Qamişlo’da 1. Ekoloji Konferansı düzenlendi. İki gün süren konferansta, savaş politikalarıyla Kürdistan’da yaşanan büyük ekolojik yıkıma dikkat çekildi. Sonuç bildirgesinde ise oldukça büyük kapsamda kararlar alındı
Qamişlo’da düzenlenen ve iki gün süren 1. Ekoloji Konferansı sona erdi. Uluslararası katılımın da olduğu konferansta, savaş politikalarının Kürdistan doğasına, tarihine ve kültürüne verdiği büyük yıkım ele alındı. ANHA‘nın haberine göre; konferansa online olarak katılan Concordia Üniversitesi Coğrafya, Planlama ve Çevre Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bengi Akbulut, AKP’nin iktidara gelmesinden sonra Kürdistan’ın yeraltı zenginliklerinin yağmalandığını, ormanlarının yakıldığını ve ekolojik yıkımın hala devam ettiğini söyledi.
Kurtuluş Öcalan felsefesi
Ardından Uluslararası hukuk uzmanı Prof. Dr. Mehmûd Patîl, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Demokratik Modernite sistemine ve ekolojik ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Aşırı sanayileşmeye karşı tek çözümünün köylerden başlayarak ekoloji ve tarım toplumunun yaygınlaştırılması olduğunu belirten Mehmûd Patîl, “Önder Abdullah Öcalan’ın felsefesi hayata geçirilirse yıkımın önüne geçilebilir. İşsizliğin, yoksulluğun ve açlığın önüne de geçilir. O zaman da halk kazanacaktır” dedi.
Demokratik ulus projesi
Çevre Bilimci Ercan Ayboğa ise, Türkiye’nin Kürt halkına yönelik saldırılarda doğayı bir araç olarak kullandığını vurguladı. Munzur, Zap gibi büyük nehirler üzerine çok sayıda baraj kurulduğuna işaret eden Ayboğa, suyun Suriye ve Irak’a ulaşmasını engelleyerek, su krizinin yaşanmasına neden olunduğunu hatırlattı.
Varşova Üniversitesi’nde Beşeri Bilimler Uzmanı Dr. Marcin Skupiński de Türkiye’nin bölgenin altyapısını tahrip ettiğine, saldırıların sömürü planlarıyla bağlantılı olduğuna ve amacının demokratik ulus projesini yok etmek olduğuna dikkat çekti.
Toplumu savunma ilkesi
Saldırılara karşı halkların dayanışmasına vurgu yapılan konferansın ikinci gününde sonuç bildirgesi de açıklandı. Bildirgenin Kürtçe’sini Kuzey ve Doğu Suriye Ekoloji Akademisi Eşbaşkanı Ciwan Murad, Arapça’sını ise Ekoloji Komitesi Eşbaşkanı Besme Seed okudu. PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan mutlak tecridin kınandığı bildirgede; Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün konferansın temel şiarı olduğu, tecridine karşı mücadelenin sömürgeciliğe karşı ekolojik ve demokratik toplumu savunma ilkesi olduğu vurguladı.
Ekolojik ve demokratik toplum
Ekoloji Konferansı’nın sonuç bildirgesi özetle şöyle:
- Önder Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü konferansımızın temel şiarıdır. Tecridine karşı mücadele, sömürgeciliğe karşı ekolojik ve demokratik toplumu savunma ilkesidir.
- Konferansımız yerel demokratik ve ekolojik bir toplum inşa etmeye dayanıyor ve uluslararası anti-sömürgeci ve anti-kapitalist mücadele çağrısında bulunuyor.
- Mezopotamya ve Kürdistan halkının dini, felsefi ve kültürel dokusunu Demokratik Modernite’yle büyüterek, gerçekleştirebiliriz. Politikaların bu anlayışa dayandırılması gerekiyor.
- Kapitalist modernitenin kanserli kentleşme anlayışına karşı Özerk Yönetimle sürdürülebilir eko-kentler desteklenmeli.
- Kürdistan ve Filistin’de yaşanan katliam ve soykırıma karşı herkesi birleşmeye, bu katliam ve yıkımlara karşı mücadele etmeye çağırıyoruz.
- Konferans cinsiyet, sınıf, etnik köken ve dine dayalı sömürü yapılarını yıkmayı amaçlıyor. Komünal eko-ekonomi ve zenginliğin komünler ve halk konseyleri tarafından demokratik yönetimi temelinde inşa edilmelidir.
- Dağlarda, ormanlarda, nehirlerde ve bunlara bağlı ekosistemlerde yaşayan tüm canlıların varlığının ve meşru müdafaa haklarının hukuki ve siyasi olarak güvence altına alınması gerekir.
- Ekoloji, ahlaki ve politik toplumun temel ölçüsü olarak sömürgeci, ırkçı, milliyetçi, dindar, devletçi, gerici/sanayici, cinsiyetçi ideolojileri reddeder.
- Demokratik Ulus ve ekolojik toplum temelinde halklar korunmalı.
- Kanserojen metropoller yerine şehirler ve köyler arasındaki denge yeniden sağlanmalı. Kırsal alanların doğal ve ekolojik tarıma dayalı ekonomileri geliştirilmelidir.
Kolektif mücadele ve ekolojik inşa
Konferansın sonuç bildirgesinde atılması gereken siyasi adımlara da şu şekilde yer verildi:
- Kuzey ve Doğu Suriye Ekoloji Komitesi’le birlikte ‘Kürdistan Ekoloji Platformu ve Dünya Günü’ düzenlenmeli. Konferansımız bunun için Batı Ekoloji Meclisi ve Avrupa Ekoloji Komitesi öncülüğünde kolektif mücadele için koordinasyon kurulmasını öneriyor.
- Toplumsal sorumluluğumuzla her alanda ekolojik bilinci geliştirmek ve bu alanda eğitimi geliştirmeliyiz.
- Türkiye, suyu Kuzey ve Doğu Suriye (BRS)/Rojava’ya karşı bir silah olarak kullanıyor. Buna karşı uluslararası kampanyalar artırılmalı ve genişletilmelidir. Kuraklığa dayanıklı verimli tarlaların ekimi, ağaçlandırma, su depolama yöntemleri oluşturulmalıdır.
- Baraj ve hidroelektrik santrallerin tarım, gıda ve enerji sorunlarına temelde yanlış çözüm olduğunu bilmeliyiz.
- Endemik türlerin ve kuraklığa dayanıklı bitkilerin seçimi ekolojik ekonomi bakış açımızla uyumlu olmalıdır.
- Kırsal alanda göç/yerinden edilme ve ekonomik yıkıma karşı ekolojik ve doğal tarımın teşvik edilmesi için fizibilite çalışmaları yapılmalıdır.
- Çevresel değişime dayanıklı yerel/doğal bitki ve hayvan türleri tercih edilmelidir. Buna yönelik merkezler her alanda kurulmalı ve stratejik bölge olarak düzenlenmelidir.
- Doğa dostu küçük ölçekli tarım ve hayvancılık üretim modelleri korunmalı ve desteklenmelidir. Kooperatifler bu sürecin temel unsurları olarak desteklenmeli ve komünal alanlarda yerini almalıdır.
QAMIŞLO