Şiddet görerek işten atılan ve 1 aydır Kanatçı Haydar’ın önünde tek başına eylem yapan Günay Kılıç, taleplerini kabul ettirerek mücadeleyi kazanan taraf oldu. Kılıç, dün akşam destek verenlerle birlikte işyerinin önünde yaptığı basın açıklamasıyla eylemini bitirdi
Nevin Cerav/İstanbul
Üç yıldır çalıştığı Kanatçı Haydar’da, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda çalışmak istemediği ve yasal haklarını istediği için şiddet gösterilerek işten atılan Günay Kılıç’la, hayatını ve kazanımla sonuçlandırdığı mücadelesini konuştuk. Günay Kılıç 1 kız çocuğu annesi ve emekçi bir kadın. 10 yaşından itibaren tekstil sektöründe birçok atölyede çalışarak kazanmış hayatını. Evlenip çocuk yaptıktan sonra da çalışmaya devam etmiş. Üç yıl önce 12 yıllık evliliğini bitirme kararı alınca, kızını daha çok görmek ve yakın mesafesinde tutmak için çalışma alanını değiştirme kararı almış ve evine yakın olan Kanatçı Haydar’da çalışmaya başlamış.
‘Üzerime iş yüklendi’
İş koşullarının oldukça ağır, ücretin ise çok düşük olduğu Kanatçı Haydar’da 10’u kadın, 100’den fazla kişinin çalıştığını söyleyen Günay Kılıç, iş koşullarını şu sözlerle tanımlıyor: “Deposu, terası, her katta tuvaletleri olan 6 katlı ve oldukça büyük bir işyeri Kanatçı Haydar. 1400 lira maaşla başladım işe ve sadece salonda çalışıyordum ilk zamanlar. Zamanla üzerime birçok iş yüklenmeye başlandı. Tuvalet temizliği, depo işleri, temizlik, servis ve aklınıza ne gelirse yaptırmaya başladılar. Özellikle de temizlik işlerini bana ve diğer kadın arkadaşlara yüklüyorlardı.”
‘Sağlığım bozuldu’
Zaman geçtikçe şartların ağırlaştığını ve buna kızından dolayı itiraz edemeyeceğini düşündüklerini ifade ediyor Kılıç ve “İtiraz etmeye başladım tabii” diyor. İtirazla birlikte üzerine daha çok iş yüklenmeye, mobbing uygulanmaya ve sözlü tacizler dönemi başlıyor. Yükleri ve çalışma şartları ağırlaştıkça sağlık sorunları baş gösteriyor Günay Kılıç’ın. İşe bağlı olarak gelişen bu hastalıkları doktora gidince öğreniyor, “Bel ve boyun fıtığı oluştu ben de. Ayrıca, aşırı suda kaldığı için sağ elimin 3 parmağında hissizlik ve sağ bacağımda aksama başladı. Doktor iş kazası raporu tuttu diye beni rezil ettiler” diyerek anlatıyor durumu Kılıç.
‘Zamsız çalıştırıldık’
2 yıl boyunca zamsız çalışan Günay Kılıç, taleplerini arttırmaya başlayarak mücadele etmeye karar veriyor. 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda yasal hakkını kullanarak işe gitmiyor ve tabii ki büyük tepki görüyor. Yılmayan Kılıç, 3 Mayıs günü, iş saatlerinin arttırıldığı ve birçok yaptırımın olduğu bir sözleşme dayatmasını reddediyor ve hemen ertesinde, 4 Mayıs günü yalnız olarak görüşmeye alınıyor. Şöyle anlatıyor görüşmeyi Günay Kılıç: “Senin çocuğuna ayakkabı alamaman bizi ilgilendirmez’ diye başladı Konuşmaya patronum. ‘Ama gel sana zam yapalım, diğerlerini ikna et, sözleşmeyi imzalat’ dedi. Ben değil, biz varız diyerek reddettim tabii ki.”
‘Boğazımı sıktı’
Yasal haklarının uygulanması talepleri reddedilen ve işverenin baskılarıyla mücadele eden Günay Kılıç, 4 Mayıs günü işten çıkarılıyor. Eline, işlerini eksik yaptığının yazıldığı ve imzalatılmaya çalışılan kâğıdı kabul etmeyince, şef Murat Doğan’ın arkasından yaklaşarak ağzını kapatıp, boğazını sıkmasına maruz kalıyor. “Şef Murat Doğan arkadan yaklaşarak ağzımı kapatıp boğazımı sıkmaya başladı. Bir anda nefessiz kaldım. Arkadaşlarım tepki gösterince bıraktı beni” diyerek yaşadığı şiddeti anlatan Günay Kılıç, işverenin kendisini polise şikâyet edip hakkında tutanak tutturduğunu söylüyor.
Mücadeleyi kazandı
İşten atılıp şiddete maruz kalan Günay Kılıç, 1 aydır Kanatçı Haydar’ın önünde eylem yapıyordu. Eylemi süresince 2 ayrı basın açıklaması düzenleyen kadın ve LGBT örgütleri, alevi dernekleri, sivil toplum kuruluşları ve çok çeşitli çevrelerden destek gören Kılıç, taleplerini kabul ettirerek verdiği mücadeleyi kazandı. Dersim Dernekleri Federasyonu’nun araya girmesiyle işverenle anlaşma sağlayan ve diğer işçiler için de taleplerini kabul ettiren Günay Kılıç, tazminatını ve diğer haklarını alarak Kanatçı Haydar aleyhine açtığı davayı geri çekecek. Yeni bir iş arayışına girecek olan Kılıç son olarak şöyle diyor: “Herkes duysun, bilsin ki, kaderimize boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Destek olan herkese çok teşekkür ederim.”