Mîr Celadet Bedir-Xan’a saygı gecesi şimdiye dek Kürtçeye dair yapılan tüm çalışmaların sentezi gibi olacak. Bu geceye katılmak ona bir saygının gereği olurken, Kürt tarih yazımında hafızayı tazelemek isteyenler için de anlamlı bir etkinlik olacak
Mahsum Sağlam
Dünyada yakın dönemde tarihini yazan çok az halk vardır. Bunlardan biri de şüphesiz Kürt halkıdır. Kürtler uzun bir zaman tarihlerini başka milletlerin yazdıklarıyla okudular. Bu nedenle Kürtlerin tarihlerine dair yazılan birçok eser başka dil ve ideolojiler altında adeta başkalaştırılmış ya da çarpıtılmıştır. Yok sayılmaları bir yana, başka egemen ulus ve milletlerin gölgesinde iki cümlelik yer bulabildiği kadar varlığından söz edilebilmiştir. Bu yüzden Kürtler hemen hemen yazdıkları tüm eserlerde adeta kendilerini kanıtlama ve tanıtma çabasında oldular. Kürtlerin varlık mücadelesinin yansıması olarak da bu çalışmalar, bir nevi “Biz varız, işte bakın buradan geliyoruz, yaşadığımız yer Kurdistan’dır” deme biçimi gibi. Bu nedenle bir halkın kendi tarihini yazması ve tarihi kendi kaynaklarından okuması hayati önemdedir.
Bu tarihe en önemli katkıları yapmış ve hala onun düşünsel çabası ve büyük emekleriyle Kürt halkının en önemli değerlerinden, öncülerinden biri olan ve yaratımlarıyla gelecek nesillere yol açan Mîr Celadet Ali Bedir-Xan’dır. Bir insan kısa ömrüne ne çok şey sığdırabilir ki sorusuna verilecek en güzel cevap Mîr Celadet Alî Bedir-Xan’ın hayatı ve mücadelesidir.
Kürt hükümdarlarına Mîr, hükümdarlıklarına Mîrlik adı verilir. Mîr baş, yönetici, soylu, prens ve bey anlamlarına gelir. Kürtler arasında ‘Mala Mîr’ (Mîr ailesi) tabiri halen çokça kullanılır. Kelimenin Osmanlı Türkçesine geçmesi 1430’lardaki Kürt etkisiyledir. Mîrlik’in bir yönetim formu olarak Kurdistan’da uygulanması sınıfsallığın daha da belirginleşmesinin önünü açsa da Bedîr- Xan ailesinin direniş tarihi ve Kürtlere ile Kurdistan’a katkıları günümüzde hala etkisini sürdürmektedir. Bu ailenin en önemli şahsiyetlerinden biri şüphesiz Mîr Celadet Alî Bedir-Xan’dır.
İstanbul’dan Kafkas cephesine
Celadet Alî Bedir-Xan 1893 yılında İstanbul’da dünyaya gelir. Bedir-Xan Bey’in torunu Kürt aydınlarından Emin Alî Bedir-Xan’ın oğludur. İlk ve ortaöğrenimini İstanbul’da tamamlar. I. Dünya Savaşı sırasında subay olarak Osmanlı ordusuna alınır ve Kafkasya Cephesi’nde görev alır. Celadet Alî Bedir-Xan Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasından sonra Kürt aşiretlerinin birliğini sağlamak için çaba gösterir, fakat başarılı olamaz. 1922 yılında kardeşi Kâmuran Bedir-Xan’la birlikte Almanya’ya gider. Almanya’da öğrenimini sürdüren Celadet Alî, 1925’te önce Kahire’ye geçer, bir süre sonra da Fransız mandası altındaki Suriye’ye yerleşir. Suriye’de Haco Ağa ve önde gelen diğer Kürt aydınlarıyla birlikte Xoybûn örgütünün kuruluşunda aktif rol oynar.
Kürtçe çalışmalar ve Hawar
Celadet Alî 1930’lu yıllarla birlikte, siyasi çalışmalardan uzaklaşarak Kürtçe ile ilgili çalışmalarını yoğunlaştırır. 15 Mayıs 1932 yılında Hawar dergisini çıkarır. Hawar dergisi ile birlikte Arap karakterli Kürt alfabesinin yanında Latin karakterli Kürt alfabesi de kullanılmaya başlandı. İlk 23 sayısı hem Latin harfleri hem de Arap harfleriyle yayınlanan Hawar, 24. sayıdan itibaren bütünüyle Latin harfleriyle yayımlandı. Günümüzde kullanılan Latin karakterli Kürt alfabesi ilk defa Hawar dergisinde uygulanan alfabedir. Hawar dergisinde çoğunlukla Kurmancî olmak üzere düzenli bir biçimde Soranî ve Zazakî yazılar da yayınlandı. Dergide Fransızca bölümü vardı ve bazı Kürtçe yazılar Fransızcaya da tercüme ediliyordu. Suriye’nin Fransızların mandası altında olmasının bunda etkili olduğu düşünülse de esasen Fransızca Celadet’in çeviri derecesinde çok iyi bildiği bir dildir. Fransızca o dönem Osmanlıda da saygın bir dil. Fransızca yayımlamasının temel nedeni Kürtlerin varlığını bu saygın dille Avrupa’ya duyurmak. Hawar dergisi hem Kürtçenin standartlaştırılması hem de Kürtçe yazan kadronun yetişmesi anlamında bir okul işlevi gördü. Hawar’ın yazar kadrosu içinde Celadet Alî Bedir-Xan’ın dışında, kardeşi Kâmuran Bedir- Xan, Osman Sebrî, Nureddîn Zaza, Cêgerxwîn, Kadrî Can gibi birçok kişi de düzenli olarak yazdı. Toplam 57 sayı yayımlanan Hawar dergisi 1943’te yayınına son verdi.
