Makbule Özer’in tutuklanmasını protesto etmek için yapılan açıklamada, baskıların savaş konseptinin devreye konulduğunun göstergesi olduğuna işaret edilerek ‘Derhal şiddet ve savaş politikalarınızdan vazgeçin, halklar bu siyaseti istemiyor’ denildi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Amed İl Örgütü, dün Wan’da tutuklanan 81 yaşındaki Makbule Özer için il binasında basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya DEM Parti’nin yanı sıra Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Tevgera Jinên Azad (TJA), sivil toplum örgütleri, Adalet Nöbeti Anneleri ve çok sayıda kişi katıldı. Açıklamada, “Özgür basın susturulamaz” sloganları atıldı.
‘Kürtlere karşı kirli siyaset’
İlk olarak konuşan DEM Parti Amed İl Eşbaşkanı Pınar Sakık Tekin, “Sadece bugün değil yüzyıllardır Kürtler statü sahibi olmasın diye yüzyıldır kirli siyaset yürütülüyor. Bugün kirli siyasetler AKP tarafından yürütülüyor. 23 yıldır AKP ve MHP bugün demokrasi ve hukuku bir tarafa verdiler. Öncü kadınlar olarak bunu kabul etmiyoruz. Bugün değilse de tarihin önünde hesap vereceksiniz” sözlerine yer verdi.
‘Düşman hukuk işletiliyor’
Katılımcılar adına açıklamayı okuyan TJA aktivisti Bahar Peker, söz konusu Kürtler olunca hukuk sisteminin yalnızca düşman ceza hukuku olarak işletildiğini belirtti. Peker, Adli Tıp Kurumu’nun daha önce cezaevinde kalamaz raporu verdiği yüzde 61 engelli Makbule Özer için bu defa ‘Cezaevinde kalabilir’ raporu verdiğini belirtti.
Özerin ailesine ve avukatlarına dahi haber verilmeden dün sabah evinden alınarak cezaevine götürüldüğünü kaydeden Peker, “Hapishanelerde yüzlercesi ağır durumda binlerce hasta mahpus bulunmaktadır. Türkiye tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerin hükümlerine uymayarak hasta mahpusların sağlık haklarının ihlal edilmesine yol açmaktadır” dedi.
‘Demokratik siyaseti boğma çabası’
Tüm hasta tutsakların sağlık ve tedavi haklarına erişimin engellendiğine dikkat çeken Peker, “Ağır hasta mahpuslara infaz erteleme hakkının tanınması için mücadele ederken Makbule Özer’in tekrar tutuklanmasını kınıyoruz. Özellikle 31 Mart’ta siyaseten yok olmakla karşı karşıya kalan AKP ve küçük MHP’nin Kürt halkına ve demokratik siyasete olan tehditleri arttı. Yapılan açıklamalarla hukuksuzluk işletilirken ve hedef gösterilirken kılını kıpırdatmayan savcılara talimat verilerek demokratik siyaseti boğmak için ortam oluşturulmaya başladı” şeklinde konuştu.
‘Özgür Basın emekçilerinin yanındayız’
Peker, Kürt gazetecilere dönük yapılan operasyona da dikkat çekerek, “Yandaş medyanın manipülatif haberleri yerine yurttaşlara hakikati duyurma amacı taşıyan basın emekçilerini baskılama ve sindirme politikalarının daima karşısında durduk. Bugün de özgür basın emekçilerinin yanında olmaya devam ediyoruz” diyerek Belçika merkezli yayın yapan Medya Haber TV ve Sterk TV stüdyolarına yapılan baskına vurgu yaptı.
‘Mücadele etmeye devam edeceğiz’
Tayyip Erdoğan’ın Bağdat ve Hewler ziyaretiyle kesişen ve eş zamanlı yürütülen operasyonları hatırlatan Peker, Kürt halkına yönelik uluslararası bir saldırı konseptinin başlatıldığına işaret etti. Yüzyılı aşkın zamandır baskılara ve asimilasyon politikalarına direnen Kürt halkının bu saldırılara karşı da direncini ortaya koyduğunu ifade eden Peker, “Kürt halkı asla yılmayacaktır. Kimliğimizle, dilimizle, inancımızla haklarımızla eşit, özgür ve demokratik bir yaşamı kurana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” sözlerine yer verdi.
Kaya: Şiddet ve savaş politikalarınızdan vazgeçin
Son olarak konuşan DEM Parti Amed Milletvekili Adalet Kaya, şu ifadeleri kullandı: “Kürt halkı olarak savaş, şiddet ve tecrit politikalarını kabul etmedik etmeyeceğiz. Cumhurbaşkanın Federe Kürdistan’a yaptığı ziyaret, Medya Haber TV ve Stêrk TV’ye yapılan baskınlar, Makbule annenin hukuksuzca tutuklanması, İstanbul ve Ankara’da özgür basın emekçilerine yönelik gözaltıların hepsi savaş konseptinin devreye konulduğunu gösteriyor. İktidar seçimden aldığı yenilgiden hiçbir şey anlamamış. Tecrit ve savaş politikalarına karşı mücadele vermekten vazgeçemeyeceğiz. Makbule ana derhal serbest bırakılsın. Özgür basın emekçilerinin derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Derhal şiddet ve savaş politikalarınızdan vazgeçin, halklar bu siyaseti istemiyor. Özgür, eşit, demokratik yaşam mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu yenilgiden çıkaracağınız ders şudur; şiddet ve tecrit politikalarınıza son vermektir.”
Açıklama, “Özgür basın susturulamaz” sloganıyla sona erdi.
Kaynak: JINNEWS