Hem iktidar bloğu hem de muhalefet için hayati bir seçim daha kapıda… 16 Nisan Başkanlık Referandumu ile başlayan, 24 Haziran sonrası tabanda devam eden ‘Evet’ – ‘Hayır’ bloklaşmasının açtığı siyasi alan, ‘Hayır’ cephesi tarafından henüz doldurulabilmiş değil. Bunun nedenleri çeşitli… Ancak mutsuzlukları katlanan milyonlar, adresini bulamamış bir enerji olarak mevcudunu koruyor.
Dozu yüksek baskılara maruz kalan demokratik muhalefetin tutukluluğu bir yana, uzun yıllar dillerden düşürülmeyen ‘mahallelerde olmalıyız’ kapsayıcı siyaset tarzı da başarılabilmiş değil. 31 Mart’ta yapılacak yerel seçime doğru, siyasi partiler arası ittifak tartışması 24 Haziran öncesi kadar hararetli olmasa da siyasi partileri aşan, hatta onlara rağmen ‘siyasete doğrudan müdahale’ arayışı hala sıcak. Yerel seçimler bu arayışa yanıt olabilmenin imkânlarını sunuyor. Bir nevi, ‘komşu komşunun külüne muhtaçtır’ gerçeği…
Türkiye genelinde 21 ilde oluşturulan ‘Demokrasiye Çağrı Grupları’, siyasetteki ‘merkezi’ tıkanmayı yerellerden aşabilmeyi hedefleyerek yola çıkan yeni bir oluşum. Yeniliği katılımcıların varlığından ziyade, önüne koyduğu hedeflerden…
Türkiye İşçi Partisi adına ‘Demokrasiye Çağrı Grubu’nda yer alan Zeki Tombak’a ‘yerele’ atfedilen değerin bir tür özeleştiri içerip içermediğini sordum. Gerçek bir güç birliğinin yerelde yapılabileceğini söyleyen Tombak amaçlarını şöyle ifade ediyor: “İnsanlar nasıl bir şehirde, ilçede yaşamak ya da bir ilçeyi, şehri nasıl yönetmek istediklerine dair fikirlere sahipler. Merkezden empoze edildiği zaman mevcut iktidardan farklı bir şey yapmış olmuyorsunuz. Biz yerel muhalefet, yerel iktidar biçimleri üretmek istiyoruz.”
Şu ana kadar oluşturulan çağrı gruplarında sadece dernekler, kurumlar, siyasi partiler, inanç grupları yok, o yerelin sözüne itibar ettiği kişiler de yer alıyor. Ancak bu çağrı gruplarının henüz geniş bir temsiliyete sahip olmadığı ifade ediliyor. Amaç bu temsiliyeti çeşitlendirmek, genişletmek…
Merkezi siyaset anlayışının yapamadığını ya da yapmak istemediğini kotarmaya çalıştıklarını ifade eden Tombak, CHP örneğini veriyor: “Mesela CHP merkezi çağrı grubunda yok ama bazı ilçelerin çağrı gruplarında var.” Merkezin korkularını aşan yereldeki CHP’liler pek ala ittifak imkanlarını, ilkelerini konuşabiliyor.
Yerelin inisiyatifini açığa çıkarabilmek için herkesin söz alıp konuşabileceği forumlar organize ediyorlar. Kış şartlarından dolayı bu forumlar kapalı mekânlarda düzenleniyor. Tombak “Yaz olsaydı açık havada da olabilirdi” diyor. “Yerel tartışıyor” görünürlüğüne verilen önemi anlatan bu cümle, ‘halk arenası’ görüntüsünü de bir eleştiri…
Peki, forumlar silsilesinden murat edilen ne? ‘Yerelde Buluşuyor, Demokraside Ortaklaşıyoruz’ ana fikri ile formüle edilen forumlardan ‘buram buram şehrin koktuğu talep listelerinin oluşması’ amaçlanıyor. Taleplerin fikri takibine dair kalıcı yapılar oluşturarak yerel seçimlere hazırlanmak, seçim sonrası da kazanımları muhafaza etmek erekleri… Tombak’a göre hangi parti yerel yönetimi alırsa alsın, hem önceden hem de seçildikten sonra denetlemeye ve yönlendirmeye yönelik bir halk meclisi oluşturmak hedef olmalı.
Aydın’ın sorunu ile Diyarbakır’ın sorunu arasında nasıl bir bağ kurulacağı da sorularım arasındaydı. Tombak şöyle yanıt veriyor: “Cumhurbaşkanı diyor ki ‘seçilirseniz ben kayyum atayacağım.’ Dolayısıyla ne sıkıntılar bitiyor ne de tehditler sona eriyor. Seçimlerde kazanımlar elde etsek bile bunları elde tutmak için yine mücadele etmek gerekiyor. Bunları sürekli yapılar olarak düşünüyoruz.”
‘Kurucu forumlar’ olarak nitelenen yerel buluşmaların İstanbul’da aralık ayında büyük bir toplantısı yapılacak. Bu toplantıdan, farklı kesimleri ortaklaştıran ‘demokrasi sözleşmesi’ ile çıkılmak isteniyor.
Yerelden merkeze doğru aktif, müdahil, denetleyen ‘halk meclisleri’ hedefi ile yola çıkmak, doğru söz söylemek işin esaslarından biri olarak tariflense de “Söylediğin şeyin arkasında durabilmek, bunun mücadelesini verebilmek” daha önemli diyor Zeki Tombak ve Muharrem İnce örneğini veriyor: “O meydanlara insanlar Muharrem İnce olmasa da akacaktı. Çünkü insanlar güvenebilecekleri, akabilecekleri kanallar arıyorlar. Biz o kanallardan birini yaratmaya çalışıyoruz.”
Kalıcı yerel demokrasi oluşumları hedefi; sandık demokrasisine sıkışmış siyasete karşı, insanların söz, karar, yetki ve denetim hakkını özgürce kullanacağı bir mekanizma içeriyor. ‘Denemeye değer’ diyenler şimdi il ve ilçeleri geziyor. Parçalanan sosyolojiye ‘diğerkam siyaset’ öneriyor. Seçimler de ilk sınavları…