Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Saruhan Oluç, partilerinin 2 gün süren MYK toplantısı sonrası açıklama yaptı. İlk olarak DTK Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in yargılanmasına değinen Oluç, “Leyla Güven, barış mücadelesinde tecridin ne anlama geldiğini iyi bilen kişidir. Nisan 2015 tarihinden beri uygulanan insanlık dışı İmralı’daki ağır tecridin barışa nasıl bir darbe vurduğunu bilen bir kişidir. İmralı’daki tecridin Kürt halkına yönelik bir tecrit olduğunu bilen bir kişidir. Bu durumun değişmesi için kendi kişisel kararı ile açlık grevine başlamıştır. Son derece ağır bir yükü tek başına üstlenmiştir. Bizler bu yükün sadece Leyla Güven tarafından üstlenilmesinin büyük bir haksızlık olduğunun farkındayız. Ancak kendi kişisel kararını elbette saygı ile karşılıyoruz. Cezaevi dışında hem hukuki hem de uluslararası alanda gekeken desteği sunacağımızı ifade etmek istiyoruz” dedi. Oluç, cezaevinde hasta olmasına rağmen bırakılmayan 80 yaşındaki Sise Bingöl’ün durumuna ilişkin de konuştu. MYK toplantılarının önemli gündemlerinden birinin yerel yönetim seçimleri olduğunu söyleyen Oluç, “40’ı aşkın ilde ve 500’ü aşkın ilçede fizibilite çalışmalarımızı tamamladık.
Yüzlerce STK, sendika, yöre derneği, yurttaş girişimi ile görüşmeler yaptık, fizibilite raporlarımızı tamamladık ve bu raporları MYK’de değerlendirdik. Hem yerel seçim stratejimiz ve bildirgemiz açısından hem de ittifaklar konusunda değerlendirmelerimizi yaptık. MYK’de bir takvim oluşturuldu” dedi. Pazartesinden sonra çalışmalarının ikinci aşamasına geçeceklerini belirten Oluç, bu aşama da adaylık başvuruları, bu başvuruların netleştirilmesi, yerellerde ittifak görüşmeleri ve adaylıkların netleştirileceğini söyledi. Partilerine yönelik baskı ve tutuklamalara da değinen Oluç, “Siz bütün Kürt illerinde tek bir HDP’li kalmayana dek herkesi tutuklasanız da 31 Mart’taki yerel seçimlerde Kürt illerinde asla ama asla istediğiniz sonuçları elde edemeyeceksiniz. Kendinize güveniyorsanız, en ağır toplarınız kimlerse, Binali Yıldırım, Süleyman Soylu, Berat Albayrak; buyurun gelin Van’da, Hakkari’de, Diyarbakır’da, Şırnak’ta onları aday yapın” diye konuştu. “Bu ağır saldırılarla karşı karşıya kaldığımız sürede herhangi bir siyasi parti ki bunu kimse için dilemeyiz, bu saldırılarla karşı karşıya kalsaydı un ufak olurdu” diyen Oluç, “Ama bizler direndik, asla boyun eğmedik. Çöktürme Planı karşısında asla diz çökmedik” değerlendirmesini yaptı. Kimi çevrelerin AKP ile müzakere yürüttüklerine yönelik tartışmalarına ilişkin Oluç, “Bizim gizli görüşme yaptığımızı söyleyenlere diyoruz ki, ‘evinizdeki aynaya bakın karşınızda kimi görüyorsanız onlar gizli görüşme yapıyor’.
Biz açık ve şeffaf politikamıza devam ediyoruz, bundan da asla vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı. Toplantıda Suriye’ye ilişkin değerlendirmeler yaptıklarını belirten Oluç, şöyle dedi: “Suriye’de yeni bir eşikteyiz. Israrla savunduğumuz çözüm yolu demokratik bir müzakere yoludur. Bütün tarafların masada buluştuğu, demokratik bir rejim için demokratik bir anayasa üzerinde buluştuğu yoldur esas yol. Ortadoğu’ya hem Suriye hem Irak açısından baktığımızda, 20. yüzyılın son 50 yılına baktığımızda Ortadoğu’da var olan demokrasisizlik, otoriter rejimler karşısında demokratik çözüm önerisi ne küresel güçler ne de bölgesel güçler tarafından üretilmiştir. O yüzden Ortadoğu bir paylaşım savaşı coğrafyası haline gelmiştir, kan ve gözyaşı ile toplumlara ağır bedeller ödetilmiştir.”
‘IŞİD’i yeniden üretme çabası’
Son günlerde Kobani’ye yönelik olarak Türkiye’nin yaptığı top atışlarını ilişkin de Oluç, “Kuzey Suriye’ye yönelik saldırılar demokratik bir Suriye’nin gerçekleşmemesi içindir. Kobani’ye yönelik saldırılar bu yönlü saldırılardır. Ya IŞİD’i yeniden üretmenin ya da El Kaide’nin yeniden mevzi kazanmasına yöneliktir. Bu kabul edilebilir değil” dedi. AKP’nin dış politikasının yanlış olduğunu söyleyen Oluç, devamla “Bakın Afrin’de yapılanlar bunu çok net bize gösteriyor. Bugün uluslararası alanda da konuşulmaya başlanan raporlar neye işaret ediyor? Çetelerin kadınları nasıl kaçırdığını gösteriyor. Çetelerin Afrin’i nasıl talan ettiğine işaret ediyor. Zeytin talanı bunun göstergesidir” diye konuştu.
‘Ders çıkarılmalı’
Sorunların çözümünün demokratik yollarla karşılıklı konuşulması ile mümkün olabileceğini söyleyen Oluç, şöyle dedi: “Evrensel bir kuraldır, bir ülke kendi iç sorunlarını konuşarak, müzakare ederek çözmezse ortaya çıkan zaaflı durum her ülkede ve her tarihte uluslararası güçlerin müdahalelerine imkan sağlanmıştır. Suriye’de Irak’ta ve Türkiye’de yaşanan gelişmelerin arkasında bu gerçeklik yatıyor. Demokratik siyasette konuşmak, müzakere etmek en doğru yoldur sorunların çözümü açısından. Küresel güçler için ABD dahil olarak savaşı ve çözümsüzlüğü sürdürmek her zaman kan ve gözyaşı dökülmesine hizmet etmiştir. Küresel güçlerin politikaları buna hizmet etmiştir. 1999 yılında Sayın Öcalan teslim edildiği zaman dönemin Başbakanı Ecevit, “anlamadım bize niye teslim ettiler” demişti. Şimdi ortaya çıkmıştır, asıl neden barışın, çözümün gelişmemesidir. Bundan ders çıkarmak gerekir.”
ANKARA