Bölgede yaratacağı yıkımı önceden çok iyi bilen maden şirketinin, olası yıkımda köylünün sessiz kalması karşılığında rüşvet verdiği ortaya çıktı. Diğer yandan bölgedeki yıkıma karşı yıllardır mücadele yürüten Cezayirlioğlu’na köyüne girmek yasaklandı
Erzîngan’ın İliç ilçesinde, Anagold Madencilik şirketi tarafından işletilen Çöpler Altın Madeni’nde siyanür yüklü liç toprağının toprak kayması sonucu iddialara göre 9 işçi yığının altında kalırken, Fırat Nehri üzerinden tüm Mezopotamya havzası ve Basra Körfezi’ne kadar büyük bir zehirli kirlilik tehdidi altında. Devletin şirketi kollayan tutumu açıkça ortaya serilirken, şirketin muhtarlarla köylülere verdiği rüşvet açığa çıktı. Diğer yandan bölgedeki yıkıma karşı yıllardır mücadele veren Sedat Cezayirlioğlu’na köyü yasaklanırken, işinden de edildi.
Madene onay verenler
Muhtarlara ve köylüde rıza üretmek amacıyla verilen rüşvetle olası bir sorunda köylülerin şirkete yönelik dava açmayacağı sözleşmeye bağlanırken; madene onay veren, ÇED süreçlerini onaylayan, madeninin genişlemesine izin veren ve önce 210 m3 siyanürlü akışkanın bölgeye yayılmasına göz yuman, sonrasında liç yığınının yıkılmasıyla ölümcül felakete karşı bölgeye yurttaşların gelmesini önleyen devlet organlarının rüşvet almamış olma olasılığının mümkün olmadığı sorgulanıyor.
Köylüye 130’ar bin rüşvet
Anagold şirketi bölgede altın madenini açma girişiminin başlatıldığı dönemde bölgede bulunan 11 köyün muhtarını ABD ve Kanada’ya geziye götürülüp, ağırlanarak gezdirilmiş olması bölge halkı üzerinde rıza üretme sürecinin ilk adımlarını atmıştı. Şirketin İliç madeninden kazanacağı rakamın 24,5 milyar dolar olacağı açıklaması dikkat çekerken, muhtarları gezdirmek için yaptığı masraf devenin bir tüyü kadar anlamı yok. Ardından bir köyü taşıyıp onlara yeni evler yaparak köylülere 130 bin TL tutarında olası bir sorunda ‘dava açmamaları’ koşuluyla yapılan protokolla ödeme yapılması ise devede kulak bile değil.
Protokolle yapıldı
Köylülerle yapılan protokol tarihi 2016. Protokolun içeriği ise ‘ekonomik yer değiştirme ve geçim kaynaklarını destek protokolü’ başlığı ile hazırlanırken, protokol her bir köylüyle teker teker imzalanmış. Köylülere o dönem 130’ar bin TL dağıtılmış. Anagold tarafından tek bir ödeme ve bir defaya mahsus olmak üzere 40 bin lira yakacak yardımı, 50 bin lira hayvancılık desteği, 40 bin lira da yem desteği olmak üzere toplam 130 bin lirayı kapsarken, protokole köylüyü bağlayıcı cezai maddeler eklenmiş.
Protokolde dava açmama koşulu
Protokolde, “Alacer Gold Madencilik Anonim Şirketi’nin ortağı olduğu grup ve bağlı şirketlerin sürdürdüğü ve sürdüreceği tüm madencilikle bağlantılı projelere ilişkin muvafakat verdiklerini, herhangi bir özel, idari veya adli başvuruda bulunmayacaklarını kabul, taahhüt ve beyan ederler” gibi maddeler yer almış. Bu anlaşma jandarmanın köye ve hatta ilçeye gelmek isteyenleri neden yasakladığı ortaya çıkarken, devletin ve şirketin korkuları köylülerin protokole rağmen dava açabilmelerinden korkmalarından kaynaklı.
Cezayirlioğlu’na köye giriş yasağı
Diğer yandan bölgede protokollere imza atmamış olan ve dirençli bir tutumla madenin yarattığı yıkımları ve olası tehlikelere karşı uyarı görevini üstlenen Sedat Cezayirlioğlu adlı yurttaş gözaltına alınıp 400 yıldır kendi ailesinin köyüne girişi yasaklandı. Gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Sedat Cezayirlioğlu’nun maden sahasına 3 kilometre kadar mesafeye girmesi yasaklanarak adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasının ardından İliç’te Hükümet Konağı’nın binasının yanında yaptığı açıklamayla uygulamaya tepki gösterip yaşadıklarını aktardı.
‘400 yıllık köyüme gidemiyorum’
Köyüne girişi yasaklanan Sedat Cezayirlioğlu yaptığı açıklamada, “Köye gitmeye çalışıyordum, köyüme. 400 yıllık köyüme gitmeye çalışıyordum. Gittim, jandarma bırakmadı. Alay komutanını çağırdım, o geldi. Dedim, ‘komutanım beni bir dinler misin?’ ‘Dinlemiyorum’ dedi, dinlemedi. Beni köyüme almadılar. Orada tartıştık, hiçbir hakaret makaret de etmedim. Çünkü artık hukukun ne olduğunu 9 yıldır bildiğim için. Çarşıya geldim, 2 saat sonra beni apar topar sorgusuz sualsiz gözaltına aldılar. Gittim nezarette 24 saat yattım. Ertesi gün akşama doğru beni savcılığa çıkarttılar” diyerek yaşadıklarını aktardı.
‘Hangi yanlış bilgi?’
Gözaltına alınma sebebinin ‘yanlış bilgiyi alenen yayma’ suçu olduğunu söyleyen Cezayirlioğlu, “Hangi yanlış bilgi mesela? Siyanür patlaması yokmuş demek ki veya 9 ölü yok. Şimdi burada ne oluyor biliyor musunuz? Bir örnek vereyim. Yani örnek verirsem başım belaya mı girer? Artık diyor ki konuşma. Yani suçu işleyeni ihbar ediyorsun. Suçu işleyeni tutuklamıyor. İhbar edeni tutukluyorlar. Maden sahasına 3 kilometre yaklaşmama ki benim köyüm maden sahasına 180 metre. Yani köyüme gitmeme. 400 yıllık köyüme gitmeme ve günde 2 defa saat 10 ile 12 arası suçluymuşum gibi imza ve kesin karar. Kesin kararla bunu jandarma bana tebliğ etti” diye belirtti.
‘Beni işimden ettiler’
İşinden edildiğini söyleyen Cezayirlioğlu, “Şu anda ben işimden olduğum gibi, kamu görevlisindeki işimden olduğum gibi bir özel şirkette makinist olarak çalışıyordum. Şu anda benim ekmeğimle de oynanmış vaziyette. Ben bugün akşam burayı terk edip gidecektim. Makinistim. Türkiye’nin her yerinde çalışıyorum. Dolaşıyorum. Sabit bir yerim yok günlük. Devamlı 24 saat tren üzerindeyim. Diyor ki sen yaşama! Orada ölüleri çıkarmıyorlar, benim yaşam hakkımı da şu anda elimden aldılar” dedi.
EKOLOJİ SERVİSİ