim iradesini ayakta tutmak için barikatlarda gaz yerken ‘mış’ gibiler küçük bir seramoni sonrasında dağılma kararını açıklıyordu.
İki Saraçhane vardı. Biri devrimciliği ve 77 hatırasını CHP Belediyesi’nin bahçesine bırakan ‘mış’ gibi (D)İSK’in olan, öteki yüzü Taksim’e dönük, barikatlara yüklenen Emekçilerin ve örgütlü güçlerinin devrimci 1 Mayıs’ı.
Birinci Saraçhane kendi varlığını 1970’te kanunlaştırılan Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası ile 275 sayılı Sendikalar Yasasına bağlayan; bunun için Adalet Partisi ve CHP’nin gözünün içine bakan Türk-İş bürokratlarını andırıyordu.
İkinci Saraçhane ise DİSK’i kuran ve 15-16 Haziran’da polis ve asker barikatlarının üzerine yürüyenleri andırıyordu.
DİSK, Türk ve Kürt işçilerinin yükselen sosyalist harekete yöneliminin ürünü olarak ortaya çıktı. Kürtlerden ve devrimcilerden uzaklaşma yöneliminin son durağı olarak 2024 1 Mayıs’ında verdiği fotoğrafla ‘mış’ gibi olduğunu gösterdi.
Emek ve demokrasi güçleri ise 2024 1 Mayıs’ında o tarihin gerçek taşıyıcısı olduğunu göstererek ‘bu daha başlangıç’ mesajı verdi.
15-16 Haziran geleneğine sahip çıkarak 77’ 1 Mayıs şehitlerine, Gezi isyanının merkezine selam vererek ‘Van serhıldan’ında demokrasi mücadelesinin önüne geçen Kürt halkına yalnız olmadığını gösterdi.