Devlet, Meletî Kürecik’te doğal yapıyı altüst edecek, iklim değişikliğine yola açacak çok sayıda projeyi hayat geçirmeye hazırlanıyor. Bu girişime karşı olan halk yürütmeyi durdurmak için mahkemeye başvurdu. 8 Mart günü ise bir protesto gösterisi düzenlenecek
Hüseyin Kalkan
Meletî Kürecik’te Devlet Su İşleri (DSİ) sulama göleti bahanesi ile bölgede taş ocakları ve beton üretme tesisi kurmaya hazırlanıyor. Coğrafi olarak işaretlenmiş başta bal armudu olmak üzere endemik birçok türe ev sahipliği yapan bölgede halkı doğal yapının zarar göreceği endişesi taşıyor. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Kürecik merkezde toplanacak olana Kürecikliler, hem 8 Mart’ı kutlayacak hem de devletin yok etme projesini protesto edecek.
Taş ocaklarının yuvası
DSİ tanıtım dosyası (Kürecik Göleti ve Sulaması Projesi) üzerinde incelemelerde bulunan Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Eşref Atabey, projenin sakıncalarına dair bir rapor hazırladı. Atabey’in hazırladığı rapora göre Kürecik Barajı veya göletinin çevresel etkilerini şöyle: “Devlet Su İşleri 9. Bölge Müdürlüğü tarafından 2023 Ekim tarihinde hazırlanan nihai proje tanıtım dosyasında yer alan bilgilere göre Kürecik Lisesi’nin önünden Çay obasıyla Demirciler arasındaki Golehort diye bilinen dar boğazlı bölgeye kadar dere yatağı boyunca bir gölet yapılacaktır. Göletin tam dolu olduğunda maksimum yüzey alanı 412 bin metrekare olup maksimum kapasitesi yaklaşık 4 milyon metreküp (ton) sudur. Bu bilgi ışığında tam doluluk durumunda göletin ortalama derinliğinin 10 metre (3 katlı bir ev) kadar olacağını söyleyebiliriz. Göletin golehort bölgesine yapılacak olan set 142 metre uzunluğunda, 10 metre genişliğinde ve göletin tabanından 26 metre yükseklikte olacaktır.
Birçok tesis kurulacak
Söz konusu bölgede yer alan dere yatağının büyük kısmının geçirimli (su tutmayan) bir özellik taşıması nedeniyle dere yatağında yer alan kum sıyrılarak toprak sert zemine ulaşılacak ve bu zemin kaya, çakıl, kil ve beton karışımıyla döşeneceği tahmin edilmektedir. İşte bu beton ve çakılın üretilmesi için de yatağın etrafında çeşitli yerlere aşağıdaki tesisler kurulacaktır:
Bölge yaşanmaz hale gelecek
5 tane taş ocağı (bu ocaklardan dinamitle patlatma yoluyla taş çıkarılacak), 1 tane taş kırma tesisi (yıllık 266 bin ton kapasiteli olan bu tesiste çıkarılan taşlar kırılacak), 1 tane yıkama eleme tesisi (yıllık 110 bin ton kapasiteli bu tesiste kırılmış taşlar betona karıştırılmak üzere ufaltılacak. Bu işlem için dereden sondajla su çekilecek), 1 tane hazır beton üretme tesisi (bu tesiste üretilen beton barajın inşaatında set ve zemin döşemesi) kullanılacak. Bu küçük bölgede bu kadar çok tesisin kurulması bölgeyi yaşanmaz hale getirecek.”
Projenin riskleri
Eşref Atabey, hazırladığı raporda bu projenin kısa ve uzun vadeli risklerin ayrıntılı olarak inceliyor. Atabey’in kısa ve uzun vadeli riskler olarak sıraladığı riskler şöyle:
– Dere yatağında “Köy Kent” dahil 4 yerleşim biriminin ve bazı bireylerin sondaj kuyuları bulunmaktadır. Bu inşaat faaliyetinin söz konusu kuyulardaki suya çamur karışmasına yol açması, su miktarında azalma veya tamamen bitmesine yol açması muhtemeldir. Bu husus daha önce Maski tarafından projenin sonlandırılması için gerekçe olarak sunulmuş ve bu nedenle projenin durdurulmasına karar verilmiştir. Fakat mühendislik firması söz konusu kuyuların deplase edileceğini (yerlerinin değiştirileceğini) ve su iletim kanallarının kendileri tarafından yenileneceğini taahhüt edince Maski proje hakkında olumlu görüş bildirmiş ve proje böylece onaylanmıştır. Fakat bu sözün yerine getirilmemesi durumunda ne olacağı meçhuldür. Velhasıl Köykent Alaçayır Mahallesi gibi mahallelerde su kesintisi yaşanması kuvvetle muhtemeldir.
