Avukatların delil olmaksızın gözaltına alınıp tutuklandığını söyleyen ÇHD İstanbul Şube Başkanı Çiğdem Akbulut, savcının haklarında yakalama kararı olmayan avukatlara “Sizin hakkınızda da bir şey buluruz” dediğini aktardı
İstanbul’da 6 Şubat’ta Çağlayan Adliyesi’ne yönelik saldırı sonrası İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında aralarında Grup Yorum üyeleri, Halkın Hukuk Bürosu (HHB) avukatları, Halkın Gücü TV çalışanları, Pir Sultan Addal Kültür Derneği (PSKAD) yöneticileri, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (TAYAD) üyeleri ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyelerinin de olduğu 96 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan aralarında ÇHD Genel Merkez yöneticisi ve HHB avukatı Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı, HHB avukatları Seda Şaraldı ve Didem Baydar Ünsal, iki yıldır ev hapsinde olan Ayten Öztürk’ünde olduğu 54 kişi tutuklandı.
Savcı keyfi davranıyor
ÇHD İstanbul Şube Başkanı Çiğdem Akbulut, avukatlara yönelik gözaltı operasyonu ile başlayan hukuksuzlukları değerlendirdi. Adliye önündeki çatışma sonrası HHB üyesi avukat Seda Şaraldı hakkında sadece tutuklama kararı olduğunu hatırlatan Akbulut, ancak orada bulunan ve hakkında gözaltı kararı dahi olmayan isimlerin de tutuklandığını söyledi.
Akbulut, “Bir hukuk bürosu olduğu için savcı eşliğinde gerçekleşen bu operasyonda Seda Şaraldı dışındaki avukat arkadaşlarımız kendi haklarında bir yakalama kararı olmadığını öğrendiklerinde ve bunu dile getirdiklerinde savcı, ‘Sizin hakkınızda da bir şey buluruz’ ciddiyetsizliğiyle yaklaştı. Hakkında gözaltı kararı olmayan avukatlar o sırada büroda bulundukları için gözaltına alındı. Şaraldı hakkındaki yakalama kararının gerekçesinin ise hiçbir dayanağı yoktu” ifadelerine yer verdi.
Dijital materyaller müvekkil bilgileriydi
Gözaltıların olduğu ilk gün avukat kısıtlılığının getirildiğini anımsatan Akbulut, emniyet ifadelerinde sadece adliye önündeki eylemi yapanları tanıyıp tanımadıklarının sorulduğunu aktardı. HHB’ye yapılan baskında ele geçirilen dijital materyallere de değinen Akbulut, “Dijital materyaller örgüte ait bilgiler olarak servis edildi. Ele geçirilen bu dijital materyallerin tamamı büronun müvekkillerinin dava dosyalarına dair bilgi ve belgeleri içeriyordu” şeklinde konuştu.
İddia ile tutuklama gerekçesi arasındaki çelişki
Av. Şaraldı ve Kozağaçlı’ya “örgüt yöneticiliği” iddiasının yöneltildiğini kaydeden Akbulut, şunları söyledi: “Gerçekleştirilen çatışmanın bir ‘örgüt eylemi’ olduğu ve böylesi bir eylemin bir yerlerden talimat alınmadan gerçekleşemeyeceği, hukuk bürosu avukatlarının da bu talimatı veren yöneticiler arasında olduğu iddia edildi. Ancak bu sadece iddia aşamasında kalmış bir durum. Ne dosyanın içeriğinde, ne de savcı ya da sorgu hakimliği tarafından bu iddianın bir dayanağının olmadığını biliyoruz. Öyle ki bu durum arkadaşlarımızın tutuklanma gerekçesine de yansımış durumda. Tutuklama kararında yalnızca büroda ele geçirilen bu ‘materyallerin henüz incelemelerinin tamamlanmamış’ olduğundan bahsedildi.”
Hak ihlalleriyle karşı karşıya kaldıklarının altını çizen Akbulut, HHB’de ele geçirilen materyallerin müvekkillere ilişkin bilgiler olduğunu belirterek, avukat ve müvekkil gizliliğinin ihlal edildiğini belirtti.
Akbulut, “Av. Şaraldı hakkında bir yakalama kararıyla HHB’ye gelinmişti. Diğer avukat arkadaşlarımız ise sadece o sırada orada oldukları için alındılar. Yani 10 dakikadan önce oradan çıkmış olsalar, gözaltı işlemi gerçekleşmeyecekti. O sırada HHB’nin kapısında bir sucu olsa onu da gözaltına alacaklardı ve belki de tutuklayacaklardı. Bu kadar tesadüfi gerçekleşen bir gözaltının ardından Betül Vangölü Kozağaçlı’ya yöneltilen suçlama ‘örgüt yöneticiliği’, ‘Anayasal düzeni ihlal etme’ gibi ağır bir suçlama oldu” diye konuştu.
Akbulut, daha önceki HHB davalarını işaret ederek, “Arkadaşlarımız nasıl hiçbir dayanak olmadan bir ‘yöneticilik’ iddiasıyla suçlanıyorlarsa, bu iddiayı besleyecek şekilde tanık ifadelerinin dosyaya doldurulabileceğini öngörüyoruz” dedi.
‘Saldırılar boşa çıkacak’
Akbulut, şöyle devam etti: “Bu devrimci avukatlara yöneltilen saldırıların yeni bir aşamasıdır. Artık delil dahi aramaksızın yapabildikleri, gidebildikleri bir yol haline geldi. Arkadaşlarımız devrimcilerin, emekçilerin avukatlığını yapmaktan vazgeçmeyecek. Dolayısıyla bu saldırılar boşa çıkacak.”
Haber: MA / Ömer İbrahimoğlu