DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Bazarcıx ve Digor’da halkla buluştu. Hatimoğlu, kayyımları göndereceklerini belirterek, ‘Kendimizi de kentimizi de demokratik, şeffaf bir şekilde yeniden inşa edeceğiz’ dedi. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise Elkê’deki halk buluşmasında konuşarak ’31 Mart’ta Kürtleri tanımayan sisteme cevap vereceğiz’ dedi. Bakırhan Qileban’da ise ‘ 31 Mart’ta sadece Uludere’de değil, Kürdistan’ın dört bir yanında Türkiye’de birçok belediyemiz olacak’ dedi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Bazarcıx (Dağpınar) ve Digor’da partisinin büro açılışlarına yaptı. İlk olarak Bazarcıx Beldesine gelen Hatimoğulları’nı halk tarafından belde girişinde karşıladı. Şarkı ve zafer işaretleri eşliğinde büro açılışının yaptığı alana ulaşan Hatimoğulları’nı burada kadınlar alkış, zılgıt ve zafer işaretleriyle selamladı. Hatimoğulları büro açılışına kadın ve çocuklara tek tek sarıldı. Açılışa DEM Parti Meclis Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit ile Îdir Milletvekili Yılmaz Hun, Qers Belediye Başkan adayı Arzu Savaş Derman ve Kenan Karahancı da katıldı.
‘Birlikte yöneteceğiz’
Burada konuşan Hatimoğulları, “Siz değerli halkımız, gençlerle, kadınlar ile birlikte yöneteceğiz. Açık, şeffaf olacak belediye meclislerimiz. Herkes belediye meclisimize gelecek ve toplantımızı izleyecek. Meclisimiz halkımız ile birlikte kaderimizi belirleyecek. Beraber kararlar alacağız. DEM Parti kadınların, gençlerin umududur. DEM Parti ‘Jin jiyan azadî’ diyenlerin partisidir. Burada girmedik ev, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmayacağız. Kapı kapı gezeceğiz. Bize bugüne kadar oy vermemiş evlere, ailelere özellikle gideceğiz. Neden Kürt halkı kendine sahip çıkmalıdır, neden başka partiye oy vermemelidir neden Kürt halkı AKP’ye oy vermemelidir bunları tek tek anlatmalıyız. Bizleri Rojava’da katledenlere bizi Roboski’de katledenlere bizleri Digor’da katledenlere neden oy vermeyeceğimizi anlatmalıyız” dedi.
‘Yeniden inşa edeceğiz’
Belde halkı, Hatimoğulları ve partililere belde girişine kadar eşlik etti ve zafer işaretleriyle uğurladı. Hatimoğulları daha sonra Digor’a geçti. Burada da ilçe girişinde karşılanan Hatimoğulları, halk buluşmasına katıldı. Buluşmaya ilçe belediye başkan adayları Ülker Özaditti ve Adem Oyman da katıldı.
Açlık grevlerine dikkat çekti
Burada söz alan Hatimoğulları, Digor katliamına dikkati çekti ve bir daha böylesi bir katliama geçit vermeyeceklerini söyledi. Hatimoğulları, “Yılmadık, yılmayacağız. Unutmadık, unutmayacağız. Selam olsun bizden önce gidenlere, selam olsun kendini halka adayanlara. Selam olsun yarın için direnenlere selam olsun tüm halklarımıza. Buradan bir selamımızı da şu an cezaevinde bulunan ve açlık grevlerinde bulunan Kürt sorunun barışçıl ve demokratik yöntemler ile çözülmesi için İmralı tecridinin kalkması için direnlere selam olsun. Adalet Nöbetinde bulunan annelere selam olsun” diye konuştu.
