Travmalar cinnet getirir ve bunun zamanı yoktur, çünkü her daim olur. Kaçmak başka nelere sebebiyet verir, bilinmez, çünkü bunun da mekanı yoktur. Maktul ile kurban arasında bir soru işareti var mı ya da bu zaten bir cevap mıdır? Failler kimlerdir, nerededir, ne yer içerler ve nereden gelmişlerdi. Bunların hepsi zor sorular, cevapları da uzun sorular.
Sabâ Altınsay’ın ‘Faili Malum’ adlı romanını okuduktan sonra bunları düşündüm. Yazarın dili, kurgusu, ele aldığı hikâyenin başka hikayeleri ‘kaşıması’ okurda merak duygusunu diri tutuyor. Şüphesiz hikâyenin acımasız gerçekliği okurdan bazen mola istiyor; nihayetinde mevzu ağır; savaş ve cinnet iç içe.
Faili Malum bir aile üzerinden Türkiye’nin 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi öncesi devrimci mücadele zamanlarının bir ucundan girerken, bir anda okurun önüne bir cinayeti sürüyor. Cinayet ki bir başka halkın hikayesi yani Kürt halkının hikayesine uzanıyor. Yazar Sabâ Altınsay’ın belli ki çokça araştırma yaparak yazdığı romanda kurduğu dil, anlatım ve söz titizliği, bir okur olarak beni etkiledi. Oğuz Atay’a kullandığı dil ile selam göndermesi ve bu yazım tekniğini tekrar hatırlatmasını da ayrıca ıskalamadan.
Yazarın araştırması demişken, Altınsay romanda geçen Dersim’deki bir köyden Katı Atık Depolarına, Adli Tıp uzmanlarından ‘Hayata Dönüş’ katliamının otopsi raporlarına kadar iz sürmüş. Bu yüzden olsa gerek kitabın girişinde yazarın teşekkür metninde geçen isim, kurum ve mekanları düşününce okur biraz da elindeki metnin ağırlığını hissediyor.
Romanda salt bir siyasi çalkantı geçmiyor. Aşk var hem de yağmur altında ve kardeşlik var. İki kız kardeş arasındaki bağ, anne ve babanın geçmişleri, ilk gençlik öpüşmeleri ve hatırlama biçimleri. Yazar Sabâ Altınsay hikâyeyi yavaş yavaş işliyor. Okurdan okuduklarını hazmetmesini bekliyor. İyi de bekletiyor.
Zamansal olarak geri dönüşlerin yapıldığı hikâyede Türkiye sosyalist hareketinin darbe öncesi ve sonrasına da değinerek dönemi okura hatırlatıyor. Hatırlatma derken, yazar romanın başında bir yastan bahsediyor, bir cinnet ve bir özlemekten, bunun acısından bahsediyor. Bir ailenin dağılan parçalarını bütün halinde yeniden hatırlamak ve anlatmak. Yazar bunu zengin diliyle ve iç seslere tercüman olarak anlatıyor. Dil karışıyor, vahşet karışıyor ama bir masumiyet de kendini duyuruyor.
Bir cinayetin izi sürülerek Dersim’e ve oradan da Kürt meselesinin yakıcılığına, herkesi etkilediğine ve etkileyeceğine dair yazarın kurduğu bağ ve cesur dili çok etkileyici. Sözü dolandırmadan; bir cinayeti ortaya sererek bir savaşın yasını ve ciddiyetini farklı ses tonlarıyla yazan Altınsay, ustalığını da sakince okuruna gösteriyor.
Yasın geçmişi ile aşkın sıcaklığı arasında geçen kuşaklar, söylenenler ve bir cinayetin ardındakiler. Yas halinde ilk aşkla tanışma, anne ve babanın ilişkisi, korkular ve beklenmedik olaylar. Yazar dünyaya beklenmedik kaybının nedenini sorarken, dehşetin çaresizliğini de farklı tonlarda ve kelimelerde okura anlatıyor. Faili Malum ‘sert’ bir roman, öyle ki okura sertliğin anatomisini de gösteriyor.
Cumartesi Anneleri, polis nezarethaneleri, faili meçhul cinayetler, köy yakmaları, İstanbul’un yağmurlu sokakları, günümüz teknolojisinde iletişim çağı… Daha başka detaylarıyla yazarın sürekli hafızaya göndermeler yapması kıymetli. Kardeşinin katiliyle yüzleşmeye giden Nihan’ın başka diyarların; Dersim’in köyüne, devletin zalimliğine, kız kardeşlik duygularına, fakirliğe ve fukaralığa yüzleşmeye giden bu hikâye bölüm bölüm ilerleyip bir bütüne vardırıyor okuru.
“Herkes yenik, herkes kayıp, herkes utanıyor; suçlu sanki içimizde ama yüzleşemiyoruz.” Böyle bir cümle ile konforun güvenini de hedef alan cesur dil, bazen kekeme olan dile de evrilebiliyor. Düşbaz Kitap tarafından yayınlanan Sabâ Altınsay’ın ‘Faili Malum’ kitabı yazarın okuduğum ilk romanı. Aynı yayınevi yazarın son olarak ‘Benim Hiç Suçum Yok’ adlı romanını da yayımladı. Bu kitabı okuduktan sonra yazarın diğer kitaplarını da merak ettim ve okuyacağım. Okurunu bulmasını isterim.
Sabâ Altınsay kimdir?
1961 yılında Çanakkale’de doğdu. Ortaöğrenimini TED Ankara Koleji’nde, lise öğrenimini Bornova Anadolu Lisesi’nde tamamladı. Ankara Üniversitesi, İletişim Fakültesi mezunu olan Altınsay’ın ilk romanı Kritimu, Girit’im Benim, 2004 yılında yayımlandı. Kritimu, Türkiye’den sonra Yunanistan, Bulgaristan, Hırvatistan ve Suriye’de okurlarıyla buluştu. Yazarın ikinci romanı Benim Hiç Suçum Yok, 2011 yılında yayımlandı ve aynı yıl, Saint Joseph Lisesi Yılın En İyi Romanı ödülünü aldı. Altınsay, Kadın Öykülerinde İstanbul adlı antolojide “Kedi” başlıklı öyküsüyle yer aldı. “Kimsecik” ise Unser Istanbul, Junge türkische Literatur adlı antolojide Almanca olarak yayımlandı. Üçüncü romanı Faili Malum 2022 yılında yayımlanan yazara 2023 yılında BALEV Beyaz Yorum Ödülü verildi.