Onlarca yıl boyunca, ailesinden, sevdiklerinden, arkadaşlarından koparılarak, bir aile bile kuramamak, toplum dışı ve özgürlüğünden mahrum bırakılmak zaten her insan için yeterince ağır bir cezadır. Bir de cezaevi şartları, cezanın infaz şekli ek bir cezaya (eziyete, zulme) dönüştürülmemelidir
Hasan Şahingöz
Herhangi bir suç ya da suçlama nedeniyle cezaevine düşmüş insanlar, insan ve vatandaş olmaktan çıkmazlar. İnsan ve vatandaş kalmaya, haliyle de sınırlandırılmış da olsa, insan ve vatandaş olmanın getirdiği hak ve özgürlüklere sahip olmaya devam ederler.
Onlarca yıl boyunca, ailesinden, sevdiklerinden, arkadaşlarından koparılarak, bir aile bile kuramamak, toplum dışı ve özgürlüğünden mahrum bırakılmak zaten her insan için yeterince ağır bir cezadır. Bir de cezaevi şartları, cezanın infaz şekli ek bir cezaya (eziyete, zulme) dönüştürülmemelidir.
Tutuklu ve hükümlülerin de insan ve vatandaş olmaktan doğan haklarına dayanarak, içinde bulundukları şartlardan şikayetleri ve talepleri vardır. Tutuklu ve hükümlülerin şikâyet ve talepleri şunlardır:
- Tutuklu ve hükümlülerin kendilerine ait bir gelirleri yoktur. Buna karşın, kantin alışverişlerinde, tutuklu ve hükümlülerden vergi alınmakta; elektrik, temizlik malzemesi tutuklu ve hükümlülere parayla satılmaktadır.
Enflasyon nedeniyle posta ücretleri aşırı pahalanmışken, bu nedenle, tutuklu ve hükümlüler normal mektup, hatta bir bayram kartı göndermekte bile zorlanırken, aynı oda ve ünitede kalan tutuklu ve hükümlülerin aynı adrese birlikte-aynı zarfta mektup göndermelerine izin verilmediği gibi, dışarıdan yardım amaçlı tutuklu ve hükümlülere gönderilen pullar da kendilerine verilmemektedir.
Aynı şekilde, dışarıdan gönderilen ya da aileleri tarafından getirilen gazete ve dergiler tutuklu ve hükümlülere verilmemektedir. Tutuklu ve hükümlüler okumak istedikleri gazete ve dergileri, idare kanalıyla satın almaya mecbur bırakılmaktadır. Haliyle hiç ya da yeterince parası olmayan, yoksul tutuklu ve hükümlüler dergi ve gazeteleri okuyup takip etmekten mahrum kalmaktadırlar.
En fenası da, aileleri dışında, yardım amacıyla siyasi tutuklu ve hükümlülere para gönderenler, insani-iyi niyetlerinin kurbanı olmakta, ‘teröre yardım-yataklık’ suçlamasıyla karşı karşıya kalmakta, gözaltına alınmakta, hatta tutuklanmaktadır.
Bu nedenlerle, yani gelirleri olmadığı, muhtaçlık içinde bulundukları için:
– Tutuklu ve hükümlülerden elektrik parası alınmamalıdır.
– Temel temizlik malzemeleri ücretsiz verilmelidir.
– Dışarıdan postayla gönderilen pullar ilgilisine verilmelidir.
– Aynı odada ve ünitede kalanlara, aynı zarfta-birlikte mektup gönderme izni verilmelidir.
– Dışarıdan postayla gönderilen ya da ziyaretlerde aileleri tarafından getirilen temel kırtasiye malzemeleri ilgilisine verilmelidir.
– Kendi paralarıyla ve idare kantiniyle satın alma-abone olma şartı kaldırılmalı, postayla gönderilen ya da aileleri tarafından getirilen yasal dergi ve gazeteler ilgilisine verilmelidir.
– Tutuklu ve hükümlülere para vb. yardımında bulunmak suç olmaktan çıkarılmalıdır.
- Yirmi kitap sınırlaması kaldırılmalı; tutuklu ve hükümlülere, kaldıkları odalarda kitaplık bulundurma-kurma hakkı tanınmalıdır.
- Kuru boya kalemi, sulu boya, dolma kalem, tutkal (prit), kâğıt makası, delgeç, zımba, klasör gibi kırtasiye malzemeleri üzerindeki yasak kaldırılmalıdır. Çizim, resim, yazı, el işi araç ve gereçleri tutuklu ve hükümlülerin odalarına verilmelidir.