‘DEM Parti geçit vermeyecek’
AKP’nin belediyeleri gasp ettiğini vurgulayan Hatimoğulları, “Darbeci zihniyetle ele geçirdiğini zannedenlerin yaptığı ilk şey Kürtçe tabelaları sökmek oldu. İki dili hizmeti ortadan kaldırmak oldu. Ahmedî Xanî’nin ismini tabelalardan, sokaklardan kaldırdılar. Onlara geçit verecek miyiz? Bunlar kadın düşmanı. Eşbaşkanlık ve eş temsilliyet sistemimize karşı düşmanca yürüttükleri siyaset ile kayyım gediği ilk günde bütün belediyelerimizde kadın müdürlüklerimizi, daire başkanlıklarını kapattı. Kapatmayanlara ise erkek atadı. Darbe yapmaya kalktılar. Biz DEM Parti olarak bunlara geçit verecek miyiz? Hayır. 31 Mart’ta Allah’ın izniyle ve siz değerleri halkımızın çalışmaları ile bizler belediyelerimizi alacağız. Digor’u susuz, kaldırımsız bırakan yolsuz bırakan alt yapısız bırakan zihniyete dur diyeceğiz. Biz kendi ellerimiz ile siz değerli halkımız ile beraber burada yollarımızı kaldırımlarımızı, her insanın hak ettiği temiz bir kenti berabere inşa edeceğiz” ifadelerinde bulundu.
Kadın kurumları tekrardan açılacak
Hatimoğulları, şöyle devam etti: “Bu hakkı bile bize fazla gören bu iktidarcı zihniyete karşı bizler DEM Parti olarak geleceğiz. Bizler her mahallede tek tek ne sorun varsa o mahalleli ile yapacağımız ortak toplantı ile o sorunları gidereceğiz. Kurdistan’ın birçok yerinde kapattıkları kadın kurumlarımızı yeniden açacağız. Yapacağımız ilk iş-kadınlar duysun- kadın daire başkanlıklarını aktifleştirmek olacak. Yapacağımız ilk kadın danışma merkezlerini yeniden kurmak ve kadınlara meslek edinmeleri için atölyeler açmak olacak. Buradaki hayvancılığı kooperatifleştirerek buradaki hayvansal ürünleri değerli bir karşılığa çevireceğiz.”
‘Devran dönecek’
Digor Belediyesinde çift dilli hizmet vereceklerini dile getiren Hatimoğulları, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kürtçe yasaklı bir dil değildir. Kürtçe düşmanlığı yapan zihniyete karşı kırmızı kartı gösterip saf dışı edecek miyiz? Bizler bu hırsızlara belediyede yurttaşın hakkı olan Digorlu’nun hakkı olanları cebene indirenlere karşı kendi bütçemizi en iyi şekilde halkın hizmetine sokacağız. Belediye Meclis toplantılarımız halka açık alacak. Halk gelecek kendi kendi yönetecek. Bizler şu sözü veriyoruz; Kürde yaşam hakkı tanımayan Kürdü yok sayan halkları ve inançları yok sayanlara biz de 31 Mart seçimlerde yok sayacağız. DEM Parti gelecek, devran dönecek. DEM Parti gelecek barış, demokrasi ve eşitlik gelecek. Kadınların isimlerini bu ülkeden silmek isteyenlere karşı jin jiyan azadî sloganı ile geleceğiz. Kendimizi de kentimizi de demokratik, şeffaf bir şekilde yeniden inşa edeceğiz. Kayyımcı anlayışlara, seçimlere hile hurda karıştıran bu iktidarcı anlayışlara hep birlikte dur diyeceğiz. Bunu Rojava’da kaybettiklerimiz için yapacağız.”
Hatimoğulları konuşmasının ardından Qağızman’a geçti. Hatimoğulları, burada da halk buluşmasına katılacak.
Hatimoğulları: 31 Mart zaferini DEM’li çay ile kutlayacağız
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin Qaqızman’da düzenlediği halk buluşmasına katıldı. Buluşma yerine konvoy halinde gelen Hatimoğulları ve partililer, ilçe meydanında davul ve zurna ile karşıladı. Buluşmaya ilçe belediye eşbaşkan adayları Mehmet Alkan, Güner Hatay da katıldı. Burada söz alan her iki aday da halkı selamlayarak, belediyeyi birlikte kazanacaklarını dile getirdi.
Daha sonra söz alan Hatimoğulları, Qaqızman halkının zulme boyun eğmediğini söyledi. Ankara Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adayı Gülten Kışanak’ın selamını getirdiğini dile getiren Hatimoğulları, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecrit ve fiziki özgürlüğünün sağlanması için devam eden açlık grevlerine dikkati çekti. Hatimoğulları, “Oldukça karanlık bir dönemden geçiyoruz. Kars, Ardahan ve Iğdır’a sınırlarımızın dışımızdaymış gibi davranılıyor. Bizi açlık ve yoksulluğa mahkum edenlere bir kez daha oy yok diyoruz” dedi.
