“Edi Be Se” den “Rabe”ye geçiş hamlesi boşluk ve ihmal tereddüdünü dahi kaldıramayacak kadar hayati önemdedir. “Rabe” hamlesi başlıktaki sorunun ideoloji lehine cevabıdır, olmalıdır
Muaz Doğan
Bu inceleme Kürdistan’ın temsil düzeyi olan bir ilçesinin yerel dinamiklerinden doğmuştur. Bununla beraber incelemeye konu meselenin en azından Kürdistan’ın birçok ilçesinde çalıştığı, belirleyici olduğu gözlemi yapılmıştır. Buna hızlıca karşı koymanın araçlarını geliştirmek partimiz ve hareketimiz için çok da zor değildir. Onlarca yıllık birikim sayesinde hızlıca araç geliştirmek mümkündür. Bu incelemenin de buna hizmet etmesi beklenir.
Başlıktaki üç unsurun harekete geçirdiği hassas konulardan biri kriminalizasyondur. Bunu açacağız. Mahremiyet örgüt yapılanması gereği vazgeçilmez olsa da çalışma biçiminde büyük açıklar barındırmaktadır. Gizliliğe haiz enformasyon yerel seçim özgüllüğünde şahıs, birey, kişi kodlamaya alan açmaktadır. Bilginin kaynağı ve dağılım yeri olarak ‘yapı’, bilginin nesnel/toplumsal ve politik olmasının güvencesidir. Fakat yerel seçim özgüllüğünde bu, kişilere, şahıslara yüklenmektedir. Bir süre sonra yapıdan uzaklaşan bilgi taşıyıcısı şahıs böylece mahremiyet unsurunu istismar eder. Bilgi ve ‘yapı’ ilişkisi bu andan itibaren kaos, kriz, seçim ve tasfiye olarak çalışır. Tasfiye kriminalizasyonu harekete geçirir ve yeni söylemin kendisi karşıtının taşıdığı suçlulaştırmaya bulaşır. Devrim tarihi bu konuda kan dondurucu unsurlarla doludur.
Bilgi, yapı ve taşıyıcı arasındaki bu ilişkiyi bir diğer yapının etkisini hesaba katmadan anlayamayız. Bu diğer yapı bizzat sistem, kapitalizm veya devletin kendisidir. Yaptığı karşı-propagandayla mahremiyet ve kriminalizasyonu bize bulaştırır. Bu andan sonra karşı-propaganda kendi asıl kaynağından uzaklaşır, bağımsızlık kazanarak bir tür fetiş haline gelir. Artık herkes suçludur! Kimse açıkça konuşmaz, ‘yapı’ hakemliğe çağrılmaz, böylece kişileşen bilgi yapının nesnelliğinde gedik açar. Kendi asıl kaynağından bağımsızlaşarak kendine yeni taşıyıcılar bulan sistem söylemi veya propagandası çoğalmak, yayılmak için en uygun fırsatı böylece bulur.
Peki buna karşı ne yapılabilir?
Eğer siyaset bir tür kuvvetler alanı içindeki güç unsurlarıyla ilgileniyorsa Machiavelli, Marx ve Bilge‘nin gösterdiği politik marifet de bu kuvvetler alanını, güç ilişkilerini yapı olarak kontrol etme becerisidir. Devrimci tarih bu konuda ufuk açıcı unsurlarla doludur.
Enformasyon üretimi yerel seçim özgüllüğünde başta değindiğimiz hususlardan dolayı kişileşmeye, sınırlanmaya eğilimlidir. Çünkü politik-pratik bir amaca ulaşmak istemektedir. Yerelin ve kişinin durumu bu açıdan elzemdir. Politik marifet, yerelin kendi dinamiklerinden doğan bilgiyi kuvvetler alanı içindeki güç unsurlarına havale ederken dikkatli, özenli ve titiz davranmasıdır. Bu durum elbette bir soyutlama düzeyi, kabiliyeti de talep eder. Devrimci tarih bu konuda da büyük önderlerle doludur.
Son olarak. Siyaset kuvvetler alanı dengesini kontrol etmek için uygun ve yerinde araçlarla çalışmalıdır. Politik tarihimiz bu araçların geliştirilmesinin kanlı tarihidir. Bilge kurumumuz, parlemento ve yerel yönetim ilgimiz, parti ve hareketimiz özgürlük mücadelesinin kanla geliştirdiği araçlardırlar. Bu araçları tahkim etmek, geliştirip yaygınlaştırmak için yardıma çağırdığımız unsurlar kendilerini bunların ikamesi olarak düşünmemelidir. Politik marifet teolojiyi, etik ve epistemolojiyi özgürlüğün hizmetine alma marifetidir. Sistem propagandası, parçalanmışlık, kriminalizasyon ve mahremiyet ancak bu politik ufukta paramparça edilebilir.
Yerel Seçimlerde İdeoloji Ne Kadar Önemlidir? “Kent Dinamikleri, Güçler Dengesi ve Kontrol”
Kuvvet alanları içindeki güç ilişkileri olarak Siyaseti daha önce çeşitli vesilelerle dile getirmiştik. Tekrara düşmeyeceğiz. Bu denge devrimci tarih içinde üç isimde iyice belirginleşir. Machiavelli, Marx ve Lenin kuvvet alanı içindeki elektriklenmeleri, gel gitleri duygulanımı kontrol etmeye vardırmışlardır. Marksizm içi ve demokratik moderniteye de bulaştırılan kimi tartışmalardaki Spinozacılığın ilgisi de burasıdır. Spinozacı unsur ve ilgi bizim için diyalektik bir uğraktan ibarettir. Bilindiği üzere geometrik düzen, dışarıdan etkiyi içkinlik düzlemine hızlıca aktarır ve diyalektiksiz kalır. Bunun yerine bir tür Marksçı Nietzschecilik bile önerilebilir. Tabi bizim konumuz bu değil. Çünkü başlıktaki soru hayati ve sevimsizdir. Bu negatif unsurun ortadan kaldırılması gerekir.
Bütün Kürdistan’daki siyasal kurumlarımız bir tür otarşik denge (ekonomik değil içeriye yönelme anlamında) içinde hareket etmektedir. HDP-Yeşil Sol ve DEM’le başlayan eleştiri, hamle ve yerelleşme/kurumlaşma bir kere başarısız olmuş Avrupa Demokrasisi ya da Solunu tekrar etmemelidir. Daha da önemlisi kurumlarımızın, yapı ve siyasetimizin kent dinamikleri içindeki güç unsurları karşısındaki tutumudur. “Edi Be Se” den “Rabe”ye geçiş hamlesi boşluk ve ihmal tereddüdünü dahi kaldıramayacak kadar hayati önemdedir. “Rabe” hamlesi başlıktaki sorunun ideoloji lehine cevabıdır, olmalıdır. Yerel düzeyde kriminalizasyon ve mahremiyet aşılamıyor, derinleşiyor. Tasfiye kaçınılmaz düzeye gelmeden önce şeffaflaşma eğilimi örgütlenmelidir. Diyalektik karşı kutup sistem, kapitalizm ya da devletin bize bulaştırdığı suçlululaştırma şeffaflık lehine terk edilmelidir.