- Tutuklu ve hükümlülerin odalarında daktilo ve bilgisayar bulundurmalarına izin verilmelidir.
- Yeni Yaşam, Evrensel, Oksijen gibi yasal, herkesin çok rahatlıkla ulaşıp okuyabildiği gazetelerin cezaevlerine girişine, tutuklu ve hükümlülerce okunmasına izin verilmemektedir. Bu yasak kaldırılmalıdır.
- Dışarıdan gönderilen, ‘sakıncalı’, mahkeme yasağı şartı vb. bile bulunmaksızın, bilgisayar çıktısı hiçbir yazı, haber, çizim, resim, dergi, gazete ve kitabın tutuklu ve hükümlülere verilmemesi şeklindeki yasak kaldırılmalıdır. Bilgisayar çıktısı olsun olmasın, mahkemece yasaklanmamış her türden yazı, haber, çizim, resim, gazete, dergi ve kitap tutuklu ve hükümlülere verilmelidir.
- Somut güvenlik riski vb. bulunmadığı sürece, tutuklu ve hükümlülerin zorla, istemedikleri cezaevlerine sevk edilmeleri şeklindeki uygulamaya son verilmelidir.
- Tutuklu ve hükümlülerin ailelerinin bulunduğu ilk ve ilçelerdeki ya da ailelerine en yakın olan cezaevlerine sevk talepleri kabul edilmelidir.
- Kanun önünde eşitliğin ve adaletin bir gereği olarak;
– Gerçekleştirilen infaz düzenlemeleri ile çıkarılan aflardan sadece adli tutuklu ve hükümlüler değil, siyasi tutuklu ve hükümlüler de yararlandırılmalıdır.
– Adli hükümlülerle, siyasi hükümlülerin şartlı tahliye hakları, aldıkları cezaları cezaevinde geçirme süreleri eşitlenmelidir.
– Şartlı tahliye hakkı bulunmayan, doğru düzgün temiz hava ve güneşlenme (havalandırma) hakkı bile tanınmayan, tek kişilik hücrede ölene kadar sürecek olan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası insanlık dışıdır. Ağırlaştırılmış müebbedin infaz rejimi de kendisinden daha az insanlık dışı değildir. Bu nedenle, ağırlaştırılmış müebbet ile ona ait infaz rejimi ceza yasalarından çıkarılmalıdır.
– Dışarıda suç değil, hak aramada, talepleri duyurma vb. araçsal bir hak ve özgürlük olan, açlık grevi yapmanın, slogan atmanın, marş söylemenin disiplin suçu sayılmasına ve ziyaret, iletişim-haberleşme, sosyal faaliyetlere katılma hakkından men gibi, ciddi hak gasplarına yol açan yaptırımlara tabi tutulmasına son verilmelidir.
– Kısmi aramaların, bir taciz, baskı, korkutma, rahat bozup huzur kaçırma aracı olarak kullanılmasına son verilmelidir.
– Cezaevlerinin içinde her yeri, öyle ki, trajikomik bir şekilde, infaz koruma memurlarının göğüslerini bile kameralarla donatıp, tutuklu, hükümlü ve memurların her anını gözetim altında tutmaya çalışmak, hem gözetlenenlerin hem de gözetleyenlerin psikolojik sağlığı açısından tehlike taşımaktadır. Bu nedenle, bu uygulamadan, işin suyunu çıkarmaktan vazgeçilmelidir.
– Hücre tipi ring uygulamasına son verilmelidir.
– Bütün hasta tutuklu ve hükümlüler serbest bırakılmalıdır.
– Bayramlara özel açık görüşlerde, ziyaretçisi gelmeyenlerin, bayrama özel telefon hakkı olmalıdır.
– Haftalık sohbet süreleri ve sohbet ile sosyal faaliyetlere katılım sayıları arttırılmalıdır.
– Tutuklu ve hükümlülerin gazete, dergi, kitap ve eşya alışverişine izin verilmelidir.
– Seçilme hakkının ellerinden alınması tamam; ama seçim sonuçları kendilerini de ilgilendirdiği için, seçme hakkı hükümlülere de tanınmalıdır.
– Tek kişilik hücrelerden meydana gelen, hücrelere ait havalandırmaları bile bulunmayan, pencereleri bile delikli saclarla kapatılmış olan Yüksek Güvenlikli Cezaevleri kapatılmalıdır. Tutuklu ve hükümlülere, temiz hava ve güneşten faydalanma, sosyalleşme vb. bakımından hak ve özgürlükler tanınmalıdır.
—————————————–
*Tekirdağ 1 nolu F Tipi Cezaevi