İskandinavya’nın en büyük gazetesi İsveç’teki Aftonbladet, İsveçli on iki meşhur yazar, gazeteci, siyasetçi, sinema aktörü ve insan hakları savunucusunun çağrısına yer verdi. Bu çağrıda, İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström’den Selahattin Demirtaş’ın özgürlüğü için mücadele etmesi talep olundu.
İsveç Dışişleri Bakanı Billström Selahattin Demirtaş’ın Özgürlüğü İçin Mücadele Etmelidir başlıklı bu ortak çağrıda insan hakları aktivisti Lavin Bahzad, gazeteci, yazar Kurdo Baksi, Kadınların Barış İnisiyatifi’nden Latife Fegan, İşçi Eğitim Merkezi-ABF eski Şefi Göran Eriksson, Dala-Demokraten Gazetesi baş editörü, yazar Göran Greider, Barış İçin Sanatçılar İnisiyatifi Başkanı Kemal Görgü, Uluslararası Af Örgütü (AI) eski Genel Sekreteri Anita Klum, sinema oyuncusu Claes Malmberg, Dagens Nyheter Gazetesi eski başeditörü Arne Ruth, medya çalışanı Jan Scherman, eski Göçmen İşleri Bakanı ve BM Büyükelçisi Pierre Schori ve yazar Olle Svenning’in imzaları yer aldı.
Çağrıyı, İsveççe’den Türkçeye profesyonel çevirmen Vildan Saim Tanrıkulu tercüme etti.
Bu çağrının gazetede yayınlanmasından sonra TC Elçiliği onun resmi tercümelerinin kabul edilmeyeceğini bildirdi.
“Hükümetimiz, savunma ve askeri ittifakı NATO’nun geçen yaz Vilnius’ta yapılan zirve toplantısında, Türkiye’de artarak devam eden insanların politik nedenlerle hapsedilmelerini dikkate almadan, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin yolunu açmak için harekete geçti.
Türkiye’de ifade özgürlüğünün durumu gittikçe daha da kötüleşiyor. Bu durumun birçok örneği vardır. Geçen Eylül ayında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, en büyük muhalefet partisi olan CHP’nin tanınmış milletvekillerinden ve aynı zamanda TBMM’nin İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nun Başkan Vekili olan Sezgin Tanrıkulu’na karşı soruşturma başlattı. Bu durumun nedeni, Tanrıkulu’nun bir TV röportajı sırasında Türk askeri güçlerinin eleştirilmekten muaf olamayacağını ve Türk askeri güçlerinin 1993 yılı ve sonrasında 15 Kürt köylüyü helikopterden attıklarını ifade etmiş olmasıydı. Türkiye bu tutumlarından dolayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi-AİHM tarafından mahkum edilmiş ve bu köylülerin yakınlarına tazminat ödemek zorunda kalmıştır. Tanrıkulu tam da bu hatırlatmaları nedeni ile suçlanmaktadır ve “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti’ni, devlet kurumlarını ve organlarına hakaret etmek” ile aynı zamanda “halkı kin ve düşmanlığa” teşvik etmek iddiaları ile itham edilmektedir.
Hatta, geçen yaz mevsiminde, kendi evine yakın bir yerde asılı olan Erdoğan afişi üzerine Hitler bıyığı çizdiği için 16 yaşında bir çocuk hapse atıldı. Kürtler ve kendi kimliği ve anadili için barışçı yöntemlerle mücadele yürüten gerçek demokrat partiler, Erdoğan rejimi tarafından terörist olarak damgalanmaktadırlar.
Bu politikalardan en ağır biçimde etkilenenlerden birisi, eski Cumhurbaşkanı adayı, pro-Kürt parti olan DEM’in (eski HDP) önceki lideri olan Selahattin Demirtaş’tır. Yedi yıldan fazla bir süre önce, bu siyaset dehası Demirtaş, sadece kullandığı uzlaşmacı siyaset dili/retoriği ile, hem Kürtler hem de Türkler arasında kabul görmesi ve böylece Erdoğan’ın pozisyonunu tehdit edebilecek potansiyel bir koalisyon kurabilme ihtimalinin ortaya çıkması nedeni ile, yasa ve hukuk dışı bir biçimde hapsedildi.
Despot Erdoğan’ın politik arenada Demirtaş’ı yenemeyeceği anlaşılınca, bu Kürt lider süresiz bir biçimde hapsedildi. Demirtaş, politik mücadelesini, hapsedilmiş olduğu yerden sosyal medya aracılığı ile sürdürmeye davam etmiş ve bu süre içinde çok satılanlar listelerinde en önde yer alan birçok edebi eser yayınlamış bulunuyor.
Demirtaş, konuşmaları ve yazıları nedeniyle uzun süreli hapis cezası alma riski ile karşı karşıyadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi defalarca Türkiye’nin Demirtaş’ı serbest bırakması gerektiği hakkında karar vermiş ve bu biçimdeki hürriyeti sınırlama tedbirlerinin amacının “çoğulculuğun boğulması” olduğunu belirtmiştir ancak Türkiye mahkeme kararlarını görmezlikten gelmiş ve umursamamıştır.
Hiçbir insan anadili, politik düşüncesi veya ifade özgürlüğü nedeni ile hapis yatmak zorunda kalmamalıdır. Hayır, tam aksi olmalı. Küçücük bir ülke olan İsveç, kendi büyük insani değerler sermayesi ile, Kürt lideri Selahattin Demirtaş için çaba göstermelidir.
İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström’ün Selahattin Demirtaş’ın özgürlüğü için mücadele etmesini beklemekteyiz. Bu, bizi mutlu kılacak.”
Çağrının İsveççesini şu bağlantıdan okumak mümkün: https://www.aftonbladet.se/kultur/a/JQzwe6/tolv-debattorer-kraver-att-sverige-agerar-mot-recep-tayyip-erdogan