Kendisini hedef alan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yanıt veren HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Demirtaş, ‘Arkamdan konuşmaya devam ediyorsun’ dedi. Demirtaş’ın avukatı ise Erdoğan’ın bu açıklamasının yargıya müdahale olduğunu söyledi
HDP’nin cezaevindeki cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş ile ilgili AYM’nin vereceği karar beklenirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Hangi yüzle aday oluyorsun?” ifadesiyle Demirtaş’ı hedef aldı.
Erdoğan, Adıyaman’da katıldığı programda şunları söyledi:
“Hangi yüzle aday oluyorsun be, hangi yüzle? CHP’nin adayı kalkıyor, onu gidiyor ziyaret ediyor. Onların bu ülkeye vereceği bir şey yok. Kimi ziyaret etmeye gidiyorsun? Ben şahsen Diyarbakır’daki 53 vatandaşımın ölümü olayını hala hazmedemiyorum. Ben bunu benim Kürt kardeşlerimin de hazmetmediğine kesinlikle inanıyorum. İnanıyorum ki, bu seçimlerde oyunu adil bir şekilde, demokratik bir şekilde, hak ve özgürlüklere saygısı olan Kürt kardeşlerim de bunlara sandıkta HDP’ye gereken dersi verecektir.”
‘Arkamdan konuşma’
Erdoğan’ın bu sözlerine Demirtaş’tan yanıt gecikmedi. Avukatları aracılığıyla cezaevinden yanıt veren Demirtaş, Twitter hesabından şu ifadeleri paylaştı:
“Her gün meydanlarda, televizyonlarda bana iftira atmaya devam ediyorsun. Benim burada elim kolum bağlı. Yine de arkamdan konuşmaya devam ediyorsun. Ama halkın da eli kolu bağlı mı sanıyorsun? Hak ettiğin cevabı sana 24 Haziran’da, sandıkta verecekler.”
Temelli’den tepki
Erdoğan’ın sözlerine bir tepki de HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’den geldi. Erdoğan’ı ifadelerinden dolayı “kınayan” Temelli, bu ifadeleri “nefret ve düşmanlaştırıcı” söylem olarak nitelendirdi.
Temelli şunları belirtti:
“Kürt düşmanlığıyla, Demirtaş ve HDP düşmanlığıyla içine düştüğü durumdan çıkmaya çabalıyor. Sayın Demirtaş, 6-8 Ekim olaylarından dolayı tutuklu değildir. Yargılandığı dava bu değildir. 6-8 Ekim olaylarına bir dahli yoktur. Tam tersine her zaman için olayın aydınlatılması için çabası olmuştur. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki savunmasında da konuyu bütün çıplaklığıyla ortaya koymuştur. Dönemin tanıklarını davet etmiştir. Bunların başında o gece konuştuğu Ahmet Davutoğlu vardır. Erdoğan çok merak ediyorsa Ahmet Davutoğlu’na bir telefon açsın, 6-8 Ekim olaylarının nasıl geliştiğini bizzat Davutoğlu’ndan öğrensin. Bu yöntemle Türkiye’de insanları karşı karşıya getirerek, düşmanlaştırarak siyaset yapmaya bir an önce son versin.” Temelli, 6-8 Ekim olayları ile igili araştırma önergesinin TBMM’de AKP oyları ile ret edildiğini söyledi.
‘Böyle bir suçlama yok’
Konuya ilişkin bir açıklama da Demirtaş’ın avukatlarından geldi. Avukatlar, Erdoğan’ın Demirtaş’ı hedef alan konuşmasında yaptığı “6-8 Ekim olayları” atfına dikkat çekerek, müvekkili hakkında bu konuda bir yargılamanın söz konusu olmadığını, bu sebeple Erdoğan’ın açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını belirtti.
Avukatların açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“Sayın Demirtaş’ın 6-8 Ekim olayları öncesinde bir çağrısı bulunmamaktadır. Mahkeme dosyasında da müvekkilimizin böyle bir çağrısı olduğuna dair tek bir delil yoktur. Aksine, özellikle 7 Ekim ve 9 Ekim günlerinde, olayların yatışmasına ve provokasyonlara gelinmemesine yönelik çağrıları bulunmaktadır. Sayın Demirtaş hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve tutuklu yargılandığı Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava dosyasına temel teşkil eden iddianamede, kendisiyle ilgili bu yönde bir iddia veya suçlama bulunmamaktadır. Yargı makamlarının, iddia olarak dahi hukuki kıymet biçmeyerek soruşturma ve kovuşturma konusu yapmadığı bu çirkin ithamlar tamamen gerçek dışıdır. Yani müvekkilimiz, herhangi bir kişi ya da kişilerin ölümüne azmettirme suçlamasından dolayı yargılanmamaktadır, hakkında böyle bir suçlama yoktur.”
‘Yargıya müdahale’
Gazetemize konuşan Demirtaş’ın avukatlarından Sertaç Buluttekin ise, Erdoğan’ın bu sözlerinin doğrudan yargıya müdahale olduğunu söyledi. Geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun müvekkillerini hedef alan benzer bir açıklama yaptığını hatırlatan Buluttekin, müvekkillerinin tahliyesi için AYM’ye yaptıkları başvurunun ardından peş peşe böyle açıklamalar gelmesinin dikkat çekici olduğunu belirtti.
Buluttekin şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanlığı kamu gücünü elinde tutan bir makam. Yeni düzenlemelerle bu güç daha da arttırıldı. Kamuda neredeyse bütün görevlilerin onun sözünü emri telakki ettiği bir dönemden geçiyoruz.
Müvekkilimizle ilgili 3 gün önce AYM’ye başvuru yaptık ve başvurumuz seçim döneminde olunması nedeniyle de öncelikle ele alınması gereken bir konu. Ama AYM üyelerini belirleyen bir makamın bu konudaki sözleri ister istemez AYM üyeleri üzerinde baskı oluşturacaktır. Çünkü Erdoğan yargıya telkin mahiyetinde açıklamalarda bulunuyor.”
HABER MERKEZİ