İHD, TİHV, ÖHD, ÇHD, EGE-TUHAYDER, ANYAKAYDER ve CİSST Yüksek Güvenlikli Cezaevlerinde devam eden tecrit koşullarına ve hak ihlallerine karşı Buca Kırıklar Cezaevi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada 2021’den beri tecridin ağırlaştığı vurgulandı
İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Ege Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EGE-TUHAYDER), Anadolu Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAYDER) ve Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) İzmir Şubeleri, Yüksek Güvenlikli Cezaevleri’nde devam eden tecride ve hak ihlallerine karşı İzmir Buca Ceza İnfaz Kurumu önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamaya Barış Anneleri, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Hakların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) il ve ilçe örgütlerinin yanı sıra çok sayıda tutsak yakını ve yurttaş katıldı. Basın metninin Kürtçesini İHD İzmir Şube Eşbaşkanı Zilan Gümüş Türkçesini ise avukat Eylem Zengin okudu.
2021 yılından beri tecrit ağırlaştı
2021 yılından itibaren tecrit koşullarının daha ağırlaştığını ve tutsakların büyük kısmının tek kişilik hücrelerde çok az kısmının da 3 kişilik odalarda tutulduğunu söyleyen Zengin, Yüksek Güvenlikli ve S Tipi Kapalı cezaevlerinde bulunan tüm tutsakların ağırlaştırılmış müebbet hükümlüleri ile aynı koşullarda tutulduğunu vurguladı.
Zengin, “Uluslararası insan hakları hukuku devletlere, özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin sahip olduğu haklar konusunda yükümlülükler yüklemekte ve bu yükümlülükler Türkiye’nin ilgili mevzuatlarında da yer almaktadır. Buna göre ‘özgürlüğünden yoksun bırakılmış kişiler insani muamele ve insanın doğuştan kazandığı insan onuruna saygılı davranış görme hakkına sahiptir’ yaklaşımı ile mahpusların hapishanede tutulma koşullarının nasıl olması gerektiği açıkça belirtilmiştir” dedi.
Türkiye cezaevlerinde uluslararası insan hakları hukukuna ve ulusal mevzuata riayet edilmediğini ifade eden Zengin, “Mahpus yakınlarının kurumlarımıza yapmış oldukları başvurular ve avukatlar aracılığı ile elde edilen bilgiler doğrultusunda bir değerlendirme yaptığımızda; yeni inşa edilen ve uygulamaya sokulan bu tür hapishanelerde insan onurunun ayaklar altına alındığı, sosyal bir varlık olan insanın iletişim hakkının ortadan kaldırıldığı, hapishanelerdeki iç işleyişte büyük bir keyfiliğin hüküm sürdüğü tüm açıklığıyla gözlenmektedir” şeklinde konuştu.
‘Yüksek Güvenlikli Cezaevi koşulları F tipinden daha ağır’
Yüksek Güvenlikli ve S Tipi Kapalı cezaevlerinin F Tipi cezaevlerinden daha da ağırlaştırılmış bir tecridi ve izolasyonu sağlayacak şekilde inşa edildiğine dikkat çeken Zengin şu ifadeleri kullandı:
“Tek kişilik ve 3 kişilik hücrelerde kalma zorunluluğunun neden olduğu izolasyon ve havalandırmanın yalnızca bir saat ile sınırlı olması nedeniyle günün 23 saatini hücrelerinde geçirmek zorunda kalmaları mahpuslar üzerinde ciddi anlamda fiziksel ve psikolojik sorun ve tahribatlara yol açmaktadır. Böylesi izolasyona dayalı hücre tipi ceza ve infaz sisteminin mahpuslarda, genel olarak özgürlüğünden alıkonulmuş olmanın da ötesinde daha ağır ruhsal yakınmalara yol açacağını, hareketsizliğin kas ve iskelet sisteminde ciddi tahribatlara sebebiyet vereceğini, gerek hücrelerde oluşan nem gerekse havalandırmanın yeterli olmaması nedeniyle de solunum yolları, akciğer ve romatizmal rahatsızlıkların başlayabileceğini ve tüm bunların bir bütün olarak bağışıklık sistemini zayıflatacağını unutmamak gerekir.”
‘Yüksek Güvenlikli Hapishaneler derhal kapatılmalı’
Hücre tipi cezaevlerinin özellikle ağır hasta tutsakların ve diğer tüm tutsakların ruh ve bedensel bütünlüklerine zarar verdiğinin altını çizen Zengin son olarak, “En hafif ifadeyle; mevcut uygulamalar; kötü muamele ve zamana yayılmış işkence kavramıyla açıklanabilir. Bundan dolayı Yüksek Güvenlikli Hapishaneler derhal kapatılmalı, mahpusların insan onuruna yaraşır bir yaşam sürdürmeleri sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı
Açıklamanın ardından kitle on dakikalık oturma eylemi gerçekleştirdi. Kitlenin dağılmasının ardından Jandarma açıklamaya gelenlerin arabalarını durdurup “arabada çok sayıda kişi var” diyerek gelen kişilere ceza yazdı. Araba sahipleri duruma tepki göstererek bu tutumun keyfi olduğunu dile getirdi.
Kaynak: JINNEWS