JİTEM ittifakına karşı halkın ittifakı
Erdoğan’ın enflasyonun düşürüleceğine dair sözlerini de anımsatan Hatimoğulları, “Bu koca bir yalan. Bizler yumurtayı, eti tane ve gramla alırken onlar Saray’da refahta yaşıyor. ‘Mümin sabreder’ diyor. Biz halk olarak artık size sabretmeyeceğiz. Yine Saray ve şürekâsı yerel seçimlerde başarı elde etmek için JİTEM ittifakını kurmuşlar. Tansu Çiler, Beyaz Toroslardan, yargısız infazlardan sorumlu. Tansu Çilleri sahaya sürmüşler. Bizler de JİTEM ittifakına karşı halkın ittifakını kuruyoruz” diye konuştu.
Çok dilli belediye hizmeti
Qaqızman’da seçimleri açık bir farkla kazanacaklarını sözlerine ekleyen Hatimoğulları, “DEM Parti onurun, demokrasinin ve Kürt halkının partisidir. Bütün ezilenlerin, kadınların, gençlerin partisidir. Bizlerin 30 yıllık belediyecilik deneyimlerine baktığımızda, kayyımların ortadan kaldırmaya çalıştığı şeylere baktığımızda çok şeyi görüyoruz. Belediyelerimiz çok dilliliği savunuyoruz. Kürtçeyi ve Kürt halkının onurlu mücadelesini savunan bir parti olarak çok dilli bir hizmet ile karşınızda olacağız. Kürtçe Sokak isimleri ile hizmetlerimizi sürdüreceğiz. Kürtçeye tahammül edemeyenlere buradan duyurulur; Kürt halkı vardır, buradadır” ifadelerinde bulundu.
31 Mart’ta halklara barışı armağan edeceğiz
Kayyımlara değinen Hatimoğulları, şunları ifade etti: “Kayyım atamak demek ‘Kürde sen kendini yönetemezsin, ben seni yönetirim’ demektir. Bizleri susuz, yolsuz, kaldırımsız bırakmalarını tek tek anlatacağız. Kobanê kumpas davasını anlatacağız. ‘Kürt anasını görmesin’ diye her türlü işkenceyi yapanları anlatacağız. Bunları değerli halkımıza birlikte gezerek anlatalım. Kürt düşmanı siyaset yürütenlere kırmızı kart gösterecek miyiz hep birlikte? TV’leri izliyorsunuz. DEM Parti yöneticileri olmadan bizleri tartışıp duruyorlar. Serhat halkı çayı açık içiyor ama 31 Mart gecesi zaferimizi DEM’li bir çay ile kutlayacağız. Kırk yıldır Kurdistan’da mücadele eden halklar olarak sözümüzü hep birlikte beraber vereceğiz. 31 Martta hep beraber halklara barışı armağan edeceğiz. Başaracağımdan hiç şüphemiz yok. İnancımız var. Kürt halkı, kadınlar, gençler dimdik ayakta. 31 Marta bu meydanda başarımızı ve zaferimizi kutlayacağız.”
Hatimoğulları, beraberindeki vekil, belediye eşbaşkan adayları ve partililer ile birlikte büro açılışı yaptı. Bu sırada yurttaşlar da ilçe meydanında halaya durdu.
Bakırhan Elkê’deydi
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise, Colemêrg’in ardından bugün Şirnex’te halk buluşmalarına devam ediyor. Bakırhan ve beraberindekilerin bugünkü ilk durağı Elkê (Beytüşşebap) ilçesi. Partililer, Bakırhan’ı Habur-2’de karşıladı. Ardından konvoyla kent merkezine geçildi. Yol boyunca yurttaşlar, partililerin konvoyunu zafer işaretleriyle karşıladı. Kent merkezinde toplanan kitle, partilileri meşalelerle karşıladı. Bakırhan, buradaki halk buluşmasında konuştu.
