Orta Doğu’da devam eden sıcak çatışma alanları dünya gündemindeki yerini ve önemini koruyor.
Çareyi devletçi çözüm modelinde aramanın yan etkisi olan İsrail ve Hamas arasında dört aydır devam eden şiddet sarmalının da biçim değiştirerek devam edeceği anlaşılıyor.
ABD ve İran arasında yaşanan ve iki ülkenin de kendi topraklarının dışında sürdürdüğü çatışmalı sürecin dozajının kontrollü bir gerilimle tarafların ihtiyaç ve çıkarlarına göre bir artıp bir azalacağını öngörmek ise hiç de zor değil.
Orta Doğu, yeraltı ve yerüstü zenginliklerinden ötürü bir yandan hegemonya kurma peşinde olan güçlerin çatışma sahasına dönerken, bir yandan da Kürt sorununun çözümsüzlüğü, Türkiye başta olmak üzere Kurdistan’ı dörde bölen devletlerin içinde bulunduğu çoklu kriz ortamını daha da derinleştirip toplumsal çürümenin hızını artırıyor.
Elbette ki çoklu krizlerle boğuşan bölge devletlerinin toplumsal sorunları çözmesini beklemek eşyanın tabiatına aykırıdır. Zira devlet denen aygıtların toplumsal sorunları çözmediğini, onları daha da derinleştirip kendi çıkarları temelinde kullandığı tartışma götürmezdir.
Hal böyle olunca Orta Doğu’da envai çeşit sorunla boğuşan halklar, İmralı Ada Hapishanesi’nde 25 yıldır derdest edilen ve mutlak tecride maruz kalan sayın Abdullah Öcalan’ın çözüm üreten düşüncelerine, toplumsal sorunları çözme iradesi ve gücüne, bunun için de özgürleşmesine fazlasıyla ihtiyaç duymaktadırlar.
Bilindiği gibi 2014 güzünde planlanan ama 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra yürürlüğe sokulan “Çöktürme Planı”ından sonra savaş ve tecrit politikaları yaşamın her alanında derinleştirildi ve tüm topluma yayılarak bir yönetim biçimine dönüştü.
Tecritte ısrar kimseye kazandırdı mı peki? Hayır. Bilakis maddi ve manevi her anlamda büyük kaybettirdi. İnsan hak ve özgürlükleri ağır yara aldı.
Tüm hukuksuzlukların başlangıç noktası İmralı Ada Hapishanesi olduğundan, buradaki tecridin bir an önce kırılması gerekmektedir. Zira tecrit kırılmadan Türkiye’de yaşanan hiçbir hukuksuzluk ortadan kalkmaz. İşte bunun bilincinde olan milyonlarca insan yıllardır tecridi kırmak için kesintisiz bir hareket halinde.
Bu temelde 2023 güzünden bu yana sayın Öcalan’ı özgürleştirme eylemleri dünyanın birçok bölgesinde evrensel bir aşamaya girdi. Kısa süre içinde dünyanın birçok bölgesine yayılan bu eylemler Orta Doğu başta olmak üzere dünyada yaşanan kaotik ortamdan çıkmanın yolunu örüyor.
Yaşanan sorunlara kalıcı çözüm üretebilmek için 75 kişi 1 Şubat’tan bu yana Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için milyonlarca insanın yüreğini yüreklerine katıp büyük bir aşkla özgürlüğe doğru Wan ve Qers merkezli iki ayrı koldan iki grup olarak yürüyorlar.
75 sayısı sembolik bir öneme sahip. Öcalan’ın 75. yaşı dolayısıyla 75 kişinin bedeninde milyonlarca ruh özgürlüğe yürüyor.
Milyonlarca kalp 75 bedende coşkuyla, inançla çarpıyor.
Milyonlarca yürek zorlu hava koşullarına rağmen 75 bedende özgürlüğü haykırıyor: “Bimre koletî, bijî azadî!”
Özgürlük için aşkla yürüyor Kürt halkı ve dostlarının yiğit evlatları. En iyi özgürlüğe yürüyenler bilir yürümenin, insanın özgürlük arayışında değerli bir eylem olduğunu.
Yürümek sadece iki mesafe arasında gidip gelmek değildir. Yaratıcı, inşa edici ve dönüştürücü bir eylemdir. Dağlara, taşlara, ovalara yazılan görkemli bir RABE’dir. Ayağa kalkıştır, başkaldırıdır, isyandır Qers kalesinde yürümek. Kaygı, korku yumaklarını darmadağın etmektir Cizre sokaklarında Tunçlaşarak yürümek.
Öyle görülüyor ki Özgürlük Yürüyüşü, Kürt halkı ve dostlarına büyük bir moral ve motivasyon sağladı. 75 kişinin bedeninde tek yürek olup ortak amaçlar etrafında yürümek herkesi cesaretlendiren bir eylem oldu.
Unutmamak gerekir ki ortak amaçlar etrafında atılan adımlar insanları birleştirir ve mücadelede birlikte hareket etme isteğini teşvik eder. Milyonlarca insanın 75 bedende Kurdistan’ı boydan boya dolaşarak attığı her adım, sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne ve Kürt sorunu başta olmak üzere toplumsal sorunların çözümüne olan inancın ve kararlılığın bir göstergesidir.
Bu temelde yeterli yoğunluk ve iradeyle bu yürüyüşe eşlik edenlere, yürekten inanarak eylem, bilinç ve aşkla, kar, kış demeden yürüyenlere selam olsun!