Bizler İstanbul’un kalbi olan Kadıköy’de yerel demokrasinin en iyi modellerinden birini yaratmak, ülkenin her idari birimine sirayet eden tek adamcılığa karşı çoğulcu bir model kurmak için yola çıkıyoruz. Kadıköy’ün sorunlarını biliyoruz ve sorunları çözmek için Kadıköy Belediyesi’ne aday olduk
Veysi Eski
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Adnan Yücel
1979 yılında Çorum’da 50’den fazla insanın öldüğü olaylardan sonra dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, olaylarla ilgili soru soran gazetecilere, “siz asıl Fatsa’ya bakın” demişti. Her gün onlarca insanın öldüğü, ülkenin kan gölüne döndüğü bu dönemde egemenleri en çok korkutan olgu Fatsa’da bağımsız belediye başkanı seçilen sosyalist Terzi Fikri ve yoldaşlarının hayata geçirdiği katılımcı halkçı belediye modeli olmuştu. Yine 1979 yılında karaborsacıların halkın kanını emdiği emek kenti Batman’da 27 yaşındaki Kürt devrimci Edip Solmaz bir ağaç simgesi ile bağımsız aday olarak girdiği yerel seçimlerde, “Yurtsever halkımıza… Gelişmeyi, ilerlemeyi, bütünleşmeyi simgeleyen ağacın altındaki boşluğa ‘Evet’ mührünü basın” diyerek aday olmuş ve Batman Belediyesi’ni kazanmıştı.
Kazanmıştı ve 28 gün sonra devletin Batman’daki ilk faili meçhul cinayeti olarak kayda geçen bir suikast ile hayatını yitirmişti. Terzi Fikri ise gözaltına alınıp 12 Eylül zindanlarında işkencede yaşamını yitirmişti. Kanla ve işkence ile başlamıştı yerel demokrasi mücadelemiz.
12 Eylül sonrası Kürt Siyasal Hareketi’nin geliştiği coğrafyada çatışma ve kaosun ortasında aynı zamanda halk kendisini yerelden yönetmek için değişik tarihlerde belediyeler kazanmış, bu belediyeler sürekli olarak baskı altına alınmış, belediyelerde uygulamaya geçirilmek istenen katılımcı halk belediyeciliği kriminalize edilmişti. 2015 sonrası gelişen ‘çökertme planı’nın en önemli parçalarından birisi belediyelere atanan kayyumlar olmuştu. Çünkü egemenlerin en çok korktuğu halkın kendi katılımı ile yerelden kendi kaderine karar vermesiydi.
Belediyelerde uygulanan bu kayyum rejimi ülkenin bir tarafında demokrasinin adeta askıya alınması anlamına gelmesine rağmen ülkenin diğer tarafında bu olgu görmezden gelinerek bu anomali içinde “demokratik seçim” yarışları devam etmiştir. Mesela 2016 yılında tutuklanan Diyarbakır Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak’ın serbest bırakılmasını emreden yasaya rağmen 7 buçuk yıldır tutuklu olması pek değerli belediye başkan adaylarının nedense gündemi olmamaktadır.
Politikanın, kentsel ve katılımcı özünden koparılıp “devlet”e indirgendiği, yurttaşların vergi mükellefi birer “seçmen”e dönüştürülerek etkisizleştirildiği bu dönemde gittiğimiz yerel seçimlerde halkçı ve katılımcı bir alternatif yaratmak gibi bir sorumluluk ile hareket etmesi gereken emek ve demokrasi güçlerinin Kadıköy özelini adeta bir arenaya çevirmesi, halkı örgütlemek yerine seçmenlerden teveccüh beklentisine girmesi, içinde geçtiğimiz ilginç zamanların bir tezahürüdür herhalde. Bu anlayışlara karşı bütün demokrasi güçlerinin bir arada mücadelesini önceleyen halkların demokratik birlikteliğini esas alan DEM Parti kendi adayları ve ortak mücadele perspektifi ile Kadıköy halkının önüne katılımcı yerel yönetim modelini bir seçenek olarak sunmuştur.
