7 hukuk örgütünün bir araya gelerek oluşturduğu Savunmaya Özgürlük Platformu, kuruluşunu ilan etti
Adalet İçin Hukukçular, Toplumsal Hukuk, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Demokrasi İçin Hukukçular, Hukukçu Dayanışması, Katılımcı Avukatlar ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) tarafından Savunmaya Özgürlük Platformu oluşturuldu. Platform, ÇHD Ankara Şube binasında düzenlenen basın toplantısı ile kuruluşunu ilan etti.
Salona “Savunmaya özgürlük istiyoruz” pankartının asıldığı açıklamaya DEM Parti’nin Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan, parti milletvekilleri Ferit Şenyaşar, Sümeyye Boz ve Ömer Faruk Hülakü de katıldı.
Hazırlanan deklarasyonu ÖHD avukatlarından Şevin Kaya açıkladı. Her geçen gün baskı ve zorun tırmandırıldığı bir dönemden geçtiklerini ve yargı mekanizmasının tüm gövdesiyle siyasal iktidara bağlandığını dile getiren Kaya, “Avukatlar olarak bu ağır şartlar altında bir yandan mesleğimizi icra etmeye çalışıyor, diğer yandan toplumun devrimci, demokrat, yurtsever yahut en geniş tanımıyla muhalif tüm kesimleri gibi bizler de bu saldırı dalgasından her gün nasibimizi alıyoruz” dedi.
Avukatlara dönük baskılar
Avukatların ulusal ve uluslararası kazanımları, avukatın savunma dokunulmazlığı, müvekkiliyle özdeşleştirilmemesi kuralı, bağımsız ve kamusal örgütlenme hakkının tehlike altında olduğunu dile getirin Kaya, müvekkillerine isnat edilen suçlar ile özdeşleştirilerek yargılandıklarını, tutuklandıklarını kaydetti.
Kaya, “Avukatın müvekkiline gözaltında susma hakkını hatırlatması, hapishaneleri ısrarla ziyaret etmesi gibi mesleki faaliyetlerinin kriminalize edilmesinin yanında bugün müvekkilinin cezaevi hesabına para yatırmak, kitap göndermek gibi etkinlikler suçlama konusu olabilmektedir. Siyasi operasyonlar kapsamında gözaltına alınan kişilere ‘avukatını nereden buldukları’, banka hesapları üzerinden gönderdikleri avukatlık vekâlet ücretleri dahi isnada dönük ifade sorusu olarak yöneltilmeye başlanmıştır. Gözaltı takipleri, hapishane ziyaretleri, savunma dilekçe veya beyanları, işkence ve kötü muameleye ilişkin açıklamalar örgütsel bağlantı izafi ile karşılaşmaktadır” dedi.
Omuz omuza direneceğiz
Avukatlığa yönelen saldırıların yeni veya dönemsel olmadığını vurgulayan Kaya, bu saldırıların esasında toplumsal muhalefeti hedef alan saldırılarla iç içe geçtiğinin altını çizdi.
Kaya, devamında şunları söyledi: “Bu koşullar altında hem mesleki haklarımızda, hem de bir bütün olarak temel hak ve özgürlüklerimizde, kendisini direnme hakkının kullanımıyla inşa eden insan haklarında, ulusal ve uluslararası kazanımlarımızda, meslek kuruluşlarımızda, avukatların savunma dokunulmazlığında, bağımsız savunma hattında, avukatlık mesleğinin korunma mekanizmalarında, Avukatlık Kanunu’nda, Turin İlkeleri’nde, Havana Kuralları’nda, Morelia Şartı’nda, avukatın savunduğu hakkın toplumsal savunmanın kendisi olduğu adil bir ceza adalet sisteminin kurulması için, avukat haklarının daha güçlü kazanımlarla taçlandığı normatif düzenlemelerin ihdası için, avukatların mesleki faaliyetleri sebebiyle suçlanmaması ve tutuksuz yargılanma ilkesinde direneceğiz, savunmayı savunacağız. Barolarımız ve Barolar Birliği’ni bu yönde etkin mücadeleye çekeceğiz. Bu minvalde, dayanışmayı ve mücadeleyi büyütmek üzere avukatlık mesleğine dönük saldırılara karşı birlikte durmak gerektiği bilinciyle bir araya gelerek ‘Savunmaya Özgürlük Platformu’ kuruluşumuzu ilan ediyoruz. 5 Nisan Avukatlık Gününde, birlikteliğimizden aldığımız güçle omuz omuza direneceğimiz bir savunma hakları mücadelesini örgütlemeye tüm meslektaşlarımızı çağırıyoruz.”
Savunmayı savunuyoruz
Sonrasında konuşan Öztürk Türkdoğan ise, “Hepimiz uzun yıllardır Türkiye’de savunmayı savunuyoruz. ‘Savunmaya özgürlük’ kavramlarıyla hukukçuluğu, avukatlık mesleğini, onurunu korumaya çalışıyoruz. Esasında da halkın haklarını savunmaya çalışıyoruz” dedi.
Bu zor süreçte çok sayıda meslektaşlarının tutsak edilmiş durumda olduğunu dile getirip, Selçuk Kozağaçlı, Can Atalay ve diğer tutsak avukatları anımsatan Türkdoğan, şunları ekledi: “Türkiye’de artık avukatların haklarının korunması noktasında yapılması gereken çok şey var. Savunmanın güçlenmesi için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.”
Bir anne 6 yıldır adelet arıyor
Milletvekili Ferit Şenyaşar ise, hak ve özgürlüklere en fazla ihtiyaç duyulan bir dönemlerde böyle bir platformun kurulmasının “umut verici” olduğunu ifade etti. Türkiye’de ‘etik’ diye bir kavram kalmadığını söyleyen Şenyaşar, “Bir anne 6 yıldır adalet arıyor ve 69 gündür Adalet Bakanlığı’nın önünde eylemini sürdürüyor. Adalet Bakanı başta olmak üzere oradaki bütün kurumlar annenin karşısında aciz duruma düşmüşlerdir. Türkiye’de bir an önce hak, hukuk ve adaletin egemen olmasını istiyoruz ve bunun için mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz” diye konuştu.
Kaynak: MA