DEM Parti’nin Dêrsim’de gerçekleştirdiği halk buluşmalarına katılan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 2013 Newrozu’nda okunan deklarasyonunun arkasında olduklarını söyledi
Halkaların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), seçim çalışmalarına aralıksız devam ediyor. Dêrsim’in ilçe ve beldelerinde halk buluşmalarına Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Dêrsim DEM Parti Milletvekili Ayten Kordu ve çok sayıda partili katıldı. Dersîm’in Pertag (Pertek), (Mazgêrt) Mazgirt ve buraya bağlı Pêri (Akpazar) beldesinde gerçekleştirilen buluşmalara halkın ilgisi yoğundu. Yurttaşlar Uçar ve beraberindeki heyeti davul ve zurna eşliğinde karşıladı.
Buluşmalarda yurttaşlar, kayyım rejiminin yerelde yarattığı tahribatlara dikkat çekerken, belediye eşbaşkan adayları seçimin lehlerine sonuçlanması doğrultusunda kayyımın bıraktığı hasarları onaracaklarını vurguladı. Uçar ise kadın kazanımlarına, yerel yönetimlere ve Dêrsim’in kimliğine dönük saldırılara vurgu yaparak seçimi kazanmanın birçok açıdan önemine değindi.
Buluşmalarda konuşan Uçar, seçimlere az bir süre kaldığını belirterek herkesi seçim sandığına sahip çıkmaya çağırdı ve herkesi çalışmalara davet etti.
Uçar, buluşmalarda şu mesajları verdi: “Kayyım rejiminin kendisi, ‘Bunlar örgüte yardım ediyorlar’ dediler. Yüzleri yere bakarak gittiler. Çünkü böyle bir şey yoktu. Biz bu belediyelerin kapısını herkese açtığımız, milliyetçiliğe karşı ortak bir yaşam inşa ettiğimiz için, sorunları birlikte çözdüğümüz, rant ve talana bulaşmadığımız için kayyım atadılar. Bu topraklarda bize ait her şeyi yönetmek için, dört elle çalışmaya sarılmak gerekiyor. Bu anlamda hiç şüphem yok, her birinizin emeği mutlaka kazanıma dönüşecektir. Bu seçimleri de sadece belediye kazanımları olarak ele almıyoruz. AKP yeni operasyonlar, cezaevleri yaptığında müjde diye veriyor. Yerel seçimlerden sonra da sınır ötesi operasyonlarını müjde olarak veriyor. Irak’ta, İran’da, Suriye’de birçok yerde yeni bir Kürt katliamına başlayacaklar. Dolayısıyla bizim kazanıyor olmamız sadece Mazgirt açısından değil, bu iktidarın Kürt katliamlarına karşı geçit vermeyecek bir kazanıma dönüşecek.
Kürt sorunu demokratik yöntemlerle çözülmeli
İnsanlar birbirine bu kadar tahammülsüzken, ırkçılık ve milliyetçiliğin bu kadar hayat bulduğu bir yerde biz bunların hiçbirini Kürt sorunundan ve Türk devletinin Kürt sorununa yaklaşımından bağımsız ele alamayız. Bu kazanımların gerçekten tamamlanabilmesi için Kürt sorununu demokratik yöntemlerle çözülmesi gerekiyor. Bunun için 25 yıldır tecridin uygulandığı İmralı Ada Hapishanesi’nde bulunan Sayın Abdullah Öcalan, bu sorunun çözümü konusunda sadece 1 haftalık bir sürede bu savaşı durdurabileceğinin sözünü verdi. 2013 yılında göndermiş olduğu deklarasyon hala hafızamızda. Bu deklarasyonun arkasındayız. Savaşın, gözyaşının, ayrımcılığın olmadığı herkesin kendi diliyle inancıyla yaşayabildiği bir dünya, bir Kurdistan ve Türkiye mümkün.”
HABER MERKEZİ