Kadir İnanır, oğlunun kemiklerini poşetle teslim alan babanın filmini çekmek istediğini belirterek, ‘Bugün o filmi gösterecek salonu kim verecek bana?’ diye sordu
Aktör Kadir İnanır, T24’ten Cansu Çamlıbel’e ülkedeki siyasi gündeme, Akil İnsanlar Heyeti’nde olduğu zamanlara ve Kürt sorununa dair açıklamalarda bulundu.
İnanır, çekmek istediği filme dair de Amed’de oğlu Hakan Aslan’ın kemiklerini poşette teslim alan baba Ali Rıza Aslan’ın hikayesini anlatmak istediğini söyledi.
“Herkesin düşündüğü şey şu; bu kıskaçtan nasıl kurtulacağız? Ekonomi ne olacak? Bu siyasetçilerin hali ne olacak?” sorularının kafasını meşgul ettiğini söyleyen İnanır, Çamlıbel’in “Eğer geçen sene mayıstaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefetin adayı Kemal Kılıçdaroğlu seçilmiş olsaydı, iktidar değişseydi, Türkiye demokrasi yolunda bir nebze daha umut verecek bir sürece girmiş olur muydu sizce?” sorusuna şu cevabı veriyor:
“Hayır. Bir takım siyasi kavramların savunucusu olmak istiyorsan, onu senden daha fazla ve daha uzun süredir yapan var zaten. Senin düşüncen ne? O iktidara sahip olmak isteyenler, halka farklı ne vaat ediyor? Daha önce aynısını vaat etmiş olanın yaptığının aynısını yapacaksan senin bir farkın kalmıyor ki. Her kelime milliyetçi söyleme bağlanıyor.
Ben bir de neye inanıyorum biliyor musun? Bu yaşadığımız bütün sorunların bizim kendi ürettiğimiz sorunlar olduğuna inanmıyorum. Bu ülkenin nerede bulunduğuna bakmak lazım. Uzak Doğu’dan Orta Doğu’ya, Avrupa’ya Afrika’ya yolların tam ortasında. Bir ürün Uzak Doğu’dan Batı’ya doğru taşınacaksa o geçiş yollarının tam ortasındayız. O yolların tam ortasına, kim dedi sana ‘Devlet kur’ diye? Kalsaydın Hazar Denizi’nin kenarlarında, İran’ın kenarlarında orada kursaydın Türkiye Cumhuriyeti’ni? Dünyada bizim işgal ettiğimiz yer o kadar önemli ki, bundan kazançlı çıkmak için her şeyi oynuyorlar. Kendi çıkarları için her şeyi oynuyor. Bir siyasal iktidar her seçimde kendi halkına mensup insanların kazandığı paranın üzerine bir bardak çay kadar değer koymazsa, onun iktidarda kalması diye bir şey düşünülemez. Hangi sistemde olursanız olun bu böyledir.”
İnanır, “Adalet Kalkınma Partisi bu kadar yüksek enflasyona, geçim krizine rağmen iktidarda kalabildi işte” diyen Çamlıbel’in sözlerine “O geri kalmışlığın, geç kalmışlığın faturasını bizim halkımıza yükleyemezseniz. Dünyada çok büyük güçler var. Türkiye üzerine oynanan büyük güçlerin savaşı var” şeklinde cevap veriyor.
‘Akil insanlar Öcalan’ın önerisiydi’
“Erdoğan, 2012 sonunda Kürt sorununun demokratik yollardan çözümü için bir yola çıktı ama o yolculuk çok kısa sürdü. Sonra da zaten direksiyonu tam aksi istikamette bir politikaya kırdı” diyen Çamlıbel, Akil İnsanlar Heyeti’nde olmasını ve gerçekleşen süreci sorduğu İnanır’ın cevabı, “Erdoğan çıkmadı o yola. Erdoğan’ın tek başına yaptığı iş değil o. Erdoğan hazırlamadı ama o sahip çıktı sürece” diyerek şöyle devam ediyor:
“Selahattin Demirtaş mahkemede açıkladı onu. Mahkeme tutanaklarına girdi. Nisan 2018’deki duruşmada Demirtaş, İmralı’da Abdullah Öcalan ile yaptıkları bir görüşmeye atıfla anlattı. Hatırlarsanız, Demirtaş partisinin İmralı Heyeti’ndeydi. Dedi ki; “Benim katıldığım bir toplantıda akil insanlar konuşuldu. Akil insanlar grubu oluşturulmalı denildi. Bu, Öcalan’ın önerisiydi. Ne bizim ne hükümetin önerisiydi. Kim hayata geçirdi, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan. Akil İnsanlar Komisyonu kurdu, ilk toplantısını kendisi Dolmabahçe’de yaptı. Burada tutanakları var, okuyayım size.”
İnanır, Çamlıbel’in, “Erdoğan bugün benzer bir yola yeniden çıksa ve sizi davet etse gideceğinizi söylüyorsunuz” cümlesine, “Erdoğan değil, kim söylerse söylesin giderim. Derim ki; Gel kardeşim deneyelim, acele edelim” diyeceğini söylüyor.
‘Biz ayrılacağız diyen bir Kürtle tanışmadım’
İnanır, son 10 sene içinde birkaç kez HDP’de siyaset yapmak için teklif aldığı hatırlatılan söyleşide, tekliflerin neden kabul edilmediğine dair, “2015’te ve 2018’de geldi. ‘Tanınan, sevilen birini bu partide görelim’ anlayışını ben doğru bulmadım. Çünkü o partinin var olması için ya da o partinin savunduğu bütün değerler için yıllarca uğraşmış, çalışmış, bedeller ödemiş bir sürü insan varken ben birdenbire onların önüne geçip milletvekili olamam. Buna karakterim müsait değil. Teklifi kabul etmememin sebebi buydu, başka bir sebebi yok. O zaman o partinin adı Halkların Demokratik Partisi idi. Nerede halk diye sormuştum size ya, hatırladınız mı?” cevabını veriyor.
2023’te Yeşil Sol Parti’den (YSP) aday teklifi aldığı iddialarına ise, almadığını belirterek konuya dair çıkan haberler için İnanır, “Tonlarca haber çıktı. Ama herhâlde bir tek parti genel merkezleri okumamış onları. Ne güzel işte bir ay boyunca bu haberi kullandılar” ifadelerini kullanıyor.
Çamlıbel’in Selahattin Demirtaş’ın çizgisini nasıl bulduğunu sormasına ise, “Türkiye’nin son zamanlarda yetiştirdiği en önemli siyasetçi Selahattin Demirtaş” cevabını veriyor.
“Sizce Suriye’de de Irak’taki gibi özerk bir Kürdistan’a mı ikna etmeye çalışıyorlar Türkiye’yi?” sorusunu yönelten Çamlıbel’e İnanır şöyle cevap veriyor:
“Ben bugüne kadar tanıdığım Kürtler içerisinde, ‘Biz ayrılacağız, yeni bir devlet kuracağız’ diyen bir kişiye rastlamadım.”
‘Hakan Aslan’ın hikayesini çekmek istiyorum’
Çamlıbel’in “Bugün bu ağır sansür ortamında yaşıyor olmasaydık ve en az 1 milyon dolarınız da hazır olsaydı nasıl bir hikâyenin filmini çekerdiniz?” sorusuna Amed Sûr’da sokağa çıkma yasakları sırasında hayatını kaybeden Hakan Aslan’ın kemiklerinin 7 yıl sonra babası Ali Rıza Aslan’a bir poşet içinde teslim edilmesinin fotoğrafını göstererek, “Evet o filmi çekeceğim de bugün o filmi gösterecek salonu kim verecek bana?” sorusunu soruyor ve ekliyor:
“O torbanın içindeki kemiklerin sahibi kim? Onu anlatmadan böyle bir film çekilir mi? ‘Oğlunu bulduk’ diyorlar, morga gidiyor, oradan torba veriyorlar. Çok güzel bir hikâye ama çok zor tabii. O hikayede iki başrol var; baba ya da hâkim. Çocuğun yanlış bir kararla idam edildiği çıkıyor ortaya. Hâkim yola düşüp köyde babayı buluyor, kendini affettirmek için. Karşılaşıyorlar. Tabii bunlara ne kadar müsaade ederlerse… Türkiye’de muhalefetin dahi kafasını nasıl uzatacağının sınırları bile çizilmiştir. Onun da mühendisliği yapılmıştır.”
HABER MERKEZİ