Licê’de 14 yaşındaki çocuğa işkence yaparken telefonla kaydettiği öne sürülen Lice Emniyet Müdürü, mahkeme kararına rağmen telefonu mahkemeye sunmadı. Telefonun teslim edilmesi için bir kez daha karar çıkarıldı
Amed’in Licê (Lice) ilçesinde 21 Mart’taki Newroz kutlamalarına müdahale sırasında 14 yaşındaki Y.D.’nin kaçırılarak, işkence edilmesi ardından elleri bağlı şekilde şehir dışında bırakan Lice Emniyet Amiri Aykut Oral ve emrindeki polisler İsmail Akkuş, Emre Özcan, Gökhan Bay ve Hayrettin Çakmak hakkında açılan “hürriyetti tahdit” davasının ikinci duruşması görüldü. Lice Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya işkenceye uğrayan Y. D., avukatları Mehdi Özdemir, Yakup Güven, Ramazan Kayaalp, Y. D.’nin anne, babası ve kardeşi ile sanık polis Emre Özcan’ın avukatı Zeki Kartal hazır bulundu. Sanık Emniyet Amiri Aykut Oral ve Gökhan Bay’ın avukatı Dilhan Aydın ile Sevde Ata Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden duruşmaya bağlandı. Sanık polisler ise mazeret bildirerek, duruşmaya katılmadı.
Duruşmada, mahkemenin önceki celsede Adli Tıp Kurumu’ndan istediği rapor, tamamlanmadığı için mahkemeye ulaşmadığı belirtildi. Mahkemenin yine önceki celsede Lice Emniyet Müdürlüğü’nden istediği araç içi kamera görüntülerinin gelmediği görüldü. Y. D.’ye işkence edip bunları kullandığı Iphone 14 ile kaydettiği belirtilen Emniyet Amiri Aykut Oral’ın telefonun incelenmek üzere mahkemeye teslim etmesi kararına uyulmadığı ve telefonunun teslim edilmediği görüldü.
‘Kaymakam talimatı’ ile savunma
Sanık polislerin celse arasında talimatla ifadelerinin aldığı görüldü. Sanık polisler ifadelerinde “hürriyeti tahdit” suçlamasına karşı ağız birliği edercesine ilçe kaymakamı başkanlığında yapılan güvenlik toplantısında “çocukların gözaltına alınmaması, haklarında işlem yapılarak, serbest bırakılması kararı alındığını” belirterek, kendilerinin Y. D.’yi araca aldıklarını serbest bıraktıklarını savundu. Yargılanan polislerin tamamı, “dövme ve şehir dışında terk etme” iddialarını reddetti.
Talimatla ifadesi alınan polis Gökhan Bay, savunmasında Y. D.’nin olay günü polis aracına taş atan grup arasında olduğu yönündekini ifadesini yineledi. Emniyet amiri ve fail Aykut Oral’ın Lice Kaymakamı ile irtibat halinde olduğu ve kaymakamın çocuklar hakkında işlem yapıp, serbest bırakılması talimatını verdiğini, kendilerinin de Y. D.’yi emniyet amirinin talimatıyla serbest bıraktıklarını savundu. Y. D.’ye işkence iddialarını reddeden fail polis Bay, Kürtlere hakaret ve küfür ettiği iddialarını da kendisinin, “Kürt asıllı olduğunu” belirterek kabul etmedi.
Bir diğer fail polis İsmail Akkuş da Y. D.’nin taş atan grup arasında olduğunu, onu almaya çalışırken kendilerine direnmesiyle, kendisine karşı “orantılı güç kullandıklarını” savundu.
‘Olaylara karıştığı için yaralandı’ savunması
Y. D.’nin 18 yaşından büyük göründüğünü, bu sebeple gözaltı için aldıklarını savunan sanık polis Hayrettin Çakmak ise araç içerisinde yaşı sorulduğunda 15 yaşında olduğunu öğrendiklerinde kelepçeyi hemen çıkardıklarını öne sürdü. Araç içerisinde çocuğu darp etmediklerini ve kimsenin de şiddet uyguladığını görmediğini iddia eden Çakmak, çocuğu gözaltına almadıklarını, olayların devam ettiğini ve aracın hareket halinde olması nedeniyle çocuğun araç içinde kaldığını belirtti.
Emniyet Amiri sanık Aykut Oral, çocukların polis araçlarına taş attıklarını, Y.D.’nin taş atan grup arasında olduğunu ifade ederek, çocuğa gözaltı işlemi yapmak için aldıklarını ancak Newroz’a ilişkin kaymakam ile yapılan güvenlik toplantısında çocukların gözaltına alınmaması kararı nedeniyle onu evine bırakmak istediklerini savundu. Ancak merkeze dönerken olaylara müdahale ettiklerini ifade eden Oral, Y.D’yi evine bırakmak istediklerini ama çocuğun, “Beni ajan ilan ederler” dediği için evinin yakınına bıraktıklarını söyledi. Oral, Y. D.’nin vücudundaki yaralanmaları “çocuktaki yaralanmaların olaya karışmasından kaynaklı olabileceği” iddiasını öne sürdü.