Elkê ilçe merkezinde yoğun ilgiyle karşılanan DEM Partililer kitle ile birlikte müzik eşliğinde halay çekti. Soğuk havaya aldırış etmeyen çok sayıda kişi DEM Parti bayrakları ile halkı selamladı. Program demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına saygı duruşu ile başladı. Ardından söz alan ilçe eşbaşkan adayları Beybun Aslan ve Agit Yiğit, halkı selamladı.
31 Mart’ta Kürtleri tanımayanlara cevap vereceğiz
Ardından söz alan Bakırhan katılımcıları selamladı. Elkê’nin Botan’ın kalbi olduğunu dile getiren Bakırhan, “31 Mart’ta burada bu Kürtleri tanımayan sisteme cevap vereceğiz. 31 Mart’ta bu kayyımları, bu zalimleri inşallah yollayacağız” dedi. Yusuf Temel’i anarak sözlerini sürdüren Bakırhan,” Bizler barış, Kürt halkı için onlara layık olacağız” diye konuştu.
Dağların en yüksek tepesinde olduklarını ve kendilerini yalnız bırakmayanları selamlayan Bakırhan, şöyle devam etti: “Buraya gelmeden önce bir şey dikkatimi çekti. Sanki küçücük bir ilçemiz işgal edilmiş gibi. Her taraf karakol, kalekol, arama noktası. Böylesi vicdanlı, barış, özgürlük isteyen halkımızın yaşadığı bir ilçenin böylesi sanki işgal edilmiş gibi karakolarla çevrili olmasını da bir kez daha kınıyorum. Buradan da hükümete bir çağrı yapmak istiyorum. Kürtleri bu karakol, kalekol, bu baskıcı politikalarla, bu yok sayan anlayışla durduramayacağını artık bilin. Türkiye’nin ekonomisin, geleceğini bunlara harcayacağınıza emekçilere, yoksula, Kürt’ün anadilini konuşmasına, eşit yurttaş olmasına harcayın. Bakın o zaman daha refah bir Türkiye olur. Bu ülkeyi yönetenlerin derdi demokratik Türkiye değil, Türk’ün Kürt’ün kardeşçe eşit hakları sahip olduğu bir Türkiye değil, onlar bu ret ve inkar üzerinden tam da kendilerini yaşatıyorlar. Malazgirt’te kapıları açarak Türklerin Anadolu’ya girmesini sağlayan Kürtler değil mi? Antep’te, Maraş’ta, Urfa’da, Çanakkale’de ülkenin kurtuluşuna canımızı, kanımızı koymadık mı? Peki, nedir bu Beytüşşebap’ın hali. Bu düşman yaklaşımı doğru değildir. Kürtler bin yıllardır Kato Dağı’na komşu, onun gibi dik ve onurlu bir şekilde bu coğrafyada yaşamını sürdürüyor. Kürt kime ne yapmış, burada ne arıyorlar. Biz barış istiyoruz, biz Kürtler anadilini konuşsun, Kürt halkının iradesine kayyım atanmasın, Kürtler eşit yurttaş olsun istiyoruz. Bunların eşitlikten anladıkları yok. Bunların başı seccadede ama akılları hilededir.”
Kaçak seçmen tepkisi
Kaçak seçmen taşınarak Kürt illerinde Kürt halkının iradesine kayyımlar atanmasının istendiğini ifade eden Bakırhan, “Bizi dinliyorlar umarım. Burası çok küçük bir yer. Herkes birbirini çok iyi tanır. Elki mahallesi 6’ncı Cadde’de 6 numara’da Mayıs seçimlerinde 120 seçmen varken şimdi 264 seçmen olmuş. Bir adreste yüzde 100 artışı nerede görürsünüz AKP’nin yönettiği bu ülkede görürsünüz. Karşıyaka Mahallesi 14’üncü cadde 18/a adresinden bu yana sayı 521 olarak artmış. Ali Çavuş Mahallesi 42 Nolu’da Mayıs seçimlerindeki sayılar 3 kat artmış. Bunları artırabilirim. Bir sürü böyle var. Hani Erdoğan halkın iradesi öyle bir iradedir ki yeri geldiğinde sandıkta sileyi çekecek. Edirne’den, Trakya’dan, Aksaray’dan, Beytüşşebap’ın yerini 3 saat harita bulamayacak askere, polise oy kullandırtıp bu halkın iradesini gasp edeceksin, bunun adına da seçim diyeceksin. Böyle seçim böyle demokrasi olmaz. Zor, zulüm, baskı, kayyım yetmedi şimdi de kaçak, hırsız seçmen taşıyarak irademizi gasp etmeye çalışıyorlar. Her haram seçmene karşı iki helal seçmen kazanmak bizim boynumuzun borcudur. Camide sokakta her hanede lütfen burada yaşayan halkımızı ikna edin. Kurtlarla, hırsızlarla yapılan ittifak olsa olsa Kurt ittifakı olur, Elke ittifakı olmaz. Elke ittifakı kadını, genci melesi, seydası buradadır” diye konuştu.
