Cizre’de yüzlerce insanın bodrumlarda öldürülmesiyle ilgili AİHM’de görülecek duruşmayı Avukat Demir, dünyaya neler yaşandığını sunma imkanı açısından değerli bulurken, Güler Tunç, ”AİHM, Cizre halkına olumlu bir cevap vermeli” dedi.
Şırnak’ın Cizre ilçesinde 2015-16 yılları arasında uygulanan ve çok sayıda insanın hayatını kaybettiği sokağa çıkma yasakları sırasında yaşanan insan hakkı ihlallerine dair Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yapılan başvurular, 13 Kasım’da yapılacak duruşmada görüşülecek. Salı günü saat 09.00’da Fransa’nın Strasburg kentinde kabul edilebilirlik ve esas üzerine görülecek olan duruşmaya çok sayıda avukat katılacak.
Duruşma için Fransa’da bulunan Avukat Ramazan Demir, Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Yasin Kobulan’a değerlendirmelerde bulundu.
Demir, 2015 Ağustos ayından bu yana Cizre, Sur ve Silopi başta olmak üzere bölgedeki pek çok il ve ilçede 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11’nci maddesine dayanılarak kaymakam ve valiler tarafından ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında meydana gelen hak ihlallerine karşı 2015 ve 2016 yıllarında Anayasa Mahkemesi (AYM) ve AİHM’e çok sayıda başvuru yapıldığını belirtti. Bu başvurularda AYM ve AİHM’den hak ihlallerinin önüne geçebilmek için geçici tedbir kararları vermeleri istendiğini kaydeden Demir, AİHM’in mahkeme içtüzüğünün 41’nci maddesi uyarınca bu başvuruları öncelikli olarak ele alınmasına karar verdiğini dile getirdi.
Demir, bu kararın bir sonucu olarak AİHM’in 15 Aralık 2016 tarihinde sokağa çıkma yasakları bağlamında 160’tan fazla kişiyi temsilen yapılan 34 başvuru hakkında Türkiye’den savunma istediğini ve başvurucuların esası hakkında ilerleyen tarihlerde karar vereceğini duyurduğunu belirtti.
Tunç ve Elçi üzerinden değerlendirilecek
Duruşmada Tunç ailesi adına savunma yapacak olan Demir, şunları söyledi: “Mahkeme, Temmuz ayında verdiği kararla başvuruların hem esası hem de kabul edilebilirliğiyle ilgili duruşma yapmaya karar verdi. Ancak bütün dosyalar için duruşma yapmak yerine içlerinden iki tane dosyayı seçip, bu iki dosyada yapılacak olan usul ve esas tartışmalarını geri kalan bütün dosyalar için de uygulamaya karar verdi. Sokağa çıkma yasağının yasallığını Ömer Elçi dosyası üzerinden, sokağa çıkma yasakları sorasında Cizre’de yürütülen operasyonun niteliği ve meydana gelen ölümlerin hukuki tartışmasını da Orhan Tunç dosyası üzerinden yapmaya karar verdi.”
‘İkna etmeye çalışacağız’
AİHM’in çok istisnai durumlarda duruşma açtığını vurgulayan Demir, bu nedenle duruşmanın çok önemli bir karar olduğunu belirtti. Mahkemenin muhtemelen ikna edilmeyi beklediği noktalar olacağını kaydeden Demir, bunların en önemlilerinin Anayasa Mahkemesi’nin bu başvurular açısından etkili olup olmadığının oluşturduğunu ifade etti.
Mahkemeyi AYM’nin bu dosyalar konusunda neden etkili olmadığını ikna etmeye çalışacaklarını belirten Demir, ”Sonunda AİHM, ‘AYM bu dosyalar için etkili bir yoldur’ deyip bizi ya AYM’ye geri gönderecek ya da ‘değildir’ deyip dosyaların esasıyla ilgili karar vermek isteyecek. Her iki durumda da dosyalar yürümeye devam edecek. Umarız böyle bir şey demez. Ancak ‘AYM’ye gidin’ deseler bile sonrasında tekrar AİHM’e gidebileceğiz” diye konuştu.
‘Devlet ilk defa savunmada olacak’
“Sonuç ne olursa olsun duruşma kararı çok önemli bir karar” diyen Demir, “Cizre’de neler olduğunun ilk defa uluslararası bir mahkemede tartışılacağı ve onun üzerinden bütün dünyaya sunulacağı önemli bir imkan. Bütün engelleme ve tehditlere rağmen büyük emeklerle buraya kadar taşınmış olan davaların diğer önemli bir tarafı da Cizre katliamıyla ilgili devletin ilk defa savunmada olacak olması. Devlet ilk defa kamuya açık bir alanda sokağa çıkma yasakları ve özellikle Cizre bodrumları ile ilgili hesap verecek.” dedi.
Tunç: AİHM, Cizre halkına olumlu bir cevap vermeli
AİHM’in hukuki tartışmayı üzerinden yürüteceği Orhan Tunç’un eşi Güler Tunç, beklentilerini ”AİHM, Cizre halkına olumlu bir cevap verip yapılan vahşete sessiz kalmamalı” şeklinde dile getirdi:
Yine görülecek duruşmayı “Asla unutulmayacak ve Cizre’deki vahşetin anlatılacağı bir gün” olarak tanımlayan Tunç, başvurularının reddedilmemesi gerektiğini kaydetti. AİHM’i, o dönem hayatını kaybeden kimi isimler hakkında verdiği “tedbir” kararlarının arkasında durmaya çağıran Tunç, “Yapılan vahşete ve zulme AİHM’in sessiz kalmamasını umut ediyoruz” dedi.
‘Oğlunun duruşmasına katılmak istiyordu’
Güler Tunç, duruşmaya katılmak için vize başvurusunda bulunan Mehmet Tunç’un annesi Esmer Tunç ve 2 yaşındaki oğlu Bêkes’e, “iltica riski” gerekçesiyle izin çıkmamasına da tepki gösterdi. Tunç, “Bir hafta önce vize işlemlerinin tamamlandığını söylediler. Ancak Esmer ana ve oğlum Bêkes’in vizesini iptal ettiler. Bêkes babasının vahşetine tanıklık eden biri. Esmer Ana da hasta haliyle son bir kere oğlunun duruşmasına katılmak istiyordu” diye konuştu.