PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin AİHM kararlarını da ihlal ettiğini belirten ÖHD üyesi Bedirhan Sarsılmaz, 25 yılın dolduğunu belirtti ve ‘Sayın Öcalan’ın koşullu salıverilme koşullarının oluştuğunu düşünüyoruz’ dedi
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplo, 25’inci yılına girdi. Öte yandan İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Öcalan’dan 35 aydır hiçbir şekilde haber alınamıyor. İmralı’dan haber alınamama haline karşı avukatların iç hukuktaki girişimlerinin yanı sıra uluslararası hukuktaki tüm girişimleri ise sonuçsuz kalıyor.
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatlarından Bedirhan Sarsılmaz, İmralı hukuk sistemi ve bu sistemin infaz rejimi ile toplumsal yansımalarını değerlendirdi.
İstisnai bir hukuk uygulanıyor
İnfaz kanununun 25’inci maddesiyle hükümlünün ailesiyle görüş hakkının düzenlendiğini belirten Bedirhan Sarsılmaz, “Yine aynı kanunun 59’uncu maddesi hükümlünün avukatlarıyla görüşmesini düzenlemiş. Biz bu açık kanuni düzenlemelere karşı Sayın Abdullah Öcalan’ın hem ailesiyle hem de avukatlarıyla görüşmesinin engellendiğini görüyoruz. Kendisi ile ilgili istisnai bir hukuk uygulanıyor” diye belirtti.
Koşullu salıverilme şartları
AİHM’in ihlal kararlarının da PKK Lideri Öcalan üzerinde uygulanmadığını ve uluslararası ile iç hukukun tamamına aykırı olduğunu belirten Sarsılmaz, “AİHM bu kararda ağırlaştırılmış müebbet cezası alan bir hükümlünün mahkumiyet durumunun belli bir süreden sonra gözden geçirilmesi gerektiği yönünde değerlendirme yapmış ve bu sürenin en fazla 25 yıl olacağını belirtmiş. Biz bu sebeple aynı değerlendirmenin Sayın Öcalan için yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Biz bu sebeple 25 yılın dolduğunu ve Sayın Öcalan’ın koşullu salıverilme koşullarının oluştuğunu düşünüyoruz” diye belirtti
Eylemler barış için
Bu duruma karşı son olarak 35 barodan bin 330 avukatın 22 Ocak’ta Adalet Bakanlığı’na yaptığı başvuruyu ve iktidarın bununla ilgili bir adım atmadığını hatırlatan Sarsılmaz, “2011 ve 2019 yılları arasında avukat görüşmesi gerçekleştirilemedi. Maalesef 8 insanın yaşamını yitiresine sebep olan açlık grevi eylemleriyle beraber 2019’da Sayın Öcalan avukatlarıyla görüşebildi. Bugün yine açlık grevindeki eylemciler Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve Kürt sorunun çözümü hususunda bir eylem başlatmış durumda. Biz bu eylemlerin tümünün aslında sorunun barışçıl yöntemlerle çözülmesi için yapıldığını görüyoruz“ şeklinde konuştu.
‘Tecridin nedeni savaş politikaları’
Abdullah Öcalan’a dönük uygulanan tecridin Kürt sorununun çözümsüzlüğüyle doğrudan bağlantılı olduğuna işaret eden Sarsılmaz, “Sayın Öcalan Kürt sorununun çözümünde rol oynayacak asıl kişi. Kendisi üzerindeki tecridin bu kadar derinleştirilmesinin sebebi savaş politikalarının tercih edilmesinden kaynaklı. Sayın Öcalan fikirlerinin kamuoyuna yansıdığı her durumda Kürt sorununun demokratik barışçıl yollarla çözülebileceğini ve bu noktada adım atabileceğini dile getirmişti” dedi.
Sarsılmaz, şöyle devam etti: “İmralı tecridinin derinleştirilmesi sadece Kürt halkını değil, ülkede yaşayan bütün halkları ve devamında bütün Ortadoğu’ya etki ediyor. Tecridin derinleştirilmesi bir devlet politikası ve bu tecrit sistemi derinleştirdikçe, savaşta ısrar edildikçe her yerde krizin yaşandığını görüyoruz. Bu da Kürt sorunun savaş politikalarıyla çözülmek istenmesinin bir sonucudur.”
Haber: İbrahim Irmak / MA