Tanık çocuk: Dövme sesleri geliyordu
Duruşmada tanık olarak dinlenen çocuk Ş. S. N., olay günü bakkala gittiğini beyan ederek, “İlk bakkala gittiğimde kapalıydı. İkinci bakkala gittim oda kapalıydı. Polis aracı geldi ve herkes kaçtı. Bunun üzerine bende kaçarak, bir apartmana girdim, arkamızdan üç polis geldi, ikisi yukarı çıktı. Bir polis bana panzere taş atıp atmadığımı sordu, bende atmadığımı söyledim. Sonrasında yukarıdan bağırma sesleri geldiğini duydum. Ben dövüldüğünü görmedim, ama bağırma sesleri dövüldüğünü gösteriyordu. Polis beni bıraktığında ben bir elektrik direğinin arkasına saklandım. Daha sonra iki polis mağduru apartmandan çıkararak, arabanın önüne kadar getirdiler. Ardından kaçtığım için ne olduğunu görmedim” yönünde ifade verdi.
‘Darp edildiği anlaşılıyordu’
Y. D.’ye yapılan işkence sonrası ilk tıbbi müdahaleyi yapan ve rapor düzenleyen Doktor Murat Tekin tanık olarak dinlendi. Tekin, Y. D.’nin hastaneye getirilmesine değinerek, “Mağdur yakını olmayan dışarıdan biri ile hastaneye getirildi. Biz o sırada kapı önündeydik. Çocuğa ilk bakıldığında darp edildiği anlaşılıyordu. Bir gözü kapalıydı açamıyordu. Olay üzerinden uzun zaman geçtiğinden hatırlamıyorum ama önceki savunmalarımı tekrarlıyorum” dedi.
Sanık Tarık Mercan da olay günü bulunduğu apartmanda olayın meydana geldiğini, olay sırasında hakaret olduğu anlaşılan bağrışmaların olduğunu belirterek, “Çocuk ben bir şey yapmadım, diyordu” dedi.
Olay günü çocuğu görüp hastaneye götüren tanık Uğur Ayder, “Olay günü hayvanlara yem vermek için evden çıkıp ahıra gidecektim. Daha sonra dere yatağında yerde yatan çocuğu gördüm. Mağduru kaldırırken, kendisini polislerin vurduğunu ve ellerinin bağlanarak dere yatağına atıldığını söyledi. Sonrasında çocuğu bazı yerlerde sırtımda taşıdım bazı yerlerde de kendisi yürüyerek hastaneye gittik. Hastaneye götürdükten sonra ailesine haber verip ahıra gittim” sözlerine yer verdi.
‘Delil karartma şüphesi var’
Çocuğun avukatı Ramazan Karaalp, talimat ile alınan fail savunmalarına itibar edilmemesine, ayrıca araç içi kamera kayıtlarının gelmemesinin delil karatma şüphesi olduğuna dikkat çekti. Ramazan, faillerin ayrı ayrı tutuklanmasını ve aksi halde adli kontrollerinin ağırlaştırılmasını istedi.
Çocuğun avukatı Mehdi Özdemir, dinlenen tanık beyanlarına bir diyeceklerinin olmadığını ifade etti. Mehdi, “Talimat ile alınan sanık savunmalarına ilişkin olarak tanık beyanları, diğer sanık savunmaları ve dosya kapsamındaki deliller ile çelişmektedir. Tanık beyanlarına bakıldığında bizim beyanlarımızı doğrular niteliktedir. Dosyanın işkenceden bozulma ihtimali yüksektir. Ayrıca kamera kayıtları, disiplin soruşturması halen dosyaya getirilmemiştir. Öncelikle ayrı ayrı tutuklanmalarını aksi kanaatte adli kontrol şartlarının uygulanmasını talep ederim” ifadelerini kullandı.
‘Sivil olsaydı tutuklanırdı’
Çocuğun diğer avukatı Yakup Güven de, “Bu iddia edilen eylemleri sivil bir vatandaş gerçekleştirmiş olsaydı şu an tutuklu yargılanırdı. Sanıkların kamu görevlisi olmasının lehe değerlendirilmemesini ve tutuklanmasını talep ederim” dedi.
Faillerin avukatları ise suçlamaları kabul etmeyerek, tutuklamaya dönük olan taleplerin reddedilmesini isterdi.
Tutuklama talebine ret
Mahkeme sanıkların tutuklanması talebini reddederek, sanıklar hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasının devamına karar verdi. Avukatların sanık polisler hakkında yürütülen idari soruşturmanın bir örneğinin mahkemeye gönderilmesi talebini kabul eden mahkeme, Lice Emniyet Müdürlüğü’nden olayı kendi telefonuyla çektiği iddia edilen sanık Aykut Oral’ın telefonun araştırılmasının istenmesine karar vererek, duruşmayı 15 Mayıs’a erteledi.
HABER MERKEZİ