Bu yıl Rabe Dem’a azadî û serkeftinê ye!’ şiarı ile düzenlenecek Newroz kutlamalarına dair Amed’de okunan ortak deklarasyonda, ‘Alanları halkların kongresine çeviren ve iradesini beyan eden Kürt halkı, bu yılki Newroz’u ‘Abdullah Öcalan’a fiziki özgürlük, Kürt sorununa çözüm’ kampanyasının ateşine dönüştürecektir’ vurgusu yapıldı
Amed’de bulunan Dicle Fırat Kültür Merkezi’nde 2024 Newroz’una dair ortak bir deklarasyon açıklandı. Açıklamaya, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Halkların Demokrasi ve Eşitlik Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, TJA, Barış Anneleri, DBP, DEM Parti il Örgütü ve çok sayıda STK temsilcisi katıldı.
Açıklama DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk tarafından Kürtçe okundu.
‘Rabe Dem’a azadî û serkeftinê ye!’ (Kalk! Özgürlük ve başarı zamanıdır) şiarıyla açıklanan deklarasyonun tam metni şu şekilde:
“Mezopotamya halkları için baharın başlangıcı, yeniliğin müjdecisi olan Newroz, Kürt halkı şahsında yüz yıllardır süren bir direniş ateşine dönüşmüştür. Kürt halkı, tarihin her anında egemenlere, sömürgecilere, işgalcilere ve soykırımcılara karşı büyük mücadeleler vermiş, bedeller ödemiştir. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, “Bizim kavgamız hiçbir ırka, dine, mezhebe veya gruba karşı olmamıştır, olamaz. Bizim kavgamız ezilmişliğe, bilgisizliğe, haksızlığa, geri bırakılmışlığa, her türlü baskı ve ezilmeye karşı olmuştur” sözleriyle Kürt halkının kavgasını tanımlamıştır. Kürt halkının kavgası; dünya halklarının, bütün ezilmişlerin ve zulme uğrayanların kavgasıdır.
‘Halkımız için yeni bir doğuş’
Halkımız için yeni bir doğuşun, yaşamın ve özgür bir geleceğin kıvılcımı olan Newroz, bugün başta Ortadoğu halkları olmak üzere tüm dünya halklarının kendini içinde gördüğü, sahiplendiği ve kutladığı gün olmakla birlikte tekçi, milliyetçi ve cinsiyetçi faşist devlet zihniyetine karşı evrensel mücadeleyi temsil etmektedir.
Demirci Kawa’nın Dehak’a karşı verdiği mücadelenin sembolü olan meşale, asırlar sonra zifiri karanlığın, kötülüğün ve işkencenin olduğu Amed Zindanı’nda Mazlum Doğan’ın elinde yanmıştır, yanmaya devam ediyor. Zekiye Alkan ve Rahşan Demirel’in yükselttiği özgürlük meşalesi, Kürt halkına var olmanın yolunu göstermiş; Newroz’u Newroz, Kürt halkını Newroz halkı yapmıştır.
Öcalan’ın fiziki özgürlüğü
Bu direniş ve inançla karşıladığımız 2024 Newroz’u, soykırım kıskacında özgürlük mücadelesi veren bizler açısından tarihi bir önemdedir. Newroz’un direniş mirası olarak tarih sahnesine çıkmasına neden olan zulüm, bugün de sürmekte; Kürt halkının kimliğine, diline, coğrafyasına, doğasına, suyuna, dağına ve taşına düşmanlık giderek artmaktadır. Her türlü soykırım politikalarına karşı Kürt halkının duruşu her geçen gün görkemli bir direnişe dönüşmektedir. Newroz alanları da bu görkemli direnişin en önemli alanlarıdır. Alanları halkların kongresine çeviren ve iradesini beyan eden Kürt halkı, bu yılki Newroz’u “Abdullah Öcalan’a fiziki özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyasının ateşine dönüştürecektir.
Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigması tüm dünyaya yayılan ve kabul gören Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü, aynı zamanda Kürtlerin ve tüm halkların özgürlüğüdür. 25 yıllık İmralı işkence sistemi altında kendisiyle yapılan her görüşmede onurlu bir barışın yolunu gösteren ve bunun için her türlü sorumluluğu almaya hazır olduğunu belirten Sayın Abdullah Öcalan, mutlak iletişimsizlikle ağır tecrit altında tutulmakta, dünyayla bağı koparılmak istenmektedir. Tam da bu nedenle inançla, kararlılıkla, irade ve ısrarla Newroz meydanları, tecridin paramparça edileceği, onurlu bir barışın savunucusu ve direnişçisi olan Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanacağı meydanlar olacaktır.
‘Halkımıza sözümüz; birlik ve özgürlüktür’
Newroz, direniş ve özgürlük olduğu kadar birliktir, bir olmadır. Dört parça Kürdistan’da ve dünyanın her yerindeki Kürtlerin yegâne talebi ve en kıymetli hayali ulusal birliktir. Ortadoğu’nun ve hatta dünyanın yeniden dizayn edildiği, riskleri ve fırsatları içinde barındıran Üçüncü Dünya Savaşı koşullarında, soykırım eşiğinde, bu birliği sağlamak, ihanete ve işbirlikçiliğe karşı durmak hepimizin sorumluluğudur; halkımıza karşı da borcumuzdur. Newroz bayrağını bugünlere taşıyan tüm kahramanlarımıza ve halkımıza sözümüz; birlik ve özgürlüktür.
