HDP Merkezi Örgütlenme Komisyonu, tüm parti kurulları, milletvekilleri, il-ilçe örgütleri ve meclislerine gönderdiği bilgi notu ile tutuklu Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecride son verilmesi talebiyle başlattığı açlık grevinin sahiplenilmesini istedi. Yine bu doğrultuda yapılacak kimi eylem ve etkinlikler planlandı.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşsözcüsü ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük süren tecride son verilmesi talebiyle tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde başlattığı açlık grevi, 3’üncü gününde. Başlattığı bu eylem sonrası parti HDP’den de Güven’e destek geldi.
HDP Merkezi Örgütlenme Komisyonu tarafından partili milletvekillerine, PM üyelerine, il ve ilçe örgütlerinin yanı sıra yine kadın ve gençlik meclislerine gönderilen bilgi notunda şunlar kaydedildi:
‘Tecritle gerçeği unutturmaya çalışıyorlar’
“Uluslararası bir plan ile esaret altına alınan PKK Lideri Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit tüm zamanların en ağır biçimiyle son üç yıldır devam ediyor. Bu esaret ve tecrit; Sayın Abdullah Öcalan’ın şahsında başta Kürt halkı olmak üzere Ortadoğu halklarının geleceğine dönük saldırıdır. Yüz yıl önce Ortadoğu sınırlarını çizen egemen güçler, bir asır sonra Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmek için halklara umut olabilecek bütün yapı ve ideolojilere karşı saldırı başlatmıştır. Sayın Öcalan’ın, Demokratik Ortadoğu Birliği ve halkların ortak mücadelesini esas alan fikriyatı da bu saldırının hedefi olmuştur. Demokratik siyasete ve partimiz HDP’ye saldırılar, bu yaklaşımın bir ürünüdür. Tekçi ulus anlayışı ve onun liberal ideolojisi, kendisine alternatif olabilecek, halkların devrimci ve demokratik mücadelesine ilham olabilecek hiçbir seçeneğe yaşam hakkı tanımamaktadır. İmralı Sisteminin yaratıcıları küresel-emperyalist güçlerdir. Sayın Öcalan’ı İmralı Adası’na hapseden kapitalist güçler, Türkiye’ye de tabiri caizse gardiyanlık rolünü vermiştir. Dolmabahçe Mutabakatı’nın yok sayılması ve sürecin bozulması, Öcalan’ın kırılamayan etkisine ve onun öncülüğünde gelişen demokratik inşa sürecine yönelik esaslı bir saldırıdır. Demokratik inşa süreci kesintiye uğramış olsa da, yarattığı etki o kadar derin ve esaslıdır ki; 7 Haziran seçimlerinin sonucu doğrudan bununla ilgilidir. Siyasi iktidarın, toplumu ve politik alanı tecrit ile gerçekliğinden kopartma ve unutturma hedefi bulunmaktadır.
Bunun için diyoruz ki; rehin tutulan DTK Eş Sözcüsü ve Hakkâri Milletvekilimiz Leyla Güven’in Sayın Öcalan için başlattığı açlık grevi eylemi haklı bir eylemdir ve talebi bizim talebimizdir.
İmralı Sistemi mutlak tecridinin politik boyutunu basit bir hukuki meseleye indirgemek, hukukileştirmek ve teknikleştirmek oldukça sorunlu bir yaklaşımdır. Demokratik siyaset olarak, demokratik örgütlenmeyi geliştirmek, demokratik direniş ile barış mücadelesini yürütmek, barışın önündeki engelleri ortadan kaldıracak hamlelerdir. Türkiye halklarının yoluna bırakılan öldürücü kapandan ancak demokratikleşmiş bir ülke ile kurtulabileceğimizin mesajını vermiştir. Bu sadece Kürtlerin yararına değil, bütün Türkiye halklarının hayrına bir çağrıydı. Kin ve intikamın, yeni intikamlar yarattığını, ateşin ateşle söndürülemeyeceğini belirterek, Türkiye halklarını yakan ateşi söndürmek için sürekli barış çağrıları yaptı. Ancak, bu imkân heba edildi. Sayın Öcalan’ın attığı demokratik ve barışçıl çağrılarına her seferinde tasfiye, tecrit ve oyalama politikaları ile karşılık verildi.
‘Öcalan halkların barış sesi olmuştur’
OHAL ile demokratik ve insani değerlere yapılan saldırılar, seçilmişlerin, akademisyenlerin, gazetecilerin, aydınların ve muhaliflerin tutuklanması, kayyumların atanması tecrit ile başlamıştır. Sayın Öcalan ile görüşmelerin yapıldığı dönemlerde, bu görüşmelerde Öcalan’ın verdiği mesajlar halkların barış ve özgürlük sesi olmuştur. Tecrit ile barışın sesi susturulmuştur.
Bunun için diyoruz ki; LEYLA GÜVEN HAKLIDIR! TECRİT SON BULMALIDIR! Onun bu talebi bizim de talebimizdir. Öcalan’ın üzerindeki mutlak tecrit bir an önce son bulmalıdır.
Bu çağrımız sadece Kürt halkına değil, tüm demokrasi güçlerinedir. Sayın Öcalan’ın düşünceleri halkları bir arada tutan güçlü bir mayadır. Saldırı altında olan sadece Kürt iradesi değil, tüm halkların iradesidir. Sol/sosyalist ve demokrasi güçleri, halklarımızın geleceği için tecride karşı daha güçlü mücadele etmelidir.
Bu kapsamda milletvekilimiz ve aynı zamanda DTK Eş Sözcüsü Leyla Güven’in kendi vicdani kararıyla başlatmış olduğu süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemini sahipleniyoruz.”
Bu kapsamda Güven’in başlattığı açlık grevine destek için kimi eylem ve etkinlikler de planlandı.
Buna göre;
* 11 Kasım: Kadın Meclisi toplantısında asli gündem haline getirilmesi,
* 12 Kasım: Parti Meclisi Toplantısı’nda gündemleştirilmesi
* 13 Kasım: Meclis Grup Toplantısı’nda gündemleştirilmesi
* 14 Kasım: İl Eş başkanları Toplantısı’nda gündemleştirilmesi
* 16 Kasım: Leyla Güven’in kaldığı Diyarbakır E Tipi Cezaevi önünde vekillerin katılımıyla basın açıklaması yapılması ve 17-18 Kasım’da yapılacak açlık grevi eylemlerinin duyurulması
* 17-18 Kasım: Milletvekili, PM, MYK, Kadın ve İl yöneticilerinin katılımıyla (Diyarbakır, Van, Hakkâri, Urfa, Adana) 2 günlük açlık grevi eylemleri yapılacak.
* Meclis’te komisyonlarda bütçe görüşmeleri ve Genel Kurul konuşmalarında sürekli gündem yapılması
* Tüm elçilikler, uluslararası kurum ve kuruluşlara bilgi notu gönderilmesi
* Tüm DKÖ, STÖ ve siyasi partilere bilgi notu gönderilmesi
* Sosyal medya ve diğer medya organlarında Leyla Güven’in yaptığı eylem ve amacının gündemleştirilmesi için çalışma yürütülmesi kararlaştırıldı.
HABER MERKEZİ