Cezaevlerinde tutsakların yeni bir aşamaya dönen eylemlerine dair konuşan tutsak yakınları, herkesi eylemleri sahiplenmeye, ses çıkarmaya çağırdı
Türkiye ve Kurdistan cezaevlerindeki tutsaklar ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa demokratik çözüm’ şiarıyla 130 gün süren süreli-dönüşümlü açlık grevi eylemlerini yeni bir aşamaya taşıdı.
Tutsaklar, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan mutlak tecride karşı avukat, aile, telefon görüşüne ve mahkemelere çıkmayacaklarını duyurdu. Tutsaklarla aynı taleplerle Adalet Nöbeti tutan tutsak yakınları da, yeni bir aşamaya çevrilen eylemleri desteklediklerini belirterek, herkesi eylemi sahiplenmeye çağırdı.
‘Herkes bu mücadeleye destek vermelidir’
Zindandaki çocuklarının haklı mücadelesini desteklediğini söyleyen Halime Topuz, “Öncellikle Önder Apo ve zindandaki tutsakları selamlıyorum. Önderlik avukatları ve ailesi ile görüştürülüyor. Zindanda binlerce tutsak var. Türk devleti bu tutsaklar için ve 40 milyon Kürdün başkanı Abdullah Öcalan için gözlerini kapatmış durumda” diyerek tepki gösterdi.
Kürtlere seslenen Topuz, “37 aydır önderliğin üzerinde ağırlaştırılmış tecrit uygulanıyor. 123 gündür bu mücadele için Adalet Nöbeti’ndeyiz. 7’den 70’e herkes kavga ile değil, sözle kanunla ayaklanmalıdır. Herkes bu mücadeleye destek verilmelidir” çağrısında bulundu.
‘Tecrit kaldırılmadığı sürece baskı devam edecek’
Tutsak yakını Afife Kartal da, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü sağlanana kadar eylemlerini sürdüreceklerini belirtti. Çocuklarının “Abdullah Öcalan avukatları ve ailesi ile görüştürülmediği sürece biz de görüşmeyeceğiz” dediğini aktaran Kartal, “ Tüm dünyaya çağrımızdır herkes ayaklanmalı Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecrit kaldırılsın. Bu tecrit kaldırılmadığı sürece tutsaklar üzerindeki baskı devam edecektir” diye belirtti.
‘Tecridin kaldırılması için direnmemiz lazım’
Abdullah Öcalan’dan 37 aydır haber alamadıklarını ve artık çocuklarından da haber alamayacakları için kaygılarının arttığını ifade eden Rabia Ataş, “Artık hiç kimse çocuklarından bir haber alamayacak. Hastalanırlar veya daha kötü bir şey olursa haberdar olamayacağız. Örneğin benim kızım ağır hasta tutsak bundan sonra durumundan haberdar olamayacağım. Bu nedenle tecridin kırılması için başkaldırmamız ve sokaklara çıkıp direnmemiz lazım” dedi.
Tutsakların başına gelebilecek her şeyden devletin sorumlu olduğunun altını çizen Ataş, “Adalet Bakanlığı bir an önce adım atmalı. Önderliğimiz ile sadece bir günlük görüşme istemiyoruz. Hukuki haklarının sürekli tanınmasını istiyoruz. Tüm Kürt halkının ayaklanması için çağrıda bulunuyorum. Evlatlarımıza sahip çıkalım” şeklinde konuştu.
Kaynak: MA