Yerel seçimlere dair açıklama yapan DEM Parti Amed İl Örgütü, ‘Kürdistan kentlerini adeta toplumsal kırımdan geçirmeye çalışan kayyım anlayışına karşı 31 Mart yerel seçimlerinde de iradeyle cevap vereceğiz’ dedi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Amed İl Örgütü yönetimi, 31 Mart’ta gerçekleşecek yerel seçimlere dair parti binasında açıklama yaptı. Açıklamaya partinin Büyükşehir ile ilçe belediye eşbaşkan adayları, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Amed İl Eşbaşkanları ve yöneticiler katıldı.
Açıklama öncesi konuşan DBP Amed İl Eşbaşkanı Sultan Yaray, Özgürlük Yürüyüşü’nü selamlayarak, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasının seçimlerden daha önemli olduğunu vurguladı.
Yaray, “ Sayın Abdullah Öcalan fiziki özgürlüğüne kavuşmadan ne kadar belediye alsak da bir sonuç elde edemeyiz. Sayın Abdullah Öcalan şahsında Kürtlerin sesini kısmak istiyorlar. Bu yüz yıl Kürtlerin özgürlüğü, Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlük yılı olacak. Zaman kadınların, Kürtlerin zamanıdır. Zaman kayyımları gönderme zamanıdır” ifadelerini kullandı.
‘Ön seçimler yerel demokrasiyi güçlendirmekte ön açıcı olacak’
Basın metnini okuyan DEM Parti Amed İl Eşbaşkanı Abbas Şahin ise Öcalan üzerindeki mutlak tecride dikkati çekerek, “25 yıldır esaret altında tutulan ve 36 aydır ağır tecrit koşullarında kalan Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki bu kirli siyasetin son bulması ve bu tecridin toplumsal ve siyasal alanı esaret altına alma politikalarına karşı başlatılan özgürlük yürüyüşünü buradan selamlıyoruz” dedi.
Mayıs seçimlerinden sonra ön seçimi kararı aldıklarını ifade eden Şahin, “Sadece Amed’de 17 ilçemizde binlerce delegelerimizle ön seçim yaptık, bazı ilçelerimizde ise eğilim yoklaması yaparak adaylarımızı belirledik. Demokratik, katılımcı, kadın özgürlükçü yerel yönetim anlayışının yaşamsal kılınması adına çok değerli, önemli bir ön seçim sürecini geride bıraktık. Özgürlükçü halk iradesini esas alan yerel yönetim anlayışıyla gerçekleştirdiğimiz bu ön seçim sürecinin, bundan sonraki süreçte yerel demokrasinin güçlenmesinde ön açıcı olacağına olan inancımız tamdır” dedi.
‘Sistemimiz kayyım siyasetine karşı ders niteliğindedir’
Hayata geçirmeye çalıştıkları sistemin katılımcı demokrasinin en büyük örneği olduğuna vurgu yapan Şahin, “Hem dünya siyaseti için bir örnek hem de Türkiye açısından bir ilk olarak halkımızı sürece katarak ilerlemiş olduk. Çünkü biliyoruz ki halk, yönetime katıldıkça demokratikleşir. Bu anlamda demokratik dönüşümü esas alan sistemimiz aynı zamanda kayyım siyasetine karşı da bir ders niteliğindedir. Demokratik Yerel Yönetim anlayışımız ile taşından toprağına, suyundan elektriğine, hafızasından kimliğine kadar kentlerimizi ahlaki ve politik yöntemle kayyım siyasetine karşı savunacağımızın sözünü veriyoruz. Kadın düşmanı tahakkümcü zihniyete karşı demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmamız ile her kentte eşit temsiliyeti tekrardan yaşamsal kılacağız” ifadelerini kullandı.
‘Mücadeleyi yükseltiyoruz’
Mücadeleyi yükselteceklerini kaydeden Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:
“2016 yılından itibaren Kürdistan kentlerini adeta toplumsal kırımdan geçirmeye çalışan kayyım anlayışına karşı 31 Mart yerel seçimlerinde de aynı iradeyle cevap vereceğimizi bir kez daha buradan ifade ediyoruz. Sorunların temel kaynağı olan tek tipçi; merkeziyetçi anlayışın karşısında, yerel demokrasiyi güçlendiren; herkesin öz kimliği, kültürel farklılıkları ve anadiliyle yönetime katılacağı bir belediyecilik anlayışını benimsemekten bir adım dahi geri atmayacağız. Bugün ön seçimlerde belirlenen adaylarımızla karşınızdayız. Bu kentte uzunca bir süredir yürüttüğümüz mücadelemize, halkımızın seçtiği, Kurdistan halklarının belirlediği adaylarla devam ediyoruz. Bu anlamda seçimlerden ibaret olmayan mücadelemizi yükselteceğimizin sözünü vererek tüm halkımızı selamlıyoruz.”
Kaynak: MA