Toplumun büyük bir çoğunluğuna bağımlılık nedir ve neyle örneklendire-bilirsiniz diye sorduğumuzda alacağımız cevaplar; Uyuşturucu, esrar, sigara, alkol, vb. olmaktadır. Ama biz iddia ediyoruz ki en büyük bağımlılık ve sayısal olarak en fazla olan bağımlılık durumu sanal medya bağımlılığıdır
Zihinlerdeki yanlış algılar birçok defa gerçekleri görmemizin önündeki en büyük engeldir. Oluşturulan algılar bilinçaltına sirayet ettiği için milyonlarca hatta milyarlarca insan gerçeğin, hakikatin ters yüz edilmiş durumlarına inanmaktadırlar. Kapitalist modernitenin tüm vahşiliklerinin ilk operasyonları kendini meşru kılma ve bir gereklilikmiş gibi göstermektir. Bu operasyonlarını her bireyin direkt zihin ve yüreğine işlediğinden kaynaklı doğalında bir algısal örgütlenmeye ulaşmaktadır. Bu algılara karşı hakikati ortaya koymanın yegane yolu kapitalist modernitenin cilaladığı ve güzel gösterdiği tüm olgulara karşı sorgulayıcı ve eleştirel bakmakla gerçekleşebilecektir.
Son dönemlerde büyük bir revaç kazanan sözde sosyal medya platformları bu kapitalist gerçeklikte yerini nerede almaktadır? Bunu sorgulamak, açığa çıkarmak büyük bir eleştirel gözün yanı sıra zihinsel arınmayla olabilir.
Konumuzun esası kapitalist modernitenin bireylerde oluşturduğu bağımlılıklardır. Konumuzun esasına gelmeden önce bir başka konuya dikkat çekelim. Başta da bahsettiğimiz gibi toplumun büyük bir kesimi bu sanal platformlara sosyal demektedirler. Yanılgının ilki tanımından gelmektedir. Sosyal kavramı toplumsal değerleri kendinde barındıran toplumsal ilişkiler bütünü olarak tanımlanmaktadır. Bu toplumsal değerlerin başında ahlaki değerlerin bütünü bulunmaktadır. Peki acaba bu sözde sosyal medya platformları birer ahlaksızlık üreten sanal fabrikalar mıdır yoksa gerçek anlamda birer sosyal ahlaki platformlar mıdır? Tabii ki de büyük oranda birer ahlaki değerleri yok etme ve zihinsel bağımlılık merkezleridir! Bunun için gerçek anlamda bir tanım koymak istiyorsak bu da sanal medya yani sanal kavramı ve tanımıdır. Sanal kavramı birebir mevcut gerçekliğini tanımladığı gibi teşhir edici, hakikate kapı aralayan bir gerçeklik olmaktadır. Sanal kavramının anlamı gerçek olmayan, gerçeklikte yeri olmayan yani zihinlerde oluşan bir yalanlar dünyasıdır.
Konuyu bütünlüklü ve her anlamını ele alacak olursak, uzun olacağından kaynaklı bütün yönlerine girmeyeceğiz. Temel ve giriş olarak anlatmak istediğimiz nasıl bir yanılgı bağımlılığı olduğudur.
Toplumun büyük bir çoğunluğuna bağımlılık nedir ve neyle örneklendire-bilirsiniz diye sorduğumuzda alacağımız cevaplar; Uyuşturucu, esrar, sigara, alkol, vb. olmaktadır. Ama biz iddia ediyoruz ki en büyük bağımlılık ve sayısal olarak en fazla olan bağımlılık durumu sanal medya bağımlılığıdır. Ve çok meşru bir zeminde kendini gösteren, tüm kesimlerin içinde yer aldığıdır. Bunun için gün geçtikçe ahlaki değerleri büyük tahribatlara uğrattığı kadar dünya savaşları uğratmadığı ve milyarların zihin ölümüne yol açmadığıdır. Tüm bağımlılıkların esasının özgür iradeyi öldürdüğü gibi sanal bağımlılığın da özgür iradenin en büyük öldürücü etmeni olduğu günümüz dünyasında aşikardır. Her birey bu bağımlılıklar karşısında kendini sorgulamalı ve kimler tarafından zihinsel bir fethe uğradığını açığa çıkarmalıdır.
Yazının konusu gereği bu sanal dünyada kapitalistleri teşhir eden kesimleri tenzih ediyoruz.
Gençliğin Sözü