İdlib meselesinde çıkmaza giren uluslararası ve bölgesel güçler, bu çıkmazdan İdlib’i de gündemden düşürerek çıkmaya çalışıyor. Gündeme son günlerde Ankara’nın Kuzey Suriye kentlerini hedef alması gelirken, TSK Kobani ve Gire Spi kentlerine ateş açmaya devam etti
Suriye iç savaşının düğümlendiği İdlib gündemi yerini son günlerde 27 Ekim’de İstanbul’da bir araya gelen Rusya, Almanya, Fransa ve Türkiye’nin görüşmesinden sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına yönelik top atışlarına bıraktı. O günden bu yana, TSK başta Kobani olmak üzere Gire Spi, Serekaniye ve Dirbesiye’ye obüs ve doçkalarla ateş açıyor. TSK, önceki gün de Kobani’nin Çarixli ve Gire Spi’nin Silipkiran köylerine uzun namlulu silahlarla hedef aldı. MA’nın bölgeden bildiren muhabiri Nazım Daştan’ın haberine göre Suriye iç savaşı ile birlikte Irak, Türkiye ve İran’da yaşanan gelişmelerin de Ortadoğu siyasetinde ana gündem olduğu görülürken, uluslararası ve bölgesel güçler çıkmaza girdikleri İdlib’ten ortak planla çıkmaya çalışıyor. Uzlaşıda ABD ve Rusya’nın ana aktör olduğu görülüyor. Vardıkları uzlaşıda her iki gücün çıkarları dahilinde birbirine alan açtığı belirtilirken, İdlib meselesinin bir anda gündemden düşürülmesinin bunun en büyük işareti olduğu ifade ediliyor. Suriye’de gündem bir anda Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına yaptığı saldırılar oldu. Habere göre Idlib bölgesinde bulunan yerel kaynaklar, daha önce Rusya ve Türkiye arasında varılan “silahsızlandırılmış bölge” anlaşmasının taahhütlerinin yerine getirilmediğini belirtiyor. Son görüşmeler ekseninde Heyet Tehrir El Şam (HTŞ) başta olmak üzere diğer selefi grupların belli bir süreye kadar konumlandıkları bölgede duracağı bilgisi var. Bir anda gündemden düşen İdlib’te neler olduğuna ilişkin neredeyse herkes üç maymunu oynuyor.
‘Koalisyon biliyor’
Haberde Türkiye’nin Gire Spi ve Serekaniye hattında askeri hazırlıklar yaptığı belirtilirken, Türkiye’nin, giriştiği bu yeni saldırılara tek başına karar vermediği ve koalisyon güçlerinin noktalarının bulunduğu bir alana saldırının onların bilgisi olmadan imkan dahilinde olmadığı kaydediliyor. Koalisyon bilgisi dahilindeki bu saldırıların, Kobani başta olmak üzere Kuzey ve Doğu Suriye’nin gündeme getirilmesinin uluslararası bir uzlaşı dahilinde gerçekleştirildiğine işaret ediliyor. Her ne kadar koalisyon güçleri ile Demokratik Suriye Güçleri (DSG) saldırıların yapıldığı yerlerde ortak devriye atsa da, Kuzey Suriyeliler Afrin’i işaret ederek inanma konusunda zorluk çekiyor.
