Çalıştığı hastanede hemşire H.Z’ye cinsel saldırıda bulunan asistan doktor S.E hakkında açılan dava öncesinde açıklama yapan kadınlar, mahkemenin ‘rıza’ ısrarıyla faili koruma çabasının suç olduğunu belirterek, erkek yargıya karşı mücadeleyi yükselteceklerinin mesajını verdi
İstanbul Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde asistan doktor S.E. hakkında nöbetçi hemşire H.Z.’ye cinsel saldırıda bulunmasına ilişkin açılan davanın karar duruşması Bakırköy 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Olayın ardından açığa alınan ve tutuksuz yargılanan S.E.’nin 12 yıla kadar hapsi isteniyor.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Kadın Meclisi, duruşma öncesi adliye önünde açıklama yaptı.
“Taciz ve tecavüz her yerde, failler cezalandırılsın” pankartının açıldığı açıklamaya, Özgür Genç Kadın (ÖGK) üyeleri, Halkaların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi ile Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) katıldı.
‘Kadınlar şiddeti kanıtlamak zorunda kalıyor’
Açıklama öncesi konuşma yapan DEM Parti Amed Milletvekili Ceylan Akça, kadınların maruz kaldıkları şiddeti kanıtlamak mecburiyetinde olduklarını belirterek, “6284 yasasını tartışmaya açarak kadınları koruyan mekanizmaları tekrar ortadan kaldırmaya çalışanlara diyoruz ki; Hiranur Vakfı’ndaki 6 yaşındaki çocuğun da, bugün iş yerinde çalışmaya çalışan, kendisini var etmeye çalışan arkadaşımızın da ‘rızası’ yoktu. Kadının beyanı esastır” diye belirtti.
Erkek adalet değil gerçek adalet
Açıklamayı okuyan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Aksaray Şubesi Kadın Sekreteri Helin Göçmenoğlu, AKP-MHP iktidarının yeni ittifakları yanına alarak kadın düşmanlığına hız verdiğini belirtti.
“Failin değil mağdurun cezalandırıldığı bu erkek devlet yargısı, yaşamın genelinde olduğu gibi iş yerlerinde de erkeğin her türlü şiddetine açık hale gelmemize sebep oluyor” diyen Göçmenoğlu, gerçek adalet için bir kez daha “haykırdıklarını” söyledi.
Mahkeme başkanının sanığa, H.Z.’nin kendisine karşı koyup koymadığını, ve kendisiyle flört edip etmediğini sorduğuna dikkat çeken ve savcının beraat istediğini aktaran Göçmenoğlu, “Buradan kadına yönelik şiddet davalarında erkek yargının başvurduğu yargılamanın, kendisini şiddete dönüştüren tutumunu kabul etmediğimizi bir kez daha vurguluyoruz. Kadınların fail erkekle tanışıklığı cinsel saldırının olmadığı, ‘rıza’ ile cinsel ilişki gerçekleştiği sonucunu doğurmaz” ifadelerini kullandı.
‘Mücadeleyi yükselteceğiz’
6284 sayılı kanunun uygulanmasını ve faillerin cezalandırılmasını isteyen Göçmenoğlu, cinsel şiddet davalarında mağdurun dolaylı ‘rızasından’ bahsetmenin kendisinin de bir suç olduğunu hatırlatarak, “İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin iptali, şiddet ve tacizle mücadelede önemli bir araç olan Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 190 Sayılı Sözleşmesi’nin bir an önce imzalanmasını istiyoruz. Tacizin, mobingin ve şiddetin tüm biçimlerine karşı evde, sokakta, işyerlerimizde mücadeleyi daha da yükselteceğiz” dedi.
HABER MERKEZİ