Haram seçmene karşı helal seçmen
Bakırhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ormanımız yasak, deremiz su akıyor su yasak. Türkümüz, festivalimiz, kıyafetimiz yasak. Berxbiri festivalini biz yapınca yasaklanıyor, kendileri istediğinde yapıyorlar. Kültürümüzü, dilimizi konuşmayalım istiyorlar. Doğamızdan, suyumuzdan yararlanmayalım, korucu olalım istiyorlar. Bu onurlu halk korucu olmak yerine halkının yanında yer almaya, barış ve demokrasi mücadelesini sürdürmeye yemin etmiş bir halktır. Asla parayla, pulla, baskı ile Beytüşşebap iradesini kimse satın alamaz. Elkê halkı yüzde 80 oy aldı Haziran’da. Bir sonraki seçimde kayyım atadılar bir dönem. Bir dönemde hile ve kaçak seçmenle irademize el koydular. Onurlu olan, insan olan, Müslüman olan insanlar sandığı koysun Beytüşşebap halkı karar versin hepimiz saygı duyalım. Ama Trakya’dan taşıdığınız kolluk değil Beytüşşebap halkı iradesini yansıtsın buna uymayan dünyanın en kötüsü olsun. Siz değerli Elke halkı eminim onlara gerekli cevabı vereceksiniz. Bu gördüğünüz dağları ne İskender, ne Persler geçti, hırsızlar asla geçemez. Bu onurlu halk zalime dün de geçit vermedi bugün de vermeyecek.
31 Mart’ta dört elle sarılacağız
31 Mart seçimlerine dört elle sarılacağız. Biz Kürt’üz, Beytüşşebap’taki insanlarımızın yüzde 90’ı Kürt’tür. Biz rant için yokuz, biz sizin anadiliniz için, ülkeye demokrasi gelesin diye mücadele ediyoruz. Karakolların yerine fabrikaların olmasını istiyoruz. Adaylarımızı size emanet ediyorum.”
Konuşmanın ardından heyet, kurdele kesip seçim irtibat bürosunun açılışı gerçekleştirildi.
Büro açılışının ardından heyet, Qilebana doğru hareket etti.
Bakırhan Qileban’da halka seslendi
Ardından Bakırhan Qileban’a geçerek Özgürlük Meydanın’da toplanan yüzlerce kişiye seslendi.
Bu topraklarda dünyanın en vahşi, en kalleş, dünyada eşi benzeri görülmemiş Roboski Katliamı’nın hep beraber yaşayıp gördüklerini ifade eden Bakırhan, “Roboski Katliamını yapanlar 33 kurşun dediğimiz 33 yoksul Kürt köylüsünü katledenlerle aynı yolu izliyorlar. Onlar için Kürt eşittir ‘terörist bölücüdür.’ Katliamı yapanlar, o zaman biz bu katliamı Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybolmasına izin vermeyeceğiz. Bu katliama maruz kalanlar, onlara güvenmese de bu katliam aydınlatılır mı diye düşündü. Ancak Roboski katliamı Ankara’nın karanlık dehlizlerinde yok edildi. Bir kez daha Roboski’de yaşamını yitiren kardeşlerimize Dem gelir devran döner bir gün mutlaka Robaski’nin hesabını sorarız” dedi.