‘Ölçülü izin’
Daştan’ın analizine göre Kobani ve diğer yerlere yapılan saldırılara sahada bulunan diğer güçlerin “ölçülü izin” verdiği tartışmaları, birçok gücün saldırılara sessiz kalması ya da temkinli açıklamalar yapması bu “ölçü”yü tartışılır kılıyor. Bu saldırıların Rusya’nın yönlendirilmesi ile gerçekleştiği yorumu hakim. Rusya, Minbic’e rejim üzerinden girmeye çalışıyor. Ancak ABD ile karşı karşıya gelmek istemeyen Rusya, bunu ABD’nin müttefiki olan Türkiye üzerinden yapmanın peşinde. Bu şekilde ABD’yi hem Türkiye hem de Kuzey ve Suriye yönetimi ile karşı karşıya getirerek, bölgede istikrarsızlık yaratmak istiyor. ABD’nin ise kurduğu yeni denklemde hem Kuzey ve Doğu Suriye yönetimini politikalarına çekebilmek, hem de Türkiye ile girdiği yeni ilişkiler kapsamında bu saldırılara belli bir oranda göz yumduğu kaydedilen haberde koalisyonun bu saldırılar karşısındaki tavrının ise, kimi çevrelerce Kuzey ve Doğu Suriye yönetiminden taviz koparmak olarak ele alındığı belirtiliyor. Bölgedeki gelişmelerin bu eksende nereye kadar devam edeceği bilinmezken, planlı gelişen bu olaylar, geniş bir zamana yayılmak isteniyor. Daştan’ın analizinde şu tespitler de yer alıyor: “İdlib’e dahil olan ABD, sadece bununla sınırlı kalmayarak, Türkiye ile Cerablus’ta attığı ortak devriye ile Cerablus sınırlarına da geçmiş oldu. Devriye, Minbic Askeri Meclisi ile Türkiye’nin desteklediği “Fırat Kalkanı” grupları arasında bulunan Sacur suyunun, Türkiye’nin hakim olduğu yerlerinde atılıyor. ABD, böylelikle İdlib’ten sonra Cerablus’ta da Fırat’ın batısı olarak tabir edilen bölgeye güçlerini resmi olarak kaydırdı. Burada da elini güçlendiren ABD, Rusya’ya karşı mevzi kazanırken, Rusya ise Türkiye üzerinden Kuzey ve Doğu Suriye bölgesinde karışıklık çıkarmanın peşinde.”
‘IŞİD’le mücadele engelleniyor’
ABD Kongresi’ne sunulan 3 aylık raporda, Türkiye’nin Afrin’e operasyonun IŞİD’le mücadeleyi engellediği ve Demokratik Suriye Güçleri (DSG) operasyon nedeniyle IŞİD’e karşı sürdürdüğü operasyonu durduğu dönemde IŞİD’in bu durumdan faydalandığı belirtildi. ANHA’nın haberine göre raporda ayrınca 2 binden fazla kişinin göç ettiği ve güvenlik bölgelerinin tehlikeye girdiği kaydedildi. Raporda son dönemde yaşanan gelişmelere de dikkat çekildi. DSG’nin IŞİD’in elindeki son bölge olan Hecin’e operasyon sürdürdüğü dönemde Türkiye’nin Kuzey Suriye kentlerini hedef almasının da IŞİD’le mücadeleyi bir kez daha engellediğine dikkat çekilen raporda Koalisyon ile DSG’nin Türkiye sınırındaki ortak devriyesine de değinildi. Raporda “Türkiye ABD güçlerinin konumlandığı yerlere top atışı yapmamıştır, ancak top atışları hala devam etmektedir. Top atışlarında 2’si Hawar Haber Ajansı muhabiri olmak üzere bazı siviller yaralanmış, 6 yaşındaki bir çocuk yaşamını yitirmiştir” ifadeleri yer aldı.
RSF’den çağrı
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), TSK’nin geçtiğimiz hafta Gre Spi’ye yönelik açtığı ateşte iki gazetecinin hedef alındığını kaydederek, gazetecilerin güvenliğini sağlamanın Türkiye’nin yükümlülüğü olduğunu vurguladı. Gazete Karınca’da yer alan habere göre RSF Ortadoğu Masası’nın başındaki isim olan Sophie Anmuth, şunları belirtti: “Savaşçılar, silahlı çatışmalarda bulunan gazetecilerin güvenliği hakkındaki 1738 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararına saygı göstermeli ve çatışmanın iştirakçilerindenmişçesine onları hedef almamalı veya gözaltına almamalı. Türk merciler, hem kendi silahlı güçleri hem de destekledikleri gruplar açısından bunun kendilerine yükümlülük getirdiğini kabul etmeli.”
‘Türkiye zamana oynuyor’
Suriyeli General Hasan Ahmed Hasan, İdlib ve Afrin konularında açıklamalarda bulundu. Sputnik’te yer alan habere göre Hasan, Türkiye’nin İdlib’in Şam’ın kontrolüne geçme sürecini kasıtlı olarak uzattığını, ancak bunun ne olursa olsun gerçekleşeceğini söyledi. Hasan, Afrin’de kontrolü diplomatik yolla ele alamazlarsa güç kullanacaklarını kaydetti. Hasan, “Suriyeliler Afrin’i gerek siyasi süreçle, gerek istikrar süreciyle başarılı şekilde kontrolüne döndürecek. Sadece Afrin’i değil, ülkeyi… Başka seçenek kalmazsa, durum çıkmaza girdiğinde ordu eli kolu bağlı oturmayacak” dedi.
İDLİB