– Dinamitli patlatma nedeniyle gürültü, yaralanma ve evlerde, bahçelerde maddi hasar oluşma riski. Yaralanma ve/veya maddi zarar yaşanması durumunda firma doğrudan sorumlu olacaktır.
– İnşaat nedeniyle oluşacak tozun insan sağlığı, hayvanlar ve ağaçlar üzerinde olumsuz etkileri olacaktır. Firma tozlanmayı su kullanarak engelleyeceğini taahhüt etmiştir. Lakin bu taahhüde uyulmak istense de dere yatağından yeterli su çekilemediği yaz aylarında risk yüksek olacaktır.
– İnşaat süresi boyunca ciddi bir hafriyat kamyonu trafiği oluştuğundan özellikle yaz aylarında tarımsal faaliyetlerde aksama ve ulaşım sorunları yaşanması muhtemeldir.
Uzun vadeli riskler
– Kürecik köylerinin bir tarafı düşük rakımlı, sıcak ve nispeten nemli Meletî ovasına, diğer tarafı yüksek rakımlı soğuk, kuru havaya sahip Başyurt yaylasına dayanmakta bu da bir mikroklima oluşmasına neden olmaktadır. Kuvvetle muhtemeldir ki köyün alıç ve armuduna özgün tadını veren de budur. Daha önce hazırlanmış olan Kürecik İklim Raporu’nda belirtildiği üzere Kürecik’te yıl boyunca neredeyse sıfır nem olduğundan havası asla bunaltıcı olmamaktadır. Bu boyutta bir göletin köyün mikro klimasını etkilemesi ve bu nedenle armut alıç yabani badem gibi ürünlerin aromasında deformasyon yaşanması muhtemeldir. Yöre armudu Akçadağ bal armudu olarak coğrafi işaret almıştır. Coğrafi işaret almış bir bitki türü belki de risk altında olacaktır.
– Projede öngörüldüğü üzere basınçlı suyla hele de vahşi sulama yapılırsa uzun vadede toprakta tuzlanma ve çoraklaşma meydana gelecektir.
– Dere tabanı geçirimsiz bir tabakayla döşeneceğinden Demirciler ve aşağısında kalan mahalle ve köylerin (Sarıhacı ve Levent dahil) su rezervleri azalacaktır. Bu da bitki örtüsü ve tarım açısından bir tehdittir.
– Kandilli Rasathanesi verilerine göre doğrudan merkez üssü Harunan (Harun Uşağı), Demirciler ve Kozluca olan çok sayıda deprem meydana gelmiştir. Bu depremlerin şiddeti düşük de olsa bu bölgede şiddetli deprem olmayacağının garantisi değildir. Bu durumda gölet muhtemelen fay hattı üstüne veya en iyi ihtimalle yakınına inşa edilmiş olacaktır. Söz konusu gölet projesinin ilk hazırlanış tarihi Malatya’yı da etkileyen büyük depremlerden çok daha önce olduğu için bu durum göz ardı edilmiş, sonradan yapılan revize çalışmalarında da es geçilmiştir.
8 Mart’ta kutlama ve protesto
Kürecikliler yürütmenin durdurulması için dava açtılar. 34 Kürecikli adına Avukat Gül Erdoğan, Malatya Nöbetçi İdare Mahkemesi’ne başvurarak Malatya Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü aleyhine yürütmeyi durdurma davası açtılar. Bu başvuru üzerine bir bilirkişi heyetinin 8 Mart günü incelemede bulunmasına karar verildi. Bu gelişme üzerine Uluslararası Kürecik Meclisi (UKM) ve Malatya Çevre Platformu (MAL-ÇEP) Kürecik merkezinde aynı gün hem projeyi protesto edecek ardından 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlamak üzere bir etkinlik düzenleyecek.