İlk ateşler sembolik yerlerde yakılacak
Uluslararası komplonun yıldönümü olan Ekim ayında başlayan, Kasım’da Gemlik’e uzanan, 1-15 Şubat’ta Kuzey Kürdistan kentlerini boydan boya saran Özgürlük Yürüyüşümüz, 8 Mart meydanlarından aldığı güçle Newroz’da yeni bir aşamaya taşınacaktır. Direniş ruhuyla Özgürlük Newrozu’na giderken, Kürdistan’ın tüm il, ilçe, mahalle ve köyleri başta olmak üzere her yerde “Rabe Dema Azadî û Serkeftinê Ye” şiarıyla Newroz kutlanacaktır. Bu yılın ilk ateşi, bir dönemin karanlığını üç kibrit çöpüyle aydınlatarak Kürt halkının yoluna ışık olan Çağdaş Kawa Mazlum Doğan’ın topraklarında, Karakoçan’da 15 Mart’ta yakılacak. Aynı gün, Newroz’la sembolleşen Amed surlarında ve İzmir Kadifekale’de de ateşler yakılacak. Sonraki günlerde Van, Batman, Şırnak, İstanbul, İzmir, Mersin gibi kentlerde yükselteceğimiz özgürlük ve demokrasi mücadelesini 21 Mart’ta Amed’de taçlandıracağız. Bu vesileyle tüm Kürt halkını ve Ortadoğu halklarını 2024 Newroz ateşinin kıvılcımı olmaya davet ediyoruz.
Zaman, tecridi kırıp Önderliğiyle özgürce yaşama zamanıdır.
Zaman, Kürt ulusal birliğini sağlama zamanıdır.
Zaman, anadilinde kimliğine ve kültürüne sahip çıkma zamanıdır.
Zaman, işgale, sömürüye ve soykırıma karşı çıkma zamanıdır.
Zaman, halkların zulme karşı ortak mücadelesini yükseltme zamanıdır.
Zaman, direniş Newrozlarını özgürlük Newrozlarına dönüştürme zamanıdır.
Newroz Pîroz Be
Newroz Pîroz Bo”
Güvenç: Newroz ruhu özgürlük ruhudur
Deklarasyon ardından TJA aktivisti Dilan Güvenç söz aldı.
Newroz’un yeni yaşamın nişanı olduğunu söyleyen Güvenç, “Bir yerde direniş ve mücadele varsa, orada Newroz’un ruhu da vardır. Ondan dolayı bu Newroz direniştir. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Newroz’u kadına ve halklara yönelik baskıların olduğu bir süreçte karşılıyoruz. Özel savaş politikalarının yoğun olduğu, dilin asimilasyonuna yönelik her şeyin mubah görüldüğü bir süreçte karşılıyoruz. Sayın Öcalan üzerinde uygulanan mutlak tecridin cezaevlerine yansıdığı bir süreçte karşılıyoruz” dedi.
Uçar: Öcalan’ın özgürlüğünü sağlamalıyız
DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Kurmanci’nin Kirmançkî lehçesinde yaptığı konuşmada, Newroz’un mücadele olduğunu belirtti. Uçar, “Devlet çok iyi biliyor ki, Kürt sorunu toplumsal bir şekilde çözülmezse, hiçbir sorun çözülmez. Yaklaşık 25 yıldır İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan üzerinde kesintisiz bir tecrit vardır. Bu tecrit ülkeye ne fayda sağladı? Hiçbir fayda sağlamadı. Savaş, kadınların ölümü dışında bir şey getirmedi. Tecrit sonlanırsa özgürlük ve barışa ereceğiz. Mücadele edenler olarak bu tecridi ortadan kaldırmalı, kırmalıyız. Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü sağlamalıyız. 8 Mart’ta dediğimiz gibi bu Newroz’da da ‘Kürt sorunun çözümü, Sayın Öcalan’ın özgürlüğüne bağlıdır. Demokratik ülke, Sayın Öcalan’ın özgürlüğüne bağlıdır’ diyerek mücadelemizi yükselteceğiz” diye belirtti.
Hatimoğulları’ndan Kürt sorunu çağrısı
Arapça Newroz’u kutlayan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, 40 yıldır süren Kürt sorununun sadece Türkiye’de değil, 4 parça Kurdistan’a barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi konusunda ısrarlarını sürdüreceklerini belirterek şunları söyledi:
“Kürt sorunu bir statü sorunudur. Statü sorunu 4 parça Kurdistan’ın her birinin kendi içinde kazanacağı statüyle çözüme kavuşur. Biz Türkiye’ye çağrımızı defaatle yaptık. Dedik ki eğer sizler bugün Filistin sorunun çözülmesi ve oradaki mazlum Filistin halkı üzerindeki baskının kalkması, zulmün bitmesini için çaba sarf ediyorsanız ve orada Filistin halkına yapılanı siz Rojava’da Êfrin’de Kürt halkına yaşatıyorsanız bu samimi değildir. Bugün Kürt sorununu çözmüş olan bir Türkiye ancak Ortadoğu’da barış talebinde bulunabilir. Rusya- Ukrayna savaşında barış çağrısı yaptığı zaman daha gerçekçi ve sahici olur. Buradan çağrımızı yineliyoruz. Gelin Kürt sorununu hep birlikte çözelim, gelin tecridi hep birlikte kaldıralım, gelin Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne kavuşmasını hep birlikte sağlayalım. Bugün yaşanan savaş ve çatışmalar, İHA’lara, SİHA’lara ayrılmış bütçe Türk kardeşlerimizin, Türk işçi emekçi kardeşlerimizin ekmeğini küçülterek yapılıyor. Oysa biz 72 milletten bir arada yaşamayı başaran bu coğrafyada, devletin çözümsüzlüğü dayatmasına karşı barışı tesis edersek, halkların, işçilerin, emekçilerin ezilenlerin sorunlarının çözümünde çok büyük bir adım atmış oluruz.”
AMED