Bizler için yani DEM Parti Belediye Eş Başkan Adayları için; Bilge’nin deyişi ile “Yerel demokrasi, tek çıkış yoludur. Sosyalizmin kendisidir bu. Sosyalizmi Moskova’da, Ankara’da aramıyoruz. Belediyecilik bünyesinde çevre, adalet, iş bir bütün olarak sosyalizmi yaratmak” için yola çıkıyoruz. Çünkü Demirel’in korktuğu gibi Tayyip Erdoğan’ın da en çok korktuğu şeyin yerel demokrasi ve halkın kendisini yönetmesi olduğunu biliyoruz.
Bizler İstanbul’un kalbi olan Kadıköy’de yerel demokrasinin en iyi modellerinden birini yaratmak, ülkenin her idari birimine sirayet eden tek adamcılığa karşı çoğulcu bir model kurmak için yola çıkıyoruz. Kadıköy’ün sorunlarını biliyoruz ve sorunları çözmek için Kadıköy Belediyesi’ne aday olduk.
Bizler Kadıköy’de kadın özgürlükçü belediyeciliği amasız fakatsız kurmak için geliyoruz. Kadınların mor çizgisi olan eş başkanlık sistemini yerel demokrasinin vazgeçilmez ilkesi haline getirmek için çalışacağız. Sadece istihdamda değil tüm yönetsel mekanizmalarda cinsiyet eşitliği temelinde organize olmuş bir yerel yönetim modelinin mümkün olduğunu göstereceğiz.
Barınamayan öğrencilerin, emeklilerin, çocukların, mültecilerin tüm dezavantajlı toplumsal kesimlerin sorunlarını sorunun özneleri ve kentin paydaşları ile çözeceğiz. Çünkü biz halka seçmen değil siyasetin öznesi ve esas iradesi olarak bakıyoruz.
İstanbul’un göz bebeği Kadıköy’ün aynı zamanda rantçıların ağzını sulandırdığını biliyoruz. Kentsel dönüşüm adı altında özelikle Fikirtepe bölgesinde yapılanlar tüm Kadıköylülerin zihinlerinde halen tazedir. Kentin yoksullarının arazileri ellerinden alınmış, devasa plazalarla dehşet bir rant yaratılmışken Fikirtepe sakinleri Kadıköy’den, İstanbul’un varoş semtlerine göç etmek zorunda kalmışlardı. Şimdi rezerv yasası ile halkı mülksüzleştirme sürecinin en üst aşamasına geçtiğimizi görüyoruz. Bizler mahalle meclislerimiz ile birlikte bu sürece karşı direnecek, yerinde kentin dokusuna uygun güvenli barınma için dönüşüm seferberliği başlatacağız. Rantçılarla değil Kadıköy halkı ile birlikte kentimizi yenileyeceğiz. Yine Söğütlüçeşme’de viyadük inşaatı ve çevre düzenlemesi adı altında yapılan AVM, Acıbadem’de katlı otopark adı altında özel bir hastaneye rant sağlayan ve esasen kent suçu oluşturan yapılaşmayı durduracak kamusal arazileri halkın nefes alacağı alanlara çevireceğiz.
Nasıl mı yapacağız? Yazıya başlarken söylediğim isimlerin yani Edip Solmaz’ın, Terzi Fikri’nin, Gültan Kışanak’ın bıraktığı yerden devam edeceğiz. Çünkü onlar düş değil gerçekti. Halkların gerçeğiydi ama birilerinin kabusuydu.
Bizler öyle bir model yaratacağız ki “Tek Adam” nereye baksa halkı görecek, halkın kendisine ihtiyacı olmadığını görecek. Çünkü biliyoruz ki onların en büyük korkusu halkların onların lütfuna muhtaç olmadığını görmesidir. Tıpkı Fatsa gibi tıpkı Batman gibi..
Haydi KADIKÖY, kayyumlara öyle bir tokat atalım ki sesi ta Amed’den duyulsun..
DEM Parti Kadıköy Belediyesi Eş Başkan Adayı