İsveçli avukat Yasmin Sazvar, ‘politik bir direnişi sembolize ediyor’ dediği PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecride karşı heyet olarak oluşturacakları raporla Türkiye hükümeti üzerinde baskı oluşturmak istediklerini belirtti
İmralı Cezaevi’nde ağır tecrit koşullarında tutulan ve 36 aydır haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecride karşı 10 Ekim 2023’te dünya genelinde başlatılan “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyası ikinci aşamasına geçti.
Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması için birçok ülkeden hukukçunun yürüttüğü çalışmalar kapsamında oluşturulan “Tecride Karşı Uluslararası Hukukçular Delegasyonu” geçtiğimiz günlerde Amed ve İstanbul’da bir dizi ziyaret gerçekleştirdi.
Heyet içerisinde yer alan İsveçli International Commission of juristsv (Uluslararası Hukukçular Komisyonu) üyesi avukat Yasmin Sazvar, ziyaretlerde edindiği izlenimlerine dair Mezopotamya Ajansı’ndan Müjdat Can’a konuştu.
‘Adil yargılama insani haktır’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 3 yıldır hiçbir haber alınamamasının endişe verici bulan Sazvar, “Umarım bir şekilde biz de Türkiye hükümetine baskı oluşturabilecek noktalar yaratabiliriz. Çünkü dünyadaki herkesin tecritte bulunmama, aileleri ve avukatlarıyla görüşmeleri temel bir haktır. Aynı zamanda adil yargılanma temel bir insan hakkıdır” dedi.
‘Öcalan politik direnişin sembolü’
Öcalan’ın konumu ve liderliğine dikkati çeken Sazvar, ‘Öcalan’ın politik bir direnişi sembolize ettiğini’ belirtti.
Öcalan’ın entelektüel öğretileri ve bilgisiyle birçok erkeğin bir şeyleri ondan öğrendiğini dile getiren Sazvar, “Eşitlik için uğraşırsa eşitlik herkes için olacaktır” diye konuştu.
‘Rapor hazırlayacağız’
Ziyarette öğrendiklerine dair heyetle birlikte rapor hazırlayacaklarını ifade eden Sazar, kendisi için de etkileyici bir ziyaret olduğunu belirterek, “Durumun bu kadar vahametli olduğunu bilmiyordum. İsveç’in NATO sürecinde ortaya çıkan sorunlarından biri de Türkiye- İsveç ilişkilerinde Türkiye’nin İsveç’i PKK yanlısı olması şeklinde suçlamaları vardı. Bu yüzden İsveç’te de kamuoyunda ve medyada bu konuda bir odaklanma söz konusu. O yüzden şu anda buraya dair bilgiler paylaşmak iyi olacaktır diye düşünüyorum.”
‘Anadilde eğitim insan hakkı’
Heyet olarak anadil üzerindeki baskılara ilişkin edindikleri izlenimlere de değinen Sazvar, şunları söyledi:
“Dünyayı dolaşan biri olarak aynı zamanda Kürt halkı içinde endişeliyim. Kürt halkının anadilde konuşma, anadilde eğitim alma hakkının çok temel insan hakkı olduğunu düşünüyorum. Dünyanın birçok yerinde yerli haklar ve yerli diller varken Türkiye’deki durum daha farklı. Polisin sırf Kürt kimliği yüzünden insanların üzerinde kurduğu baskı ve şiddet çok üzücü.”
HABER MERKEZİ