Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan İkbal Eren Yarıcı, yargılanmalarına tepki göstererek, ‘Hukukun olmadığını biz zaten kayıplarımızdan ötürü yıllardır biliyoruz’ dedi
İstanbul Galatasaray Meydanı’nda yıllardır kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini soran Cumartesi Anneleri/İnsanları, eylemlerinin 700’üncü haftasında eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun hedef almasıyla polis saldırılarının hedefi oldu. Her hafta engellenen Cumartesi Anneleri/İnsanları 20 kişi hakkında, 950’inci hafta eylemleri nedeniyle 2911 sayılı “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu”na muhalefet ettikleri iddiasıyla dava açıldı. Dava kapsamında 20 kişi, bugün İstanbul Adliyesi 39’uncu Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkıyor.
Hakkında dava açılan 44 yıl önce gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren Yarıcı ve avukat Jiyan Tosun, Cumartesi Anneleri/İnsanlarına dönük baskılar ve yargı kıskacına dair Mezopotamya Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu.
28 yıldır Cumartesi Anneleriyle beraber
Abisi Hayrettin Eren’in yaklaşık 44 yıl önce kaybettirildiğini ve 44 yılın son 28 yılını Cumartesi Anneleri ile birlikte hak ve adalet mücadelesiyle geçirdiğini dile getiren Eren, “Bu ülkede gözaltında kaybetme bir devlet politikası. Bizde bunu gündeme taşıdığımız için Galatasaray Meydanı bize yasaklandı. Ciddi bir polis şiddetiyle karşılaşarak, bu yasağa maruz kaldık. 700’üncü haftadan sonra da Galatasaray Meydanı’na çıkamadık.” diye belirtti.
AYM Kararı
Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılan başvurular sonucunda verilen ihlal kararının Beyoğlu Kaymakamlığı’na hem emniyete iletildiği ancak eylemlerinin yasaklandığın belirten Eren, “Biz AYM’nin bu kararının verdiği güvenceyle 941’inci haftamızda tekrar Galatasaray Meydanı’na çıkmaya başladık ve ne yazık ki yine gözaltına alındık. Daha sonra İçişleri Bakanlığı’nın bizi fark etmesiyle şaşırtıcı bir şekilde ‘Cumartesi Anneleri’nin mağduriyetini gidereceğiz’ şeklinde bir açıklaması oldu. Bu açıklamanın ardından İstanbul Valiliği bizimle görüşmek istedi. Bir hafta süren görüşmeler sonucunda 10 kişiyle sınırlandırılmış ve 5 dakikalık açıklamaya izin çıktı. Ancak sadece bariyerlerin önünde açıklamaya izin çıktı” diyerek tepki gösterdi.
‘Trajikomik bir mahkeme’
Eren, 950’nci hafta nedeniyle açılan davaya değinerek, “Hukukun olmadığını biz zaten kayıplarımızdan ötürü yıllardır biliyoruz ama gerek 700’üncü haftada Cumartesi Anneleri’nin yargılanması, gerekse 27 Şubat’ta çıkacağımız mahkeme gerçekten trajikomik. O zaman orada yargılanması gereken biz değil, bizi mağdur edenler olmalı” dedi.
‘Demokrasi mücadelesi veriyoruz’
28 yıldır bir çağrı yaptığını belirten Eren, “Burada bir demokrasi mücadelesi veriliyor. Biz sadece kayıplarımızın bulunmasının değil, bu ülkede hak ve adalet mücadelesi veriyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Yasaklama kararı siyasidir’
Avukat Jiyan Kaya ise 700’ünü hafta yapılan yasaklamanın siyasi bir karar olduğunu vurgulayarak, “Dönemin İçişleri Bakanı‘nın yaptığı açıklamayla 700’üncü haftaya sert bir müdahale oldu. Galatasaray Meydanı adeta abluka altında alındı” ifadelerini kullandı.
‘30 hafta gözaltına alındık’
700’üncü hafta yapılan müdahalenin Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşındığını ifade eden Kaya, “AYM buranın Cumartesi Aileleri’ne açılması gerektiğine, gösteri ve toplantı hakkının engellendiğine karar verdi. Cumartesi aileleri 30 hafta boyunca kötü muameleyle gözaltına alındı. Bu 30 hafta için her hafta ayrı ayrı suç duyurusunda bulunduk ve suç duyuruları sonuçsuz bırakıldı. Ancak 950’nci haftaya katılmaları sebebiyle haklarında 2911 sayılı kanuna muhalefetten dava açıldı” şeklinde anlattı.
Cezasızlık politikaları
Cumartesi Annelerinin haklı taleplerinin görmezden gelindiğini dile getiren Kaya, şunları söyledi: “Dosyalar raflarda bekletildi ve zaman aşımı dolduğu gerekçesiyle dosyalar kapatılmaya başlandı. Bu konuda bir cezasızlık politikası sürmekte. Aynı zamanda Cumartesi Anneleri’nin yaptığı şikayetlerin de sonuçsuz bırakılması, bu cezasızlık politikalarının devam ettiğini gün yüzüne çıkarmaktadır.”
HABER MERKEZİ