‘Bizsiz seçimi kazanamıyorlar’
Kürtlerin aynı Kürtler olmadığını kaydeden Bakırhan, “30, 40 yıl önce dilimizi ve kültürümüzü reddedenler, bizlere yaşam hakkı tanımayanlar, bugün Türkiye’nin en büyük siyasi partilerinden biri olduk. Parlamentonun 3’üncü büyük partisi olduk. Bizsiz seçimi kazanamıyorlar. Biz olmasak Türkiye’de dengeler istedikleri gibi değişebiliyor. Bizi var eden, bizi parlamentoya taşıyan, bize onlarca belediyeyi kazandıran bugüne kadar Kürtlerin dili ve kültürü için mücadele edip yaşamını yitirenlere ve onurlu bir direniş gösteren siz halkımızın önünde saygıyla eğiliyoruz. Roboski’de yoksul Kürt köylülerini katledenler şunu söylediler, ‘Özür diledik, eksiğimizi kaybettik, kan parası da verdik, daha ne istiyorsunuz?’ Onlar Kürtleri kan parasıyla susturacaklarını düşünüyorlar. Ama bugün burada bulunan bu toplumun Seyid Rızalardan Şeyh Saitlere, çağdaş Mazlumlara kadar her şeye rağmen onurluca durduğunu, parayla pulla aldatılmayacak bir halk olduğunu hep birlikte kanıtlayacağız. Onlar o tazminatları da yolsuzluk ve hırsızlık yapanlara versinler. Bizim onların kan parasına ihtiyacımız yok. Bizim demokrasiye ihtiyacımız var. 33 kurşunu olayını gerçekleştirenler Gazze için gözyaşı döküyorlar. Gazze’de katledilen insanlar için timsah gözyaşları döküyorlar. Keşke üzülseler, keşke bizim gibi yüreklerinde hissetseler. Gazze’de çocukların katledilmelerini eleştirenler orayla ticareti çok rahat yapıyorlar ve zenginleşiyorlar” diye belirtti.
‘Atadıkları kayyımlar Kürt diline kültürüne düşmanlıktan başka bir şey yapmıyor’
Dünyanın her yerinde ezilen, yok sayılan, sömürülen, savaşa maruz kalan, katliama maruz kalan halklarla birlikte olacaklarını söyleyen Bakırhan, “Katliamlara karşıyız. Halkların, inançlarını özgürce yaşayabilecekleri bir dünya için de mücadele ediyoruz. Daha inançlı dinamik ve bu meselenin çözümü için bütün çabasını ortaya koyan bir Uludere ile karşılaştık.
Önümüzde bir seçimle var. Bu seçim normal bir seçim değil. Zulümle, inkarla ve retle irademizi teslim alamayanlar, iki dönemdir irademize kayyım atıyorlar. Atadıkları kayyım da yolsuzluk ve usulsüzlüğün dışında ve Kürt kültürüne, diline düşmanlık yapmak dışında başka bir şey yapmıyorlar. Belediyeleri borçlandırıyorlar, kredi alıyorlar, halkın hakkı olanı ceplerini indiriyorlar. Bunlar başı secdede, elleri semada ama akılları hilede, haramdadır. Kürdistan’ın dört bir yanına kaçak seçmen taşıyorlar. Artık kayyım da demek ki yetmiyor ki şimdi başka oyunlara başvuruyorlar. Bakın, Qileban mahallesi no:13 adres veriyorum. Bir önceki seçimde 4 seçmen varmış bu adreste. Şimdi bin 406 seçmen var. 4 seçmen bir anda 1406 olmuş” diye konuştu.
‘Türkiye’de birçok belediyemiz olacak’
Bunların yalan, hile, baskı ve zulmün dışında başka bir şey bilmediğini aktaran Bakırhan, “Bunlar haram seçmen getiriyorlar biz helal seçmenle kazanacağız. Uludere’de seçmen olan oyu olan ama işsizlikten ve yoksulluktan dolayı metropollerde bulunan kardeşlerimizi ve çocuklarımızı sandığa davet edeceğiz. Gerekirse biletlerini alacağız, gerekirse evimizi açacağız, gerekirse dayanışarak buranın seçmeni olan kardeşlerimizi getireceğiz. Çünkü bizim oylarımız ananın ak sütü gibi helaldir. 31 Mart’ta sadece Uludere’de değil, Kürdistan’ın dört bir yanında Türkiye’de birçok belediyemiz olacaktır. Demokratik, toplumcu, halkçı, şeffaf ve çalmayan yolsuzluk yapmayan halkının diline kültürüne kimliğine hizmet eden belediyecilik anlayışını Türkiye’nin dört bir yanına yayacağız. Kürtler, ezilenler, aleviler ve diğer halklar ve inançlar ayaktadır. DEM gelecek devran dönecek sadece belediyeler değil Türkiye’nin yönetimine de talibiz. Bir gün Türkiye halklarını demokratik bir zeminde insanca ve kardeşçe bir arada yaşamasını sağlayacak bir yönetim oluşturacağız” şeklinde konuştu.
‘İki kilo çaya izin vermeyenlere ‘uyuşturucu nerden geliyor?’ diye soruyoruz’
Burada yaşayanların yanı başlarında 4 parçaya bölünmüş ve arasına yapay sınırlar çekilmiş akrabalarının olduğuna dikkat çeken Bakırhan, “Kürtler akrabalarına merhaba demesin selamlaşmasın diye sınırlarda aldıkları önlemin haddi var, hesabı yok. Kürt iki kilo çay ve getirmesin diye bu kadar önlem alanlara, uyuşturucu nereden geliyor sorusunu soruyoruz. Çünkü zehirlenen Kürt gencidir. Onlar bizi vatandaşı olarak görmüyor. Kendileri gibi görmüyor. Bizi açlığa ve terk ediyorlar. İnşallah bize yaptıkları zulümlerin hesabını Türkiye halkları demokratik bir ülkede soracaktır. Biz sormasak bile bir gün Allah bunların burnundan fitil fitil getirecektir. Şimdi utanmadan çıkıp diyorlar ki biz de Kürt’üz. Sen Kürtsün ama Kurtlarla, Kürt karşıtları ile Roboski katliamını yapanlarla ittifak yapıyorsun. Kürt olabilirsiniz ama durduğunuz yer doğru değil. Vicdanı olanlar Kürtlerin sınır ötesindeki akrabalarına bir selam vermesini engelleyemezler. Ormanlarımıza ve yaylalarımıza çıkamıyor, hayvancılık ve meracılık yapamıyoruz. Uludere halkına buraya terk edin gidin asimile olun diyorlar. Ben de sizlere soruyorum. Aç da açıkta da kalsak bunların inadına kendi toprağımızda kalacağız ve dayanışarak karnımızı doyuracak bu zulüm ve sisteminin bitmesini hep birlikte sağlayacağız” ifadelerini kullandı.
Kürt sorunu Roboski’dir
Kürt sorununun Roboskî, Uludere ve 33 kurşun olduğunu söyleyen Bakırhan, “Türkiye’nin en yoksullarının yaşadığı Kürt illeridir. Kürt sorunu cezaevinde ki 80 yaşındaki hasta tutsaklardır, KPSS’de yüksek puan alsa bile işe yerleştirilemeyen Kürt gençleri, mecliste Kürtçe 2 kelime konuştu diye mikrofon kapatılmasıdır. Kürt sorunu baskıdır, şiddettir katliam ve yoksulluktur. İktidara bir kez daha sesleniyoruz; bu kadar önlem alacağınıza, karakol ve kalekol yapacağınıza, Türkiye’nin ekonomisini, Kürt dilini konuşmasın diye, kültürünü unutsun diye harcayacağınıza tam dersine demokratik bir Türkiye’de dilini de konuşsun, kardeşçe bir arada yaşaması için harcarsanız ne yoksulluk ne de işsizlik kalır” dedi.
Uludere’ye 3 bin 200 kaçak seçmenin getirildiğini anımsatan Bakırhan, “Allah bunların belasını inşallah bir gün verecek. Kapı kapı, ev ev ve dükkan dükkan gezerek her yerde kimin Kürt, kimin adaletli ve vicdanlı davrandığını anlatın. Biz onlardan güçlüyüz. Bizim alnımız açık başımız dik, hırsızlık yoksulluk yapmıyoruz. Biz halkımıza demokrasiye hizmet için mücadele ediyoruz. Onun için gitmediğiniz ev kalmasın. Kayyımcı belediye ve soyup soğana çeviren belediye ile bizi yan yana koysunlar öyle oy versinler. Bu şekilde Uludere’de demokratik, şeffaf ve halkçı belediyecilik anlayışını egemen kılarsınız” diye konuştu.
Konuşma ilçede yapılan seçim irtibat bürosunun açılışıyla son buldu.
Kaynak: MA