6 Şubat depremlerinin üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde sorunlar hala devam ediyor, depremden sonra Hatay’da faaliyet gösteren Rimen Kadın Kooperatifi’nden Cansel Aslan, ‘Deprem bölgesinde normalleşme var dediler ama her şey daha kötüye gidiyor’ ifadelerini kullandı
6 Şubat tarihinde Mereş’in Bazarcix (Pazarcık) ilçesinde 7.8 ve Elbistan ilçesinde 7.6 büyüklüğündeki depremlerin üzerinden bir yıl geçti. Etkilenen kentlerden Hatay, Mereş, Semsûr, Meletî, Kilis, Osmaniye, Adana, Dîlok, Amed ve Riha’da resmi rakamlara göre 50 bini aşkın kişi hayatını kaybettiği açıklandı. AKP’nin İBB adayı Murat Kurum ise dün katıldığı TV programında 6 Şubat depremlerine dair ‘130 bin canımız gitmiş’ itirafından bulundu.
Depremlerde 11 kentin içerisinde en çok yıkımın ve ölümün yaşandığı yerlerden biri Hatay oldu. Resmi verilere göre 23 bin 65 kişinin yaşamını yitirdiği Hatay’da, resmi verilere göre ağır hasarlı olan ve yıkılan bina sayısı toplamda 100 bin 687 olurken, barınma sorunun çözümü için 158 konteyner kent kurulmuş durumda.
‘Değişen bir şey yok’
Depremin üzerinden bir yıl geçtiğini ama kadınların ve çocukların yaşamlarıyla ilgili aslında değişen hiçbir şey olmadığını belirten Hatay Deprem Dayanışması Derneği üyesi ve Rimen Kadın Kooperatifi’nden Cansel Aslan, “Deprem bölgesinde normalleşme var dediler ama her şey daha kötüye gidiyor. Sokaklar su içerisinde, her taraf su, yağmur. Elektrikler kesiliyor, ısınma ile ilgili sorunlar çok fazla yaşanıyor. Çocuklar için bir alan yok, oyun alanları yok” ifadelerini kullandı.
‘Kadınlar kendini güvensiz hissediyor’
Depremzedelerin geleceğe dair güvensizlik yaşadığını vurgulayan Aslan, “Bu ortamda kadınlar da kendilerini güvensiz hissediyor. Ataerkil toplumda yaşıyoruz ve kadına yönelik şiddet her yerde. Güvensiz ortam şiddeti tetikliyor. Kadınlar şiddetten çıkmanın yolunu bulmakta çok zorlanıyorlar ve şiddet karşısında başvuracakları mekanizmalar çok az. Kamu kurumlarının kadınların kadınların başvurabileceği mekanizmaları oluşturması gerekiyor” dedi.
Depremin merkez üslerine yaklaşık 200 kilometre uzaklıkta bulunan Riha’da deprem anında 20 bina yıkıldı, 179 kişi hayatını kaybetti. Kentte ağır ve orta hasarlı 8 bin 231 bina için yıkım kararı alınsa da, aradan geçen bir yılda bunların yaklaşık yüzde 50’si yıkıldı. TMMOB İl Sekreteri Fikret Çakır, Riha’daki son duruma dair değerlendirmelerde bulundu.
Yaralar sarılmadı
Yıkımın etkilerinin devam ettiğine dikkati çeken Çakır, “Hala yaralar sarılmış değil. Ağır ve orta hasarlı binaların yıkımı ağır aksak devam ediyor. Deprem kadar tehlikeli bir durum ile karşı karşıyayız. Depremde evleri yıkılanlar için sözde köy evi ve TOKİ evleri yapılıyor. Yerinde inşa için destek verildiği söyleniyor, ancak hala insanlar çadırlarda yaşıyor. Yıkılan binalar var, ancak akıbetleri ne olacak ile ilgili aradan geçen bir yılda belirsizlik yerini koruyor” dedi.
Konteyner kentler daha çok yara açtı
Harran Üniversitesi yerleşkesine kurulan konteyner kente dikkat çeken Çakır, “Denetimden uzak bu kentlerde her sorun yaşanıyor. Eğitim ve sağlık sorunları bunların başında geliyor. Hijyen sorunları aradan geçen bir yılda çözülmüş değil. Yaraları sarması gereken konteyner kentler daha çok yara açtı” diye belirtti.
Kentler depreme hazır değil
“Urfa’da yaralar dayanışma ile sarıldı. Ancak Hatay, Mereş ve Meletî’de ciddi sorunlar devam ediyor” diyen Çakır, depremzede hiç bir kentin yeni bir depreme hazır olmadığını sözlerine ekledi.
İktidar ve yerel yönetimlerin afet karşısındaki acizliğinin tek adam rejiminden kaynaklandığını ifade eden Çakır, “Ders almak için ciddi politikalar üretmeniz gerek. Kamucu politikalar söz konusu değil. Yerel yönetimlerin sivil toplum örgütleri ile koordine içinde çalışma yürütmesi gerek. Yaşanan yıkım ve ölümlere dair açılan dava dosyalarına değinen Çakır, “Devlet gerçek sorumluları göstermelik davalar ile aklıyor. Sorumluluğu olan yüzlerce kişi var” dedi.
HABER MERKEZİ