Son 13 ayda 3 kadının katledildiği 5 kadının ise şüpheli şekilde yaşamını yitirdiği Wan’da şiddet olaylarının artışında iktidarın sorumluluğuna dikkat çeken Avukat Evin Kılıç, ‘Her şüpheli ölümün arkasında eril şiddet var’ ifadelerini kullandı
Kadın ve çocukların başta yaşam olmak üzere her türlü haklarını koruyan yasaların uygulanmaması ve uluslararası sözleşmelere uyulmaması geçtiğimiz 2023 yılında da şiddet olaylarının artmasına zemin hazırladı.
Bir kırıma dönüşen kadın katliamlarının sürdüğü 2023 yılında sadece basına yansıyan şiddet vakaları dahi tablonun ciddiyetini ortaya koymaya yetiyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na (KCDP) göre 2023 yılında en az 315 kadın katledildi, 248 kadın ise şüpheli şekilde yaşamını yitirdi.
Kadına yönelik şiddetin arttığı kentlerden biri de Wan. 2023 yılında 2 kadının katledildiği, 5 kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdiği kentte, 2024’ün ilk ayında da bir kadın katledildi.
Şüpheli kadın ölümleri
Kentte 2023 yılında yaşanan kadın katliamları ve şüpheli ölümler şu şekilde;
“Artemêtan (Edremit) ilçesinde 27 Mayıs’ta Şükrü Koçak, dini nikahla evli olduğu Fatma Uğur’u kesici aletle katletti.
Elbak (Başkale) ilçesinde 27 Aralık’ta korucu F.G., eşi Ç.G.’yi ateşli silahla katletti.
Şax (Çatak) ilçesine bağlı bir köyde yaşayan Hayriye Kişioğlu, şüpheli şekilde yaşamını yitirdi.
Tûşba (Tuşba) ilçesinde Çiğdem Cansız şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Cansız’ın yaşamına son verdiği ileri sürüldü.
Tûşba ilçesinde yaşayan Özlem Karadoğan şüpheli şekilde yaşamını yitirmiş halde bulundu.
Merkezde yaşayan Dilber Servet, şüpheli şekilde yaşamını yitirmiş olarak bulundu. Hasret B., yaşadığı evde şüpheli şekilde ölü bulundu
2024’ün ilk ayında ise Adile Ateş evli olduğu İbrahim Ateş tarafından ateşli silahla vurularak katledildi. Adile Ateş’in “ikinci eş” olarak fail ile evlendirildiği öğrenildi.”
Wan Barosu Kadın Hakları Merkezi üyesi Avukat Evin Kılıç şüpheli kadın ölümlerine ve kadın cinayetlerine dair Mezopotamya Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu.
Kentte kadına yönelik şiddet olaylarının arttığını belirten Kılıç, her şüpheli ölümün arkasında da bir şiddet vakasının olduğunu söyledi.
‘Şiddetin artmasında iktidarın sorumluluğu var’
Şiddet olaylarındaki artışın iktidarın ve yargının sorumluluğunda olduğunu ifade eden Kılıç, “Mevcut yasaların kadını ve çocukları korumadığı, faili o suçu işlemekten alıkoymadığı bir gerçekle karşı karşıyayız” dedi.
Kentte bir yılda 6 kadının şüpheli şekilde yaşamını yitirdiğini hatırlatan Kılıç, “Şüpheli ölümlerin takibini yapmakta zorlanıyoruz. Bu genelde aile bireylerinin bu durumu bize iletme korkusundan kaynaklanıyor. Şüpheli olan her bir kadın ölümünün arkasında, cinsiyetçi bir sistem, eril bir şiddet mevcuttur. Fail yasalarla korunacağını zaten biliyor ve bu yasalara olan inancı ile bu suçu işliyor. Bu sebeple kadına yönelik şiddet, cinayet, mevcut yasa ve yasa yapıcıların kadını korumadığı ile ilgilidir” diye belirtti.
‘İktidar kadına yönelik şiddetle mücadele etmiyor’
AKP iktidarının kadın politikalarını eleştiren Kılıç, “İstanbul Sözleşmesi’nin çok önemli olduğunu her defasında dille getiriyoruz. Kadınların, çocukların, LGBTİ+’ların haklarını koruyan bir sözleşmenin varlığı büyük bir ayrıcalıktı. Fakat gelinen süreçte, sözleşme feshedildi. Bu bile iktidarın kadına yönelik şiddetle nasıl mücadele etmediğinin göstergesidir. Sadece İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin değil, ev içi şiddet, kadınların siyasete katılım oranındaki düşüklük, iş hayatına katılımlarının düşüklüğünün arkasında yatan neden, iktidarın kadına yönelik politikalardır” diye konuştu.
‘Üniformalı failler’
Kadına karşı işlenen suçlarda cezaların caydırıcı olmamasının şiddeti arttırdığını vurgulayan Kılıç, “Faillerin bu yasalardan cesaret almamaları gerekiyor. Örneğin üniformalı faillerin karıştığı şiddet olayları kentte çokça şahit olduğumuz şiddet olaylarından biri. Bu tarz suçlar önlenebilir suçlardır. Bu nedenle yasa yapıcıların bu suçları önlemesi gerekiyor” dedi.
HABER MERKEZİ