AKP’nin ‘terörle iltisaklı’ bahanesiyle hekimlerin çalışmasını engelleyen ve sağlık kuruluşlarının yetkilerini elinden alan tasarı tepkilere rağmen komisyondan 2. kez geçti. CHP’li Şeker, 5. maddenin hayati önem taşıdığını söyledi
AKP’nin sağlıkta şiddeti önleme iddiasıyla Meclis’e getirdiği “Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” önceki gün komisyondan geçti. Oylamanın Anayasaya aykırı olduğu yönünde itiraz eden CHP, HDP, İYİ Parti, SP ve TİP, yaşananları “korsan oylama” olarak niteledi. Oylamanın meşruiyetinin olmadığını dile getiren muhalifler, oylama şeklini tutanak altına alarak, Meclis Başkanlığı’na itirazda bulundu. Daha sonra yapılan itirazlar üzerine oylamanın Meclis İç Tüzüğü’ne aykırı olduğu gerekçesiyle tekrar görüşülmesine karar verildi. Ancak tartışmalı 5. madde dün sabaha karşı bir kez daha komisyondan geçti. Komisyondan geçen teklif Meclis Genel Kurulu’nda da kabul edilirse, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamudan ihraç edilen doktorlar artık Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile anlaşmalı özel hastanelerde de çalışamayacak. Buna göre ‘güvenlik’ soruşturması nedeniyle kamuya alınmayan doktorlar, 2 yıl bekledikten sonra SGK ile anlaşmalı özel hastanelerde çalışabilecek. Güvenlik soruşturması olumsuz sonuçlanan ve bu sebeple “atanamayan” hekimler ise 600 günlük zorunlu hizmet süresince hiçbir hastanede çalışamayacak. Komisyondan geçen yasa teklifinin önümüzdeki hafta Genel Kurul’a getirilmesi bekleniyor.
Amaç tasfiye
Komisyondan geçen madde, 15 Temmuz’dan sonra KHK ile kamudan ihraç edilen 3 bin 342 hekimi de doğrudan etkiliyor. Türk Tabipleri Birliği (TTB), tasarıyı “Türkiye tarihinin sağlık alanındaki en ağır, en acımasız, hukuk tanımayan yasaları” olarak değerlendiriyor. Günlerdir alanlara çıkan hekimler yasa teklifinin geri çekilmesini istiyor. Komisyondan geçen teklif ile hekimlerin mesleğinin elinden alınmaya çalışıldığını belirten sağlık emekçileri, iktidarın “şiddeti önleme” tasarısının şiddeti artıracağını, amacın hekimliği, TTB, Türk Eczacılar Birliği (TEB) ve Türk Dişhekimliği Birliği’ni (TDB) tasfiye etmek olduğu belirtiyor. TTB’ye göre, mevcut olarak güvenlik soruşturması olumsuz sonuçlanan yaklaşık 400 hekim bulunuyor. Yaklaşık bin 200 hekim ise şu an, zorunlu kamu görevine başlamadan önce güvenlik soruşturmasının sonucunu bekliyor.
Yasa hayati önemde
KHK ile ihraç edilen doktorların özel hastanelerde çalışmasını engelleyen maddeyi de içeren yasa teklifini değerlendiren CHP’li Ali Şeker, “Binlerce mağdur edilen kişilerden bazıları intihar edecek, bazılarının aileleri aç kalacak” diyerek kimsenin mahkeme kararı olmadan suçlu ilan edilemeyeceğine dikkat çekti. Şeker, yasa teklifinin birbirinden alakasız konularda düzenleme getirdiğini söyledi. Özellikle; basında hekimlere dönük şiddette cezaları arttıracağı yönünde algı yaratılmaya çalışıldığını belirten Şeker, düzenlemenin aksine cezaları arttırmadığını belirtti. 5. maddenin hayati önem taşıdığını vurgulayan Şeker, maddenin çok önemli sorunlar yaratacak, binlerce hekimi ve onların milyonlarca hastasını etkileyecek bir düzenleme olduğunu söyledi.
Siyasi partiler ‘terör örgütü’ oldu
Hukuki delil niteliği taşımayan bu soruşturma sonuçlarının ne kadar ‘güvenilir ve hukuka uygun’ olduğuna dair tartışmalar ise devam ediyor. BBC Türkçe’nin geçtiği haberde, bazı güvenlik soruşturması belgelerinde, TKP ve EMEP gibi siyasi partilerin “terör örgütü” olarak ifade edildiği ve kişilerin bu partilere üye olduğu ya da etkinliklerine katıldığı, şahsın kendisine dair herhangi bir istihbarat sonucu olmasa bile aile fertlerine dair bilgilerin eklendiği görülüyor. 2017 yılında mezun olan ve atanmayı beklerken güvenlik soruşturmasından geçemeyen Dr. Mehmet’in soruşturma belgesinde, “TKP terör örgütü eylem ve etkinliklerine katıldığı” ve ağabeyinin “FETÖ’ye müzahir TUSKON üyesi şirketin yönetim kurulunda yer aldığı” ifade ediliyor. Fakat ailenin en büyük çocuğu olan Mehmet’in herhangi bir ağabeyi bulunmuyor. Kendisinden küçük iki kardeşi ise herhangi bir şirketin yönetim kurulunda yer alabilecek yaşta değil. Dr. Sinan, güvenlik soruşturmasından ret aldığını iş verenine söyleyen bir doktorun iş bulabilmesinin “imkansız” olduğunu söylüyor. Dr. Sinan şu an çalıştığı işi bulana kadar aylarca iş aradığını söylüyor ve “Hem fişlenme hem de tecrübesizlik bizim özel hastanelerde çalışmamızı zorlaştırdı” diyor. Dr. Sinan, “90’lı yıllarda aktif olan bir sol örgütle iltisaklı olduğum yazılmış, ismini bile yeni duydum. Böyle yaparak bizi açlığa ve yoksulluğa mahkum ediyorlar” diyor. Dr. Ferdi de zorunlu hizmetini gerçekleştiremeyen ama bakanlıktan muafiyet almış doktorlardan biri. Yaklaşık 8 aydır özel sektörde pratisyen hekim olarak çalışıyor. Diğerlerinden farklı olarak henüz hakkındaki güvenlik soruşturmasının neden olumsuz geldiğini bilmiyor. Soruşturmanın sonucu kendisine tebliğ edildikten sonra idari mahkemeye dava açan Ferdi, Mart ayından beri güvenlik soruşturmasının neden olumsuz geldiğini öğrenmeyi bekliyor. KHK ile ihraç edilen Dr. Merve’nin dosyası şu an OHAL komisyonunda, komisyon bir karara varmadan ihraç edilmesine itiraz etmek için idare mahkemesine başvuramıyor. Dr. Merve, “OHAL komisyonunun mahkeme kararını önemseyip önemsemeyeceğini ya da dosyamı ne zamana kadar bekleteceğini bilmiyorum. Mahkemeyi kazanmış olmasına rağmen OHAL komisyonunun ret vermiş olduğu örnekler de var” diyor. Kendisini “sosyalist” olarak tanımlayan Merve, bu süreçte en çok “FETÖ ile ilişkilendirilmenin” yıprattığını söylüyor.
İSTANBUL