İlk resimli Kürtçe dergi: Ronahî
1942’de Şam’da Hawar’ın yanı sıra Ronahî ismiyle resimli bir Kürtçe dergi yayınlandı. Başta Hawar’ın bir eki olarak çıkan Ronahî, Hawar’ın yayın hayatına son vermesinden bir süre sonra yayınına bağımsız olarak devam etti. Sadece Kürtçenin Kurmanîi lehçesiyle yayın yapan Ronahî, Latin harfleriyle yayımlandı. Toplam 28 sayı yayınlanan Ronahî dergisi, 1945 yılında yayınını sona erdirdi.
Celadet Alî Bedir-Xan, 15 Temmuz 1951’de Şam’da hayatını kaybetti. Mezarı Şam’da bir kabristanda. Ölümünden sonra hayattayken yaptığı Kürtçe dil araştırmaları ise bir araya toplandı.
Celadet Alî Bedir-Xan’ın bilinen eserleri şunlar: Elifba Kurdî (Kürtçe Alfabe), Rûpelên Elfabê, Rêzimana Elifbaya Kurdî ,Rêzimana Kurdî (Kürtçe Gramer) (Roger Lescot ile birlikte), Ferhenga Kurdî (Kürtçe Sözlük), Günlük Notlar, De La Question Kurde / Kürt Sorunu Üzerine (Fransızca ve Türkçe), Were Dotmam (Hawar Dergisi’nde yer alan şiirler), Edirne Sükutunun İç Yüzü (Kamuran Bedirhan ile birlikte), Mustefa Kemal’e Mektup, Dîbaca nimêjên îzêdiyan, Hevind.
Anma gecesi düzenleniyor
İstanbul’da Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İl Örgütü Dil, Kültür ve Sanat Komisyonu, İstanbul Kürt Enstitüsü, Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM), Xwebûn gazetesi ve Egîdê Cimo Müzik Okulu öncülüğünde “Mirovek û Welatek” (Bir İnsan, Bir Vatan) şiarıyla düzenlenecek Mîr Celadet Alî Bedir-Xan’ı anma gecesinin içeriğiyle hayli güçlü bir gece olması bekleniyor.
26 Nisan saat 19:00’da Şişli’de Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleştirilecek olan geceye, Celadet Elî Bedir-Xan’ın kızı Sinem Xan, torunu Azad Bedirxan, şair, yazar ve akademisyen Selim Temo, yazar Firat Cewerî, şair Berken Bereh’in katılması beklenirken, Kürt tiyatrosunun bilinen isimlerinden tiyatrocu Ömer Şahin’in Bedir-Xan diğer adıyla ‘Bîra Qederê’ oyununu sahneleyecek olmasının yanı sıra dengbêjlerden Şoreş Mehmûdî, Hediye Kalkan ve Mihemedê Serhedî’nin de sahne alması gecenin program zenginliğini şimdiden dikkatleri üzerine çekti.
Bir tarih gün yüzüne çıkacak
Kuşkusuz gözler gecenin en dikkat çeken ve de en çarpıcı bölümü olan sergide olacak. Bu zamana kadar belki de ilk defa böylesi bir sergide gün yüzüne çıkmayan eserler sergilenecek. Hawar dergisinin ilk sayılarının yanı sıra Celadet Alî Bedir- Xan’ın kullandığı kişisel eşyalarının sergilenmesi de bekleniyor. Diğer yandan Türkiye’de yayın yapan ve en çok kapatılan, yasaklanan Kürtçe gazetelerin yayınlanacağı sergide yakın dönem tarihinin hafızasını tekrardan canlandıracağı bir gecenin olması bekleniyor.
Mîr Celadet Bedir-Xan’a saygı gecesi şimdiye dek Kürtçeye dair yapılan tüm çalışmaların sentezi gibi olacak. Çünkü Celadet Bedir-Xan bir Kürt aydını ve yurtseverliğin gereği olarak sürgün hayatında mücadelesiyle her alanda yaptığı üretimlerle Kürtlüğe ve Kürtçeye dair birçok gelişmenin temellerini attı. Aynı zamanda 20. yüzyılda Kürt aydınlanmasının yolunu açmıştır. Bu vesileyle bu geceye katılmak ona bir saygının gereği olurken, Kürt tarih yazımında hafızayı tazelemek isteyenler için de anlamlı bir etkinlik olacak.