Şirnex ve Meletî coğrafyalarında maden ve enerji santral işgali büyürken, şimdi de GES sürecine sokuldu. İsdemir ve Erdemir şirketleri bölgede kuracakları GES’lerle ‘Net sıfır’ bağlamında, mera ve tarım arazilerini güneş tarlalarına dönüştürecek
Yusuf Gürsucu
İskenderun Demir Çelik AŞ’nin (İsdemir), Şirnex’te (Şırnak) 2170 dekar mera alanına güneş tarlası kuracağı açıklanırken, aynı şirket Amed’de de GES kuracağını açıkladı. Diğer yandan Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş. (Erdemir) Meletî’nin (Malatya) Hekîmxan (Hekimhan) ilçesinde yaklaşık 4 bin dekar mera ve tarım alanı üzerine güneş tarlası kuracak. Her iki demir çelik fabrikası TEAŞ’la yaptıkları anlaşma gereği işletmelerde kullandıkları elektrik ile kuracakları GES’ler üretilen elektrik mahsuplaşmaya sokulacak. Güneş tarlalarını kurma amaçları ise AB’ye gerçekleştirdikleri ihracatta ‘karbon’ vergisinden kurtulacaklar ve aynı zamanda ürettikleri elektriği de işletmelerde kullanmış olacaklar. Çok kârlı bir iş olan bu girişimin devasa büyüklükteki kendi işletmeleri yerine Kürt illerine taşımalarının gerekçesi ise büyük teşviklerle bu işi gerçekleştirmelerinden kaynaklı.
‘Net sıfır emisyon’
İklim zirvelerinde sermayeye yeni birikim yollarının açılması sağlanırken, bu yolun en belirgin hedeflerinden birisi de karbon borsaları ve Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) oldu. Karbon borsaları ve Emisyon Ticaret Sistemi ile temiz ve kirli hava sermaye için değişim sürecine bağlanmış durumda. Küresel ısınmayı çözmek adına yürürlüğe sokulan ‘Net Sıfır Emisyon’ hedefi, kapitalizmin yenidünya düzeni kapsamında ortaya koyduğu politikaların kilometre taşlarından biri olarak öne çıkıyor. İsdemir ve Erdemir işletmeleri büyük bir karbon kirliliğine yol açarken, Şirnex ve Meletî’de kuracakları GES’lerle AB ile yapacakları ticarette karbon vergisinden kurtularak kârlarını koruyacaklar. Aynı zamanda EÜAŞ ve dağıtım şirketlerinden demir çelik üretimi için aldıkları elektrikle, ürettikleri GES elektriğini mahsuplaşmaya sokulurken, bölge halkının hiçbir çıkarı bulunmamakta.
Şirnex’te 2170 dekar mera
Üretimde kullandığı elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla olduğu iddiasıyla Çorum ve Amed’de güneş enerji santralleri kuracak olan İskenderun Demir ve Çelik A.Ş.’nin (İsdemir) bir diğer güneş santralini de Şirnex’te de kurulacağı açıklandı. Şirnex’in Hezex (İdil) ilçe sınırlarında 2 bin 170 dekar mera ve ormanlık alanda 130 MW kurulu gücünde İsdemir Şırnak Güneş Enerji Santrali (GES) kuracak. Proje kapsamında 550 Wp gücünde 347 bin 274 adet güneş paneli kullanılacağı ve santralin ekonomik ömrünün 25 yıl olacağı belirtiliyor. Üretilecek olan elektrik İskenderun Demir ve Çelik A.Ş’nin elektrik tüketimi ile mahsuplaşılacak.
Meletî’de 4 bin dekar mera ve tarım
Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK) şirketlerinden Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş. (Erdemir) elektrik ihtiyacını karşılamak için güneş enerji santrali kurulumlarına bir yenisini daha ekliyor. Wan ve Dersim’de güneş santrali kuran şirket Meletî’nin Hekîmxan ilçesi sınırları içinde yaklaşık 4 bin dekar mera ve tarım alanı üzerine 235,4 MW kurulu gücünde Erdemir Malatya Güneş Enerji Santrali (GES) kurulup işletilecek. Kurulacak santralde 550 W gücünde 567 bin 270 adet güneş paneli kullanılacak. Santral inşasının 2 yılda tamamlanması ve işletme süresinin de 49 yıl olacağı belirtiliyor.
Kürt coğrafyası yerle bir ediliyor
Kürt coğrafyasında doğal yaşam yerle bir edilerek şirketlere yağma alanı açılıyor. Ormanların yakılıp kesilmesi, köylerin yakılıp zorla boşaltılması gibi uygulamalarla birlikte bölgede enerji, maden vb. sermaye işgalleri büyütülmekte. Devlet bu uygulamalarla sermayeye alan açarken, uluslararası büyük sermayeyi de bölgeye davet edip ‘yerli-milli’ ortaklıklar kurarak bölgeyi adeta yok oluşa bağlamakta. Bunun en son örneği Licik’te (İliç) yaşandı. 9 işçinin mezarı olan siyanür yüklü 35 milyon m3 liç yığını bölgede büyük bir felaket yaratmış durumda. GES’ler aynı sonuçlara yol açmasa da özellikle Riha’dan başlamak üzere Amed, Wan, Sêrt vd. illerde meraların ve tarım arazilerinin işgal edilerek, güneş tarlalarına dönüştürülen devasa büyüklükte alanların bölge halkına hiçbir yararı olmayan bu girişimlerle işgal edilirken, bireylerin arazileri ile kamusal arazilerin şirketlere verilmesi ve halkın köylerinden sürülmesiyle sonuçlanan yıkıcı durumlar ortaya çıkmaktadır.
Sermayeye yeni birikim alanı
Emisyon Ticaret Sistemi ve karbon vergisi, başta Avrupa Birliği (AB) olmak üzere birçok kapitalist ülke için küresel ısınmayla mücadele planlarının temelini oluşturmaktadır. Karbon fiyatlandırması için tanımlanan iki farklı piyasa aracı olan karbon vergisi ve emisyon ticaret sistemi halihazırda birçok ülkede uygulanıyor. Avrupa Birliği’nin “kirleten öder” mekanizması ile parası olanın kirletme özgürlüğü kazandığı bu sistem, aslında soluduğumuz temiz havanın ticarete konu edildiğini ortaya koymaktadır. Kapitalizm tarafından kullanışlı bir ticari alana dönüştürülen küresel ısınma, sermaye için yeni bir birikim alanı olarak işletilen bir sürece bağlanırken, dünya halklarına yönelik bir kurtuluş yolu algısı oluşturulup halklara ‘karbon vergisi’ konmaya hazırlanılıyor.