Cezaevine sedyeyle götürülen 75 yaşındaki Hatice Yıldız’ın tutuklanmasına tepki gösteren hak savunucuları, tutsaklara para göndermenin suç olmadığını ve tutsaklarla dayanışmayı büyüteceklerini ifade etti
İstanbul Esenyurt’ta yaşayan 75 yaşındaki tutsak annesi Hatice Yıldız’a, cezaevinde bulunan kızına para gönderdiği gerekçesiyle “örgüte finansman sağlamak” iddiasıyla 4 yıl 2 ay hapis cezası verildi. Ağır sağlık sorunlarına rağmen Yıldız, evden sedyeyle çıkarılarak tutuklandı. Yıldız ile 25 Mart’ta görüşme gerçekleştiren avukatı, müvekkilinin cezaevinde fenalaştığını ve durumunun iyi olmadığını belirterek, infaz erteleme ve denetimli serbestlik başvurusunda bulundu.
Yıldız’ın tutuklanmasına bir çok kesimden tepki gelirken Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan hak savunucuları ve sivil toplum örgütleri temsilcileri Yıldız’ın tutuklanmasının bir insan hakkı ihlali olduğunu belirterek, herkesi tutsaklarla dayanışmayı büyütmeye davet etti.
‘Cezaevindeki insanları ölüme terk etmek’
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube yöneticisi Gülendam Özdemir, Yıldız’ın cezaevine para göndermesinin suç olmadığını vurguladı. Özdemir, “Bu durum cezaevindeki insanları ölüme terk etmek demektir. Cezaevlerinde her şey ücretli, birisi para göndermezse, ne yiyip ne içecek bu insanlar? Madem bunu suç sayıyorlar o zaman içerdeki tüm ihtiyaçlar devlet tarafından ücretsiz karşılasın, kimse de para göndermez” dedi.
‘Faşizm parlamentoya girmiş demektir’
Kocaeli Birleşik Emekliler Sendikası Başkanı İhsan Deniz, Türkiye’de tek adam rejiminin olduğunu ve kendilerinden olmayan herkesi yok etme politikasının izlendiğini söyledi. Özellikle siyasi tutsaklara dönük yoğun bir baskı olduğunu kaydeden Deniz, “Tek adam rejimi kendi hükmünü sürdürebilmek için hasta tutsaklara psikolojik baskı uygulamakta” ifadelerini kullandı.
“Tutsak annesi Hatice Yıldız’ın kendi evladına para yollaması kadar doğal bir şey olamaz” diyen Deniz, “Bu bile engelleniyorsa, faşizm artık parlamentoya girmiş demektir. Bunu kırmanın yolu, sürekli mücadeleden geçer” dedi.
‘Siyasi tutsaklar onurumuzdur’
Hak savunucusu Kenan Yıldızerler, Yıldız’ın tutuklanmasını hukuksuzluk olduğunu ve yasalarda olmayan bir uygulamanın hayata geçirildiğini kaydeden Yıldızerler, “İktidar, cezaevlerine para gönderen insanları tutuklayarak seçimden sonrası içinde, ‘Biz açıkça faşizmi savunuyoruz ve savunmaya devam edeceğiz’ mesajını verdi. Şu anda bu ülkeyi yöneten Tayyip Erdoğan da geçmişte cezaevinde kalmıştır, cezaevine girdiği zaman ailesinden para gelmedi mi? Veya cezaevinde besledikleri IŞİD elemanlarına para gönderiliyor. Siyasi tutsaklara para göndermek yasak da, IŞİD elemanlarına para göndermek yasal mı? Hasta ve siyasi tutsaklar bizim onurumuzdur ve hepsinin arkasındayız. Biz para göndermeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘Toplumdaki dayanışma kültürüne saldırı’
21 Mart 1995’te gözaltına alındıktan sonra cenazesi kimsesizler mezarlığında bulunan Hasan Ocak’ın kardeşi Cumartesi İnsanı Ali Ocak, devletin toplumun tutsakların ihtiyaçlarını kendi rızası ile karşılamasına set çekmek istediğini belirterek “Bu toplumdaki dayanışma kültürünü, yardımlaşma ve dayanışma sevincini yok etmeye dönük bir saldırıdır. Bu cezalandırma yöntemine karşı dayanışmayı yaygınlaştırmamız gerekir” dedi.
‘Örgütlenmeliyiz’
İHD İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Doğan Özkan, Yıldız’ın tutuklanması ile tutsaklar için oluşturulan dayanışma ve örgütlülüğün dağıtılmasının hedeflendiğinin altını çizdi. Özkan, “Hasta tutsaklar yalnızlaştırılmak isteniyor. Çünkü hasta tutsaklar konusunda toplumda bir duyarlılık var. Devletin gözünde hasta tutsaklar ne kadar yalnızlaştırılırsa onları yok etmek daha kolaylaşacak. Buna verilecek en güzel cevap daha fazla örgütlenmektir” diye belirtti.
‘Tecridi derinleşiyor’
Gözaltında kaybettirilen Hayrettin Eren’in kardeşi Cumartesi İnsanı İkbal Eren ise tepkisin şu sözlerle dile getirdi: “Devlet cezaevinde tutuklu bulunan tutsağı zaten ‘cezalandırmış’ ama dışarda olanı da cezalandırıyor ki, cezaevlerindeki tecridi daha çok derinleştirsin. Aynı zamanda bu tecrit politikasını dışarıdaki kişilere de uyguluyor. Bu ülkede yapılan her insani davranış artık suç olarak sayılıyor.”
HABER MERKEZİ