Dünyanın en kalabalık ülkesi olan Hindistan’da 19 Nisan günü seçimler başlıyor. 1,4 milyarlık nüfusun 969 milyonu oy kullanabiliyor. Bu sayı, tüm dünya nüfusunun yaklaşık sekizde birine denk. 2014 seçimlerinde 814 milyon seçmen vardı. 10 yıl içinde nüfustaki artış seçmen sayısına da yansıdı. Ülke dışında yaşayan 13,4 milyon Hintli de bu seçimde oy kullanabilecek ancak kayıt yaptırmaları ve oy kullanmak için ülkeye dönmeleri gerekiyor.
Hindistan’da halk sandık başına, farklı bölgelerde, yedi farklı tarihte gidecek: 19 Nisan, 26 Nisan, 7 Mayıs, 13 Mayıs, 20 Mayıs, 25 Mayıs ve son olarak 1 Haziran. Sonuçlar 4 Haziran’da açıklanacak. Hindistan, 3,3 milyon kilometrekareye yayılan devasa bir ülke. Seçim yasaları gereği, insanların yaşadığı her bölge için ulaşılabilir bir oy kullanma noktası kurulmak zorunda.
Ülkede iki meclis bulunuyor. Öncelikle seçim 545 üyeli Halk Meclisi için. Her seçim bölgesinde tek parlamenter, 5 yıl için seçiliyor. Bir nevi Senato demek olan 245 Eyaletler Konseyi’ne üyeler 6 yıl için seçiliyor ama her iki yılda bir Eyaletler Konseyi’nin üçte biri yenileniyor. Bu yüzden, bu seçimde Halk Meclisi’nin tüm üyeleri ve Eyaletler Konseyi’nin 70 üyesi için seçim yapılacak.
Halk Meclisi ve Eyaletler Konseyi ve seçimleri bakımından Hindistan’ın yasama organı Amerika Birleşik Devletleri’ne benziyor. Ancak ülkenin cumhurbaşkanı ya da başkanının seçimi ise, Almanya’daki sisteme benziyor. Yani alt ve üst meclisin birleşik oturumunda ülkenin cumhurbaşkanı seçiliyor. Yani Cumhurbaşkanı ya da başkan ABD’deki gibi halk oyuyla değil, meclisten seçiliyor.
Federal devlet yapısına sahip olan Hindistan, 29 Eyalet ile 7 Birlik toprağından oluşmakta ve eyaletler kendi hükümetlerine ve parlamentolarına sahiptir. Yönetim bu yüzden Merkezi Hükümet ve Eyalet Hükümeti arasında bölünmüş durumda. Birlik Toprakları ise Merkezi Hükümet’in yönetimi altında olup, Cumhurbaşkanı tarafından atanan valilerce yönetiliyor.
Son yıllarda yaptığı ekonomik ataklarla, ABD ve Çin’den sonra dünyanın üçüncü büyük ekonomik gücü olması beklenen Hindistan’da halkın ekonomik durumu aslında hiç de iyi değil. Mesela halkın çoğu (yüzde 60) köylerde yaşıyor. Nitekim halkın yüzde 20’si yoksulluk sınırı altında hayata tutunmaya çalışıyor ve dahası en az 3 milyon kişinin elektriğe erişimi yok.
Ancak bu ülkenin Modi isimli bir başbakanı var! Son iki seçimi kazandığı gibi, bu seçimleri de kazanması bekleniyor. (Seçimde adaylık için herhangi bir süre sınırlaması yok.) Modi, yoksul bir aileden gelen biri. Çocukluk arkadaşıyla 17 yaşında evlendi. Eşi onu geçen yıllarda terk etti ama resmen boşanabilmiş değiller. Vejetaryen, yani et yemiyor. Hindu din duyguları çok güçlü ya da bunu seçimi kazanmak için çok iyi kullanıyor. Mesela tarihi Hint tapınaklarını restore ettirerek…
Son iki seçimi kazanarak iki dönemdir başbakanlık yapmakta olan ve bu seçimlerin de favorisi olan Narendra Modi, rahmetli Turgut Özal’a da çok benziyor: başbakanlığında ekonomiyi özelleştirip liberalleştirdi. Yabancı yatırım politikalarına izin vererek savunma ve ulaşım gibi birçok sektörün yabancıların kontrolü altına girmesine izin verdi. Yoksulluğu azaltmak için oluşturulan fonları azaltan Modi, 2015’te hükümetin sağlık harcamalarını kısıtlayan ama özel sağlık kuruluşlarının harcamalarını arttırmaya dayalı bir politika başlattı.
Pakistan’la düşmanlıkta ısrar eden ve dahası Çin ile sınır savaşından geri durmayan Modi, 1.5 milyon personelli bir orduya ve nükleer silahlara sahip bir lider olarak dünyanın dikkate alması gereken biri. 2021 yılında askeri-teknik anlamda iş birliği sağlamak için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir anlaşma imzalayan Modi, Moskova’dan S-400 füzeleri satın aldı. Buna rağmen 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinde tarafsız kaldı ve Ukrayna’daki 19 binden fazla Hint vatandaşı geri getirildi.
Kasım ayında ABD’de yapılacak olan seçimi Trump’ın kazanması halinde dünyayı şöyle bir dörtlü bekliyor: Amerikan Evanjelik Trump, Rus Ortodoks Putin, Hindu Modi ve İslamcı Erdoğan!..