DEM Parti Gençlik Meclisi Sözcüsü Edanur İbrahimoğlu, ‘Özel savaşa karşı görkemli direniş’ kampanyalarını büyüteceklerini belirterek, “Faşizme dert olacağız, faşizmi gerileteceğiz. Çok büyük kazanacağız” dedi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Gençlik Meclisi Sözcüsü Edanur İbrahimoğlu, partinin genel merkezinde güncel gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu. Gençlik Meclisi’nin toplantısı öncesi konuşan İbrahimoğlu, “Şubat ayının ilk haftasında uluslararası komployu protesto etmek amacıyla başlatılan Özgürlük Yürüyüşü hem Kürt halkının hem de Türkiye halklarının çözümün adresini yeniden belirttiği bir süreç oldu. Hem Türkiye halkları hem de Kürt halkı çözümün adresinin tekrar tekrar İmralı olduğunu, Sayın Abdullah Öcalan olduğunu belirtti” diye kaydetti.
8 Maer ve Newroz
8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve 21 Mart Newrozu süreçlerine değinen İbrahimoğlu, “Kadınlar, bu iktidarın yarattığı özel savaş politikasına ve kadın kırım politikalarına karşı meydanlarda seslerini yükselttiler, sloganlarıyla tepkilerini ortaya koydular. Aslında bu protestolar özel savaş politikalarının boşa çıkarıldığını da göstermiş oldu. 8 Mart’ın coşkusu Newroz’la birleşti. Genç kadın arkadaşlarımız, genç arkadaşlarımız öncülük ederek Newroz coşkusunu alanlara taşıdı. Newroz’u milyonlarca kişiyle kutladık. Bu milyonlarca kişinin yüzde 90’ı gençlikti diyebiliriz. Newroz coşkusu bize bir kez daha gösterdi ki genç öncülüğü, genç kadın öncülüğü, gençlik öncülüğü amacından ve iradesinden hiçbir şey kaybetmemiş. Bu irade ve bu inanç hala devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Wan direnişi
İbrahimoğlu, 31 Mart seçimleri ve sonrasında yaşanan sürece işaret ederek, şöyle devam etti: “Hem 8 Mart’ın hem de Newroz’un coşkusu, 31 Mart’a ve sonrasında da Van direnişine yansıdı. AKP-MHP iktidarı 31 Mart seçimiyle hem Kürdistan’da hem de Türkiye’de hezimete uğradı. Bu hezimet karşısında ne yapacağını bilmeyerek işlettiği talan hukukunu öncelikle Van’da, daha sonrasında da Hilvan, Siverek, Bitlis’te sürdürmeye çalıştı. Hala da sandıkta kaybettiği yerleri hukuksuzlukla, talan hukukuyla almaya çalışıyorlar.
Wan hukuksuzluğa baş eğmedi
Van halkı bu hukuksuzluğun karşısında dimdik ayaktaydı. Halk, AKP-MHP iktidarının bu hukuksuzluğuna baş eğmeyeceğini gösterdi. Van halkı iradesinin gasp edilmeye çalışıldığı andan itibaren sokaklara çıktı. Van gençliği, genç kadınlar sokaklara çıktı ve protesto haklarını kullandı, direne direne kazandı. AKP hükümeti yaşadığı hezimeti Muhammed Orhan gibi arkadaşlarımızdan çıkarmaya çalıştı. Muhammed Orhan’ın gülümseyen fotoğrafı, AKP’nin gençlik üzerinde yürüttüğü savaş ve sindirme politikasının hiçbir kıymetinin olmadığını gösterdi.
Gençlik dimdik ayakta ve umut olmaya devam ediyor. 31 Mart seçimleri de 8 yıldır Kürdistan’da sürdürülen savaş politikasının hiçbir anlam ifade etmediğini bizlere göstermiş oldu. Kürt halkı, Kürt kadınları ve gençleri nezdinde AKP’nin savaş siyasetinin hiçbir anlamı ve ifadesi yoktur. Bu sayısal olarak Van direnişinde ortaya konulmuştur. Türkiye’deki savaş siyasetinin yansıması olarak gerçekleşen ekonomik kriz ve halkın girdiği psikolojik bunalım hali, AKP’nin yerel seçimlerde gerilemesine yol açmıştır. 31 Mart seçimleri hem Van direnişiyle hem de sonraki süreçlerle birlikte bizlere ortak bir mücadele zemininin ne kadar elzem olduğunu gösterdi. Birleşik mücadele zemini, Van’ın demokrasi mücadelesini Türkiye metropollerine taşıdı ve Türkiye halkları ile Kürt halkı arasındaki bağı kuvvetlendirdi. 8 yıldır sürdürülen savaş politikası halklar arasında bir duvarı inşa etme amacındaydı. Van direnişi bu inşa edilmeye çalışan duvarda bir gedik açtı. Gelecekte ortak bir mücadele zemininin oluşması için üzerimize düşen görevi yapacağız.
Gençlere çağrı
AKP-MHP iktidarının hem Mayıs seçimlerinde hem de yerel seçimlerde özel savaş politikalarını belli aparatlarla gerçekleştirmeye çalıştığını gördük. Bunlar Hizbulkontra ve Kürtlükle hiçbir alakası olmayan sahte Kürt milliyetçi yapılardı. Kendi flamalarıyla Newroz’a geleceklerini söyleyenleri oralarda görmedik. Kürtlükle alakası olmayan özel savaş aparatı kişiler, gençliği demokratik siyasetten ve mücadeleden uzaklaştırmak amacı dışında hiçbir amaca sahip değildir. Bu nedenle, bu yapıların içinde samimi bir duyguyla var olan arkadaşlarımızın da tek adresinin DEM Parti Gençlik Meclisi olduğunu tekrar söylemek gerekiyor.
Faşizme dert olacağız
31 Mart seçimlerinde savaş siyasetinin ne kadar etkisiz kaldığını, bir halkın ne kadar inançlı ve iradeli olduğunu tekrar tekrar görmüş olduk. Gelecek süreçte yaratılan bu sinerjiyi, umudu ve mücadeleyi örgütlemek için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Toplantımızda bunun değerlendirmesini yapacağız. Toplantımıza bir planlama önerisiyle gideceğiz. Bu planlama önerisi de artık gelenekselleşmiş olan, halkımızın ve gençlerin çok fazla sevdiği bir planlama olacak. ‘Özel savaşa karşı görkemli direniş’ kampanyamız çerçevesinde özel savaşa karşı gerçekleştireceğimiz bir etkinlik olacak. Faşizme dert olacağımızı tekrar belirtiyorum. Faşizme dert olacağız, faşizmi gerileteceğiz. Gençlik mücadelemizde çok büyük kazanacağız, demokratik hareketimizi çok büyük öreceğiz. Sonu muhteşem olacak.”
ANKARA