Avrupa’daki Kürtler ve dostları, 15 Şubat’ın yıl dönümünde yapılacak büyük miting ve yürüyüşe hazırlanırken KCDK-E Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt, ‘Eylemlerin amacının Abdullah Öcalan’ı fiziki özgürlüğüne kavuşturmak’ olduğunu söyledi
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası komplo ile 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye teslim getirilmesinin 25’inci yılında, Kürt halkı ve dostlarının komploya tepkileri devam ediyor. Abdullah Öcalan’a dönük komplonun ilk aşaması olarak Suriye’den çıkarılışının yıl dönümü olan 10 Ekim 2023 tarihinde dünyaca tanınmış isimlerin öncülüğünde uluslararası düzeyde ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm’ kampanyası başlatıldı.
Bu kapsamda İmralı Adası’nda 25 yıldır tecrit altında tutulan Öcalan’ın özgürlüğü talep eden Kürtler ve dostları, 15 Şubat günü Avrupa kentlerinde büyük protesto eylemlerine hazırlanıyor.
Avrupa Kurdistanlı Demokratik Toplumlar Kongresi (KCDK-E) Eş Başkanı Zübeyde Zümrüt, devam eden kampanya ve 15 Şubat’ta gerçekleştirecekleri protesto eylemleri hakkında bilgi verdi.
15 Şubat’ın Kürt halkı tarafından “Kara Gün” olarak tanımlandığını belirten KCDK-E Eş Başkanı Zübeyde Zümrüt, “Bu yıl bizler açısından tarihi. Tarihi bir yılda ise tarihi çıkışların olması gerekir. 3 yıldır İmralı Adası’nda olan bitenden haber alamayan bir halk var. Dolayısıyla bu sene 10 Ekim’de başlatılan hamleye denk düşecek eylem ve etkinlikler yürütülecek” dedi.
‘Abdullah Öcalan özgürlüğün hattıdır’
Türkiye’nin hiçbir hukuksal gerekçe olmadan İmralı’daki tecridi derinleştirmesinin ideolojik bir yaklaşım olduğunu vurgulayan Zübeyde Zümrüt şu ifadeleri kullandı:
“AKP iktidarı, kendi ideolojisini İmralı işkence sisteminde açığa vuruyor ve bunu yıllardır devam ettiriyor. Kürt halkı olarak bunu kabul etmiyoruz. Yıllardır buna karşı direniş veriyoruz. Bu kesintisiz direniş, uluslararası güçlerin 25 yıl önce aldığı komplo kararlarını boşa çıkardı. Kürt halkı ve dostları 10 Ekim’den bu yana yine Avrupa ve dünyada küresel çapta bir direniş hattı örüyor. Bu direniş hattı, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün hattıdır. Biz bu direniş hattını tüm dünyada öremezsek, İmralı tecridini kıramayız. Şu anda yapılan şey tecrit politikalarıyla Kürt halkını nefessiz bırakmaktır. Biz nefes almak için bir an önce Abdullah Öcalan’la görüşme sağlanmasını istiyoruz.”
İmralı’nın işkencenin gittikçe derinleştiği bir yer haline geldiğini, bu durumun ise kaygılarını arttırdığını ifade edem Zümrüt, başta Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT) olmak üzere uluslararası kuruluşların İmralı tecridine karşı sessizliklerini de eleştirdi.
Alanlarda olacağız
Başlattıkları kampanyanın mutlak olarak Abdullah Öcalan’ı özgürleştirme amacı taşıdığının altını çizen Zümrüt, kampanyanın üzerlerine yüklediği tarihsel sorumlulukla komployu 15 Şubat günü yüz binlerce insan sel olup alanlara akarak protesto edeceklerini söyledi. Kampanya kapsamında dünyanın her yerinden İmralı’ya 100 bin kart gönderimini organize ettiklerini ve kartların gönderilmeye hala devam edildiğini belirten Zümrüt, yine Fransa Demokratik Kürt Konseyi (CDK-F) ve Fransa Kürt Kadın Hareketi’nin (TJK-F) 18 Ocak’ta Paris’ten, Kürt gençlerinin Mannheim’den, enternasyonalist gençlerin ise Basel’den 10 Ocak’ta başlattıkları ‘Özgürlük Yürüyüşü’ne dikkat çekti.
15 Şubat’ta CPT önünde olunacak
Zümrüt, 3 koldan yapılan ve Kuzey Fransa’nın 25 bölgesini kapsayan bu yürüyüşlerin 15 Şubat günü Strasburg’daki CPT önünde yapılacak mitingle son bulacağını belirterek, “25 yılı temsilen 25 gün devam edecek olan bu yürüyüş, 25 farklı bölgede devam ediyor. Bütün yürüyüş güzergâhlarında Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaştırılarak sürdürülen tecrit ve 25 yıllık fiziki esarete dair ilişkin yerel halk ve dünya kamuoyu bilgilendiriliyor. Ayrıca çeşitli sivil toplum kuruluşları, insan hakları dernekleri, siyasi parti ve düşünce-araştırma kurumlarına da diplomatik ziyaretlerde bulunulup çalışmanın amacına yönelik bilgilendirmeler yapılıyor” dedi.
Bin dost bin pankart
Zümrüt, 17 Şubat’ta ise Almanya’nın Köln şehrinde büyük bir miting yapılacağını paylaşarak, “Hedefimiz yüz binlerin kendi pankartlarıyla yürüyüş ve mitingde yerini almasıdır. Herkes, büyük bir seferberlik ruhuyla bu mitinge katılmalıdır. 17 Şubat’ta yapacağımız miting bizim açımızdan bir son değil, başlangıçtır. Bu çıtayı yükseltmek gerekiyor. Avrupa’da muhatapların, İmralı sistemini yerle bir etme noktasında devreye girmesi gerekiyor” diye konuştu.
‘Kürt sorunun muhatabı ve kilit noktası İmralı’dır’
“İmralı Adasında tuttuğunuz milyonların lideri ve iradesidir” diyen Zümrüt, eylemlerle verilmek istenen mesajlara dair şunları söyledi:
“15 Şubat’a kadar yaptığımız etkinliklerde uluslararası güçlere şunu diyeceğiz: Abdullah Öcalan’a sadece birey olarak yaklaşamazsınız. Şu anda milyonların iradesini İmralı’da rehin tutuyorsunuz. Uyguladığınız bu rehin politikasının ve tecridin hukuki dayanağının olmadığının mesajı verilecek. Yine Kürt sorununun muhatabının ve kilit noktasının İmralı olduğunun mesajı verilecek. Ortadoğu’da yaşanan kriz ve çözümün adresi de İmralı’da olduğuna dair mesaj verilecek. Bu eylemlerle ve mitinglerle Avrupa’daki mevcut hukuk kurumları, kendi görevlerini yapmaya çağırılacak. AKP faşizminin Türkiye ’de yaşanan hukuksuzluk ve anti demokratik uygulamalarına karşı Avrupa ülkelerinin tutum alması gerekiyor. Türkiye aslında savaş suçu işliyor. Ama uluslararası güçler buna sessiz kalarak savaş suçu işliyor ve eninde sonundan yargılanacak. Ama bizim de artık halk olarak bu rutinimizden çıkmamız gerekiyor.”
Direnmekten başka bir yolun olmadığını vurgulayan Zümrüt, “Biz bugüne kadar direnmekten başka bir şey tanımadık. Biz de sokaklarda direndik, sokaklarda direneceğiz ve sokaklarda da başaracağız. 17 Şubat’taki miting, önümüzdeki dönem açısından bir başlangıçtır. Abdullah Öcalan fiziki özgürlüğüne kavuşana kadar, mücadelemiz devam edecek” diye belirtti.
Haber: Esra Solin Dal / MA