PSAKD, DAD, Hubyar Sultan gibi Alevi kurum temsilcileri, ‘Aleviler göçe zorlandı. İktidarın yanına yedeklenmesi için zorlandı. Devlet Aleviliğe yönelmiş durumda. Kreşlerden başlayarak’ dedi
Rohat Emekçi
Alevi kurum temsilcileri ve yazarlar; DEM Parti ve HDK’nin gerçekleştirdiği ‘Cumhuriyetin 100. Yılında Aleviler’ başlıklı konferansta 100 yıllık dönemde Alevi çocuklarına dayatılan asimilasyona ve ayakta kalma mücadelesine dikkat çekti. Konferansa katılan Alevi kanaat önderleri gazetemiz Yeni Yaşam’a konuştu: Aleviler zalime boyun eğmiyor. Aleviliği dirence zorlayan Aleviliğin inancı ve felsefesidir.
PSAKD (Pir Sultan Abdal Kültür Derneği) Başkanı Cuma Erçe: “Dünyanın dört bir yanında ırkçılığın yükselişe geçtiği bir dönemden geçiyoruz. Avrupa’dan Amerika’ya kadar pek çok yerde bu eğilim belirgin hale geldi. Türkiye’de bu durumu daha yoğun şekilde yaşıyoruz. Irkçılık yapanlar kendi soylarını, milliyetlerini ve inançlarını önplana çıkarıyorlar. Ancak Türkiye’de, ezilenlerin ve yok sayılanların da bu sürece katkıda bulunduklarına şahit oluyoruz. Bu durum bizim açımızdan oldukça sıkıntılı. Osmanlı’dan Cumhuriyet dönemine kadar olan süreçte, ırkçılık ve milliyetçilik yapanların birçoğunun Türk veya Müslüman kökenli olmadığını biliyoruz. Örneğin İstiklal Marşı’nın yazarı Mehmet Akif Ersoy bir Arnavut’tur. Türkçülüğün esaslarını kaleme alan Ziya Gökalp ise Diyarbakırlı bir Kürt’tür. Bu toprakların tarihinde önemli görevlerde bulunan birçok kişinin aslında devşirme olduğunu biliyoruz. Bu toprakların gerçekten travmatik bir yanı. Bugüne kadar bu sürece Aleviler dahil olmamışlardı. Bugün az sayıda da olsa ne yazık ki emarelerini görüyoruz. Uzun yıllar bunun altyapısı örüldü ve Alevilik Türklükle bağdaştırıldı. Alevilik İslam’ın özü dendi, öbür taraftan gerçek Türk’ün Aleviler olduğu ifade edildi. Ama iktisadi olarak görmezden gelindi. Aleviler işsiz, yoksul bırakıldı, göçe zorlandı. Siyasal iktidarın yanına yedeklenmesi için zorlandı. Çok sevindirici bir yanı şu ki; bütün bunlara rağmen Alevilerin büyük çoğunluğu hala özgürlüklerden yana. Büyük çoğunluğu, zalime hala boyun eğmiyor, inatla direniyor. Alevilik asimile edilmediği için dik duruşun felsefesi olan inancından koparılıyor. İnancından kopan Aleviliğin direnme şansı kalmıyor. Çünkü Aleviliği dirence zorlayan Aleviliğin inancı ve felsefesidir. Şimdi devlet Aleviliğe yönelmiş durumda. Kreşlerden başlayarak, çocukları asimile edip inançlarından, felsefelerinden koparıp istediği şekli verecekleri insan tipi yaratmaya çalışıyorlar. Ben hala her şeye rağmen Alevilerin durduğu yerin birleştirici olduklarını görüyorum.”
Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Babşkanı Aydın Deniz: “Aleviler, devletin bugüne kadar samimi bir şekilde yaklaşmadığını ve Alevi toplumunu dikkate almadığını ifade etmekte. Asimilasyon politikalarının etkisiyle Alevi kimliğinin korunması zorlaşmıştır. Aleviler, eşit ve demokratik bir yaşamı savunmakta ve bu yönde adımlar atılmasını beklemektedir.”
İmam Rıza Ocağı’ndan Berk İğdeli: “Aleviler, devletin onları tanıdığını ancak tanımlamaya çalıştığını ifade etmektedir. Asimilasyon politikalarıyla karşı karşıya olan Aleviler, inançlarından ve kimliklerinden vazgeçmeyeceklerini vurgulamaktadır. Alevi toplumu, tarih boyunca yaşadığı zorluklara rağmen varlığını korumuş ve direnişini sürdürmüştür.”
Abdülhamid’in izinden gidiyorlar
DAD eski Eşbaşkanı Musa Kulu: “Cumhuriyet, Osmanlı’nın bakiyesi üzerine kuruldu ve inkâr ile başladı. Şimdi AKP-MHP, Abdülhamid’in izinden gidiyor, hilafeti yeniden inşa ediyor. Sistem öyle bir yere girdi ki artık ilan edilmiş gibidir. Tahtacı Aleviler, sosyal güvenlik haklarından mahrum bırakıldılar. Cumhuriyet, Anadolu halklarına, inançlarına biçilen bir dondur ve bu geleneği devam ettiriyor. Bu gerçeği görmek ve cesaretle dile getirmek zorundayız. Sadece sistemin bize dayattığı sözün arkasından gitmek yerine, kendi gerçeğimizi aramalıyız. Toplumsal ve demokratik bir yaşam için özgün bir program geliştirmeliyiz.”
Hafızayı doğru inşa etmeli
Yazar Gülten Uçar: “Koçgiri ve Dersim var, hala hakikatle yüzleşilmedi. Kürt meselesiyle sorgulamalar başladı ama hâlâ yetersiz. Alevi hafızası yeniden şekillenemedi. Alevilik içinde Kürtlere karşı önyargı hâlâ var. Bugün yaşananlar, geçmişteki devlet politikalarının bir sonucudur. Bu nedenle, gerçeği görmek ve hafızayı doğru bir şekilde inşa etmek önemlidir. Alevi örgütlülüğünün zayıflığı da bu süreci etkiliyor. Cemevlerinde, ibadet merkezlerinde bu konuların yeterince ele alınmaması da sorunu derinleştiriyor. Ancak geçmişe dönük çalışmalar ve eleştirel düşünceyle birlikte, hakikati bulmak ve hafızayı aydınlatmak mümkün olacaktır.”
Devletle ilişki olmamalı
Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Başkanı Mustafa Aslan: “Alevilerin devletle ilişkisi olmamalıdır. Aleviler kendi inançlarını özgürce yaşamalıdır. Ancak bugüne kadar devletin samimi bir şekilde bu konuya yaklaşmadığını görüyoruz. Alevilik, asimilasyon politikalarıyla karşı karşıyadır ve bu durum Alevi toplumunu ciddi şekilde etkilemektedir. Aleviler, eşit ve demokratik bir yaşamı savunmakta ve devletin bu taleplerini dikkate almasını beklemektedir.”
Dernekler özgür olmalı
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eşbaşkanı Zeynel Kete: “Alevilerin en önemli sorunlarından biri derneklerdir. Dernekler, Alevilerin sesini duyurdukları ve örgütlendikleri önemli platformlardır. Ancak devletin resmi ideolojisi, derneklerin etkin bir şekilde faaliyet göstermesini engellemiştir. Alevi derneklerinin kendi kimliklerini özgürce ifade etmeleri ve Alevi inancının gerektirdiği şekilde faaliyet göstermeleri önemlidir.”