İstanbul Üniversitesi öğrencileri, kampüsün ziyarete açılması kararından vazgeçilmesini istiyor. YDG üyesi Volkan Atmaca, ‘Öğrencilerin birlikte mücadele etmek dışında seçeneği yok’ dedi
İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, aldığı kararla üniversite yerleşkesini müze statüsüne dönüştürerek, ziyaretçi girişine açık hale getirdi. Rektörlüğün 9 Şubat’ta alınan kararla birlikte üniversitenin tüm yerleşkeleri, hafta içi her gün 8.30-17.00 saatleri arasında ziyarete açık olacak.
Sürekli tartışmalı kararlarıyla gündeme olan rektör Osman Bülent Zülfikar, öğrencilerin eleştirilerinin odak noktasında. Protesto eylemlerini sürdüren öğrenciler, karardan vazgeçilmesi talep ediyor. Yeni Demokrat Gençlik (YDG) üyesi Volkan Atmaca, kararla üniversitenin ticarethaneye dönüştürüldüğünü belirterek, “Üniversiteler piyasaya açılmamalı” vurgusu yaptı.
Türkiye’nin ilk üniversitelerinden olan İstanbul Üniversitesi’nin müze olarak ‘ticarethane’ statüsünde ele alındığını dile getiren Atmaca, üniversitelerin piyasaya açılmaması gerektiğini söyledi. Üniversitelerin halka açılabileceğini, halkın doğrudan ya da dolaylı eğitim sürecine dahil olabileceğini dile getiren Atmaca, rektörlüğün anlayışına tepki gösterdi.
‘Okul birleşenleriyle karar alınmalı’
Üniversitelerin salt bir mekan olarak düşünülemeyeceğinin altını çizen Atmaca, “Öğrencilerin doğrudan yaşam alanının da olduğu bir yerin para karşılığında ya da doğrudan rektörlüğün iznine tabi tutularak, giriş çıkışa açılmasını doğru bulmuyoruz. Bu kararın öğrencilerin ve tüm okul bileşenlerinin birlikte alması gereken, birlikte hayata geçirmesi gereken bir karar olduğuna inanıyoruz. Ancak burada gerçekten bir ticarethanenin yöneticilerinin karar verdiği bir uygulama var” diye belirtti.
‘Öğrencilere saldırıların önü açılıyor’
Kararla birlikte güvenlik kaygılarının da derinleştiğini ifade eden Atmaca, “Biz devletin büyük oranda okula giriş çıkışlarda sivil polislere, sivil faşistlere ya da öğrencilerin güvenliğini tehdit eden çeşitli gruplara doğrudan izin verdiğini biliyoruz. Tamamıyla keyfi, devrimci öğrencilere yasak olan okula giriş çıkışların, söz konusu faşistler olduğunda alabildiğine geniş sınırlara sahip olduğuna geçtiğimiz yıllarda bolca tanık olduk. Özellikle cihatçı çetelerin, sivil faşist çetelerin İstanbul Üniversite’sindeki devrimci demokrat öğrencileri, kadınları, LGBTİ+’ları hedef alan saldırıları oldu” hatırlatmasında bulundu.
‘Mücadele etmek dışında bir seçenek yok’
Öğrencileri üniversite yaşamından uzaklaştırmaya çalışan bir sistem olduğunu belirten Atmaca, “Bir yandan Ülkü Ocakları amfi ve konferans salonlarında etkinlikler düzenleyip yemin törenleri gerçekleştirebilirken, okulun bir kulübü üniversitenin içerisinde bir salon ya da amfi alamıyor. Devlet halka, topluma yönelttiği saldırılara karşı özellikle gençlik cephesinden bir ses çıkmaması adına gençliğin buluşabileceği tüm alanları ortadan kaldırmayı hedefliyor. Bugün açısından da yaşadığımız bu müze pratiğini de bu saldırıların bir devamı olarak görmek gerekiyor” diye konuştu.
Öğrencilere mücadele çağrısı yapan Atmaca, “Öğrencilerin birlikte mücadele etmek dışında seçeneği olduğunu düşünmüyorum. Geçmişin ders ve tecrübelerine dayanarak, bu tarz örgütlülüklerin daha fazla güçlendirilmesi, demokratik, katılımcı, sermaye karşıtı, öğrencilerin sorun ve talepleri etrafında birleşen bir mücadele zemininin daha güçlü örülmesi gerektiği kanaatindeyiz” dedi.